Tüm Haberler

Haberler bizde…

Sivas’ta Kırım-Kongo paniği

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, kent merkezinde yaşayan Aysel Öktengil (61) ve Hidayet Arslan (38), Kuzuören köyünden 4 yaşındaki Nefise Çim, Düzova köyünden İnsaf Özen (37), Hafik ilçesine bağlı Çömlekçi köyünden Hüsne Demir (51) ve Yıldızeli ilçesine bağlı Kızılköyden Menevşe Elik (62) kene ısırması şikayetiyle Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Acil Servisine başvurdu. Çim, Özen, Öktengil ve Arslan’ın vücudundaki keneler acil serviste kontrollü olarak çıkarıldı.

Keneyi kendisi çıkaran Elik ile bir yakını tarafından vücudundaki kene çıkarılan Demir ise serviste muayene edildi. Demir’in sağ kolunda, kafası deri altında kalan kene, doktorlar tarafından alındı. Gerekli tetkikleri yapılan 6 kişi, hastalık belirtileri göstermedikleri gerekçesiyle tedavilerinin ardından taburcu edildi.

Öte yandan, Akıncılar merkezde yaşayan Sefer Kartal (20) ve ilçeye bağlı Ballıdere köyünde yaşayan Hasan Karakaşoğlu (73) ile Giresun’un Çamoluk ilçesinden Mehmet Cevahir (57) kene ısırması şikayetiyle Akıncılar Merkez Sağlık Oacağına başvurdu. Vücutlarındaki kene doktorlar tarafından çıkarılan Kartal ile keneyi kendileri çıkaran Karakaşoğlu ve Cevahir gerekli tetkiklerinin ardından taburcu edildi.

Akıncılar Merkez Sağlık Ocağı sorumlu doktoru Mehmet Arif Hekimi, kene ısırması şikayetiyle başvuran 3 kişinin laboratuvar tetkiklerinin yapıldığını söyledi. Genel sağlık durumları iyi olan bu kişilerin 5. ve 9. günlerde tekrar muayeneye geleceğini ifade eden Hekimi, hastalık belirtisi gördükleri kişileri Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine sevk ettiklerini kaydetti.

Ağustos 15, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Rektör aşka sahip çıktı

Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü Okudan birbirlerine sarılarak dolaşan iki öğrenciye değil onları dövüp soruşturana ceza verdi.

Selçuk Üniversitesi’nde Eğitim Fakültesi öğrencisi Talip Sefil ile kız arkadaşı Yeşim Yükselen’in “el ele ve birbirlerine sarılarak yürüdüler” diye dövülmesi olayında Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan’ın başlattığı soruşturma tamamlandı.

UYARI VE KINAMA
İki sevgiliyi darp ettiği için öğrenci Kurtuluş Sönmez’e “kınama”, hakaretten de Emre Aker’e “uyarı” cezası verildi. Asıl ilginci de dayak atanlar yerine sevgililere “uygunsuz davranış”tan soruşturma açan iki öğretim görevlisiyle ilgili karar oldu.

İKİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
Yardımcı Doçent Dr. Adnan Buldur’a, disiplin yönetmeliğinin “aylıktan kesme” hükmü uygulandı ancak daha önce bir cezası olmadığı için ceza “kınama”ya dönüştürüldü. Yardımcı Doçent Dr. Zehra Göre de “uyarı” cezası aldı.

Rektör, sarılarak gezen çifte sahip çıktı
Selçuk Üniversitesi Rektörü, okulda sarılan iki öğrenci için soruşturma başlatan öğretim görevlilerine, “kınama ve uyarı” cezası verdi.

Konya Selçuk Üniversitesi Rektörü, sarılarak yürüdükleri için hakkında soruşturma başlatan iki öğrenciye sahip çıktı ve soruşturmayı başlatan öğretim görevlilerine “kınama ve uyarı” cezası verdi. Sarılan öğrencileri tartaklayıp hakaret eden iki öğrenci; Abdullah Kurtuluş Sönmez ve Emre Eker’e de fakülte dekanlığınca aynı ceza verildi. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencilerinden Talip Sefil, geçen ay kampusta kız arkadaşı Yeşim Yükselen’in omzuna elini attığı için, yanına gelen Abdullah Kurtuluş Sönmez ve Emre Eker tarafından “Burada bu şekilde kız arkadaşına elini atamazsın” diyerek darp edildi. Bunun üzerine Sefil ile kız arkadaşı, polise ve rektörlüğe giderek bu öğrencilerden şikâyetçi oldu. Rektörlük de, Talip Sefil’i döven öğrenciler hakkında soruşturma başlatılması için dekanlığa talimat verdi.

‘UYGUNSUZ VAZİYETTELER’
Fakat soruşturmada görevli Yrd. Doç Dr. Adnan Buldur ve Yrd. Doç Dr. Zehra Göre, dayak atan öğrenciler yerine, Talip Sefil ve Yeşim Yükselen hakkında “uygunsuz vaziyette davranıştan” dolayı soruşturma başlattı. Olayı basından öğrenen Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan, duruma hemen el koydu ve öğretim görevlileri Yrd. Doç Dr. Adnan Buldur ve Yrd. Doç Dr. Zehra Göre hakkında, “Yetkileri olmadığı halde öğrenciler hakkında soruşturma açmaktan”dolayı soruşturma başlattı. Soruşturmanın ardından Yrd. Doç Dr. Adnan Buldur’in, Yüksek Öğretim Kurumları yönetici, öğretim elemanı ve memurları disiplin yönetmeliğinin 8/a maddesi gereğince, “Aylıktan kesme cezası” uygulanması gerekirken, daha önce ceza almadığı dikkate alınarak bir alt ceza olan “Kınama cezası” ile cezalandırılmasına karar verildi. Yrd. Doç Dr. Zehra Göre ise, daha önce hiçbir ceza almadığı için “uyarma cezası” aldı.

VERİLEN CEZAYI AZ BULDU
Olay sonrası Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Musa Gürsel başkanlığında başlatılan, dayakçı öğrenciler hakkındaki incelemenin ardından alınan kararla da, tarafların karşılıklı münakaşalarının sebebi olarak gösterdikleri konuların “birbirinden farklı olduğu”nun tespit edildiği belirtilerek, Abdullah Kurtuluş Sönmez’e “Kınama”, Emre Eker’e “Uyarma” cezası verildi. Olayda mağdur olan öğrencilerden Talip Sefil ise, verilen cezanın az olduğunu öne sürerek şunları söyledi: “Hocaların istediği gibi oldu. Yaptıkları yanlarına kâr kaldı. Kız arkadaşım baskılardan okulu bırakmayı düşünüyor. Hocaların sınıflarda tüm şakası bizim üzerimize oluyor. Bu olayı ben yapsaydım acaba ne ceza alırdım merak ediyorum. Bir ay araştırma yaptılar. Makamlarını kullanarak bize ceza vermeye kalktılar. Basının haberi olmasaydı eminim ki bizi okuldan bile uzaklaştırırlardı.”


Haber:Aliye ÇETİNKAYA
Kaynak:Sabah

Ağustos 15, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Başkentte elektrik kesintisi

Şebeke tesis bakımı, hat tadilatı, enerji nakil hatlarında tadilat, yeni ek tesis, trafo merkezlerinde bakım, onarım ve inşaat çalışmaları nedeniyle, 14-15-16 Mayıs’ta Ankara’nın bazı yerlerinde elektrik kesintisi uygulanacak.
Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş’den yapılan açıklamaya göre, elektrik kesintisi yapılacak yerler gün ve saat olarak şöyle:

14 Mayıs Pazar günü;
07.30-17.00 saatleri arasında, Pınarbaşı Mahallesi Namlı, Mahir,
Mis, Uyar sokaklar ile 13. Cadde, Mihrak, Meral, Orkun sokaklar ve
civarı,
09.00-18.00 saatleri arasında, Yakacık, Yuva, Karacakaya köyleri,
Hurdacılar Sitesi, Bolu Çimento ve civarı ile Çiğdemtepe Mahallesi
Selim Caddesi 159. Sokak, Değirmendere Sokak ve civarı,
08.30-19.00 saatleri arasında, Ankaralılar Petrol, Nata, Karizma,
Işıksan, Sasan, Nurol, Ankaş, Bulaycı Gıda, Denge Petrol Deposu,
Kartal Metal, Soykan Deposu, Yüksel İnşaat, Denge Petrol, Kam Beton,
Çağlayan Gıda, Yılmaz Hasır Çelik, Makromarket, Tamer Elektrik, Tamer
Çelik Kapı, Kalpen, TTM A.Ş, Net Devre, Bildirici Gıda ve Aydeniz
hattından beslenen diğer firmaların tamamı,
06.30-18.00 saatleri arasında, Şereflikoçhisar ve Evren
ilçelerinin tamamı ve bu ilçelere bağlı tüm köyler,

15 Mayıs Pazartesi günü;
07.30-17.00 saatleri arasında, Pınarbaşı Mahallesi Namlı, Mahir,
Mis, Uyar sokaklar ile 13. Cadde, Mihrak, Meral, Orkun sokaklar ve
civarı,
09.00-18.00 saatleri arasında, Barıştepe Mahallesi 1. Cadde, 316,
317, 318, 320, 359 ve 361. sokaklar ve civarı,
07.00-18.00 saatleri arasında, Siteler Mahallesi Açıktan Sokak ve
Dikmeli Sokak civarı.

16 Mayıs Salı;
07.30-17.00 saatleri arasında, Pınarbaşı Mahallesi Namlı, Mahir,
Mis, Uyar sokaklar ile 13. Cadde, Mihrak, Meral, Orkun sokaklar ve
civarı,
09.00-13.00 saatleri arasında, 30 Ağustos Mahallesi 3. Cadde ve
170, 171, 177, 178. sokaklar,
09.00-14.00 saatleri arasında, Yayla Mahallesi Porsuk, 8 ve 32.
sokaklar,
07.00-18.00 saatleri arasında, Siteler Mahallesi Açıktan Sokak ve
civarı.

Ağustos 13, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , | Yorum bırakın

Kadın ikinci eşe razı oldu

Konya’da bir kadın, 30 yıldır çocuk sahibi olamadığı için bir türlü mutlu edemediğine inandığı eşinin bir başka kadınla da imam nikayıyla birlikte yaşamasına izin verdi. Bu kadından tüp bebek yöntemiyle üçüz bebek sahibi olan ve bebek için iki kadınla birlikte yaşayan koca tepki gördü. Ali Akkaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 30 yıl önce eşi Adile Akkaş (44) ile evlendiğini, ancak bir türlü çocuk sahibi olamadıklarını söyledi.

Bugüne kadar çocuk sahibi olabilmek için Türkiye’de gitmedikleri hastane kalmadığını, hatta Danimarka’da bile tedavi olmayı denediklerini, ancak bir sonuç alamadıklarını dile getiren Akkaş, ”Eşimin yumurtalıklarında sorun varmış. En son çare tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olabilmekti, o da sonuç vermedi. Yıllarca çocuk sahibi olabilmek için mücadele verdik ama mutlu sona ulaşamadık” dedi. Tedaviler sonuç vermeyince yaklaşık 1.5 yıl önce eşinin, kendisinden başka bir kadınla imam nikahıyla birlikte yaşamasını istediğini söyleyen Akkaş, şunları kaydetti:

”Eşim, yaşının ilerlediğini artık çocuk sahibi olamayacağını belirterek bana bu teklifi yaptı. Kendisine, ilk önce böyle bir şeyin olamayacağını söyledim. Daha sonra ısrarlarına dayanamadım. Eşim, imam nikahıyla birlikte yaşayarak bebek sahibi olmam için bana Yıldız Gümüş’ü (36) ailesinden istedi. Eşimin kararı doğrultusunda ikinci evliliğimi gerçekleştirdim. Üçümüz aynı evde yaşamaya başladık. Ancak yine çocuk sahibi olamadım. Prof. Dr. Mehmet Çolakoğlu, tüp bebek tedavisi uyguladı ve çok kısa süre sonra Yıldız’ın hamile olduğunu öğrendik. Eşim ve ben sevince boğulduk. Yıldız, 40 gün kadar önce sezaryenle özel bir hastanede 2’si kız, biri erkek üçüz bebek dünyaya getirdi.”

BEBEK SAHİBİ OLMAK İÇİN VARINI YOĞUNU HARCADI

Şu an dünyanın en mutlu insanı olduğunu dile getiren Akkaş, yıllarca çocuk sahibi olabilmek uğruna elinde avcunda ne varsa satarak tedavi için harcadığını söyledi. İmam nikahı ile yaşadığı Yıldız Gümüş’ün tedavi masraflarını da akrabalarından borç alarak karşıladığını anlatan Akkaş, ”Şu an borcumu ödeyebilmiş değilim. Üç çocuğumun geleceği için hayırseverlerin desteğini bekliyorum” dedi. Üçüz bebeklerinin olmasına en çok kendisinin sevindiğini dile getiren Adile Akkaş ise ”Benim tedavim için eşim çok şey yaptı. Ancak yapılanlar sonuç vermeyince kuma getirilmesini ben istedim. Şu an üç sağlıklı bebek dünyaya geldi. Yıldız’ın resmi nikahı olmadığı için kendisinin de rızasıyla çocukların annesi resmiyette ben görünüyorum” dedi.

BEBEK İÇİN ÇİFTE EVLİLİĞE TEPKİ

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Konya Şubesi İkinci Başkanı Şule Koca ise bebek sahibi olmak için başka bir kadınla imam nikahıyla birlikte yaşamanın kabul edilebilecek bir durum olmadığını söyledi. Böyle bir evliliğin yanlış olduğunu ve sonrasında da yanlışların birbiri ardınca sıralandığını vurgulayan Koca, ”Bu durumda birinci eşten ayrılmalı, ikinci kadına resmi nikah yapılmalı. Çocuklar da kendi annelerinin üzerine kayıtlı olmalı. İleride çocuklar büyüdüklerinde bu durumdan psikolojik anlamda olumsuz etkilenecektir” dedi. Aile ortamını özleyen birçok çocuğun bulunduğunu vurgulayan Koca, ”Madem bu kadar çok çocuk sahibi olmak istiyorlardı. Yuvadan çocuk alabilirlerdi. Bebek sahibi olmak için bu yol tercih edilmemeliydi” diye konuştu.

EVLİ OLMAYAN ÇİFTE TÜP BEBEK UYGULAMASI YÖNETMELİĞE AYKIRI

Sağlık Bakanlığının Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliği’nin hasta seçme kriterleri bölümünün ilk maddesine göre, tedavi uygulanacakların evli çift olması gerekiyor. Tüp bebek uygulamasını yapan Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite Bilim Dalı Başkanı ve Tüp Bebek Ünitesi sorumlusu Prof. Dr. Mehmet Çolakoğlu ise tedavi uyguladığı kişilerin evli olup olmadığını bilmediğini söyledi. Konya İl Sağlık Müdürü Hasan Küçükkendirci de evli olmayanların tüp bebek uygulamasından yararlanamayacağını belirterek, ”Taşıyıcı annelik de mevzuata uygun değil. Yönetmeliğe aykırı bir durum gerçekleşmişse gereği yapılır” diye konuştu.

Ağustos 12, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Çin işi ‘Pilli Memet’

Kayseri zekâsı, eskiden İngilizce konuşan Çinli oyuncak askere talim türküsü ‘Yaylalar’ı söyletti. Düğmesine basıldığında yerinde saymaya başlayıp ‘Ay akşamdan ışıktır, yaylalar yaylalar/Yüküm şimşir kaşıktır/Dilo dilo yaylalar’ diye türkü söyleyen küçük asker, 15 YTL’den satılıyor. Küçük askere en çok tezkeresini alan ya da haftalık izne çıkan asker hatırası peşindeki askerler ilgi gösteriyor.
Bebeğin ithalatçısı Birlik Plastik Sanayi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Rahmi Solak, “Eskiden Çin’den veya Avrupa’dan ithal edilen oyuncaklar, İngilizce konuşup İngilizce şarkı söylüyordu. Biz Çin’deki üreticilere özel imalat yaptırıyoruz. Sesleri ve şarkıları biz burada hazırlıyoruz, üretim sırasında oyuncakların elektronik ses devrelerine bu süsler yükleniyor. İthal oyuncak robotlar da çok sayıda kelimeyi Türkçe olarak konuşuyor, bebeklerse çocuk şarkıları söylüyor” dedi.

Ağustos 12, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Akdeniz’de cennetten bir köşe

Doğanın yer yer tarihle de kucaklaştığı Kaş ve çevresi, dalış için de en çok tercih edilen noktalar arasında yer alıyor. Daha önce hiç gitmediğim, gidince ise özellikle de pırıl pırıl denizine vurulduğum bu minik sahil kasabası hakkında sizi de bilgilendirmek, gitmeyenlerin aklını çelmek, daha önce gidenleri ise yeniden heveslendirmek istedim. İşte size Haziran ayında yaptığım 6 günlük Kaş gezimden, bu şehire gitmek isteyenlere bir kaç küçük not…

İLK İŞ ULAŞIM
Kaşa gitmeye karar verdiyseniz yapmanız gereken ilk iş ulaşım sorununu halletmek. Kendi aracınız ile gitmeniz size orada ulaşım özgürlüğü sağlasa da İstanbul-Kaş arasının yaklaşık 950 km olduğunu unutmayın. Yani sizi uzun bir yolculuk bekliyor. Otobüs ile Kaş yaklaşık 15 saat sürüyor. İstanbul’dan Kalkan ve Kaş’a, Kamil Koç, Metro ve Pamukkale turizmin direkt seferleri var. Kaş’a Fethiye üzerinden aktarma yapanak da gidebilirsiniz. Fethiye’ye bir çok otobüs firmasının seferleri var. İstanbul-Fethiye yaklaşık 850 km, Fethiye Kaş arası ise 108 km.



Tabii bir de uçak alternatifi var. Kaş, Antalya Havalimanı’na 200, Dalaman Havalimanı’na ise 160 km uzakta. Daha yakın olduğu için Dalaman Havalimanı’nını tercih etmenizi öneririm. Dalaman’a THY’nin (www.thy.com.tr), Atlajjet’in (www.atlasjet.com) ve Onur Air’in (1 Temmuz’da başlayacak) uçuşları var. Uçak tarih ve saatlerine internet sitelerinden de ulaşabilirsiniz.




ACABA NEREDE KALSAK?
Ulaşım işini hallettik, şimdi sırada ‘nerede kalacağız’ sorusu var. Kaş’ın içinde birçok otel ve pansiyon var. Bunun dışında Kaş’ın merkezine 10 dakika yürüme mesafesinde bulunan Küçük Çakıl koyunun karşı sırasında da bir çok otel bulunuyor. Tüm bunların yanında Çukurbağ Yarımadası otel yönünden zengin. Hatta Kaş’ın en büyük oteli Aquapark Hotel (www.aquapark.org) de bu yarımadanın en ucunda. Ben arkadaşlarımın ve tur şirketinin tavsiyesi üzerine bu otelde kaldım. Beyaz minik binalar, lacivert çerçeveler, pembe begonviller ile tam bir Akdeniz oteli. Çukurbağ Yarımadası’ndan Kaş’a minübüsler var. Bu minübüsler, Kaş limanın hemen yanından her saat başı kalkıp, yarımadayı dolaşıyor ve yine kalkış noktasına dönüyor.



Tatilden ne beklediğiniz ile ilgili olarak kalacak yer kısmı şekillendirilebilir. Eğer gittiğiniz otelde kalıp, deniz-havuz keyfi yapmak istiyorsanız Aquapark Hotel gibi bir oteli tercih edebilirsiniz. Ancak etrafı gezmek, her gün farklı bir şeyler yapmak istiyorsanız ben Kaş’ın içinde minik bir otel ya da pansiyonlardan birinde kalmanızı tavsiye ederim. Böylece, eğer arabanız ile gelmediyseniz sadece belirli saatlerde kalkan minübüslere de bağlı kalmamış olursunuz. Bir diğer alternatif de şehir meydanından yürüyerek 10 dakika kadar uzaklıkta olan Küçük Çakıl mevkiindeki oteller. Böylece hemen onların kendi önündeki plajlarından deniz girme imkanınız da olmuş olur. Kaş’daki oteller ile ilgili daha fazla bilgiyi internette arama yaparak da edinebilirsiriz.

YEMEK VE İÇKİ
Kaş’ın içinde yemek için bir çok güzel yer var. Balık konusunda tam meydandaki Mercan Lokantası pek ünlü. Onun dışında ev yemeklerinden fast-food tarzı yemeklere kadar her zevke uygun yemek yenilebilecek yerler var. Eğer OK (Oda Kahvaltı) olan bir yerde kalıyorsanız akşam yemekleri için Kaş’a inmenizi öneririm. PTT’nin yakınlarında ev yemekleri yapan Musakka var. Mercan Lokantası’nı sağınıza alacak şekilde yokuş yukarı doğru çıktığınızda Zeytin var. Bahçesi çok güzel, saatlerce oturup, manzaranın keyfine varabilirsiniz.




Şehir merkezindeki yerlerin yanı sıra benim size özellikle bir tavsiyem var, Gümüş Ali’nin yeri. (Telefonu: 0-242-844 22 69) Deniz tarafındaki lokanta, Kaş’tan Kalkan’a doğru giderken, meşhur Kaputaş plajını geçtikten sonra, Kalkan ile Kaputaş arasında. Araba ile Kaş’tan 25, Kalkan’dan ise 5 dakika uzaklıkta. Ali’nin eşi Aysun’un o güzel yemeklerinden yemek için mutlaka gitmelisiniz. Aysun, 19 yaşında, ikinci çocuğuna hamile dünyalar tatlısı biri. Çeşit çeşit gözlemeleri, üzeri yoğurtlu ve domates soslu kızartmayı, mantıyı ve höşmerimi yemeden gelmeyin. Kaymak ile yapılan tatlıyı ılık getiriyorlar, ‘yeme de yanın da yat’ deyimi sanırım onun için söyleniyor. Benim gibi daha önce hiç bu tatlıyı yememiş herkese öneririm.

Gece eğlencelerine gelince; Kaş’ın eğlence hayatı çok hareketli değil. Daha çok masanızda içki içip müzik dinleyebileceğiniz tarzda yerler var. Zaten çoğu lokanta belirli saatten sonra içki içilen mekanlara dönüşüyor. Kaş meydanı bu barlar konusunda çok seçenekli bir yer. Size bir akşam için Dejavu’yu (Mercan Lokantası’nı sağınıza alıp yokuşu çıktığınızda Zeytin’in yan tarafında) önerebilirim. Yüksekte olduğu için bir yandan içkinizi içip, bir yandan manzarayı seyrederken güzel müzikler dinleyebileceğiniz bir yer.




YEDİK, İÇTİK SIRA GELDİ GEZMEYE
PATARA
Geçtiğimiz günlerde İngiliz Sunday Times Gazetesi tarafından bir kez daha ‘Dünyanın en güzel plajları arasında’ gösterilen 22 kilometrelik Patara Plajı,dünyanın ikinci, Türkiye’nin ise en uzun kumsalı.

Eğer arabasız iseniz Otogar’dan Patara’ya minübüs ile gidebilirsiniz. ( Minübüs saatleri ile ilgili bilgi almak için 0-242-836 21 57) Patara Plajı, Kaş’tan 1 saat, Kalkan’dan ise 30 dakika mesafe uzakta. Patara, uçsuz bucaksız altın rengi bir kumsalı olan bir yer. Patara’ya gelmeden yol üstünde gözleme yapan yerler. İsterseniz önden oralarda bir şeyler atıştırabilirsiniz. Ya da kumsalın girişinda daha çok fast-food tarzı yemekleri olan bir cafe var. Oradan da yemek-içecek ve tuvalet gibi ihtiyaçlarınızı giderebilirsiniz. Kumsalın cafenin önüne düşen kısmında şezlong ve şemsiyeler var. Bu nedenle de bu kısım biraz kalabalık. İsterseniz denizi solunuza alıp daha ilerilere gidebilir, kumsalın daha sakin kısımlarının keyfini çıkarabilirsiniz.
Benden size küçük bir uyarı, gittiğiniz minübüsün dönüş saati ile ilgili bilgi alırsanız, dönüş için erkenden plajdan ayrılıp, minübüs beklemek zorunda kalmazsınız.

KAPUTAŞ PLAJI
Kalkan-Kaş yolunda dağların ve virajların arasında giderken bir anda beliren bir plaj Kaputaş Plajı. Kalkan’dan araba ile yaklaşık olarak 10 dakika, Kaş’tan ise 20 dakika uzaklıktaki plaja 200’e yakın basamak merdiven inerek ulaşılıyor.



Üşenmeyip o merdivenlerden inin ve masmavi denizin kıyıda turkuaza dönüştüğü, bembeyaz çakıl taşları ile kaplı, tropikal bir adayı andıran bu minik sahildeki, dalgaların ve denizin keyfini çıkarmadan sakın Kaş’tan ayrılmayın.




KÜÇÜK ÇAKIL-BÜYÜK ÇAKIL
Küçük Çakıl, yürüyerek merkezden 5-10 dakika uzaklıkta. Güneşlenmek için kayalıkların üzerine platformlar oluşturulmuş. Büyük Çakıl ise Küçük Çakıl’ı geçtikten sonra yürüyerek 20 dakika kadar uzaklakta. Ancak yokuş yukarı olduğu için yürümek yerine limanın yanından kalkan minübüsler ile gitmenizi öneririm. İki yerde de kaynak suyuları çıktığı için deniz suyu sıcaklığı oldukça soğuk.





TURLAR
Kekova-Batıkşehir-Üçağız-Kaleköy
Sabah saat 10 gibi Kaş limanından hareket eden tekneler, birbirinden güzel koylara uğrayarak, üçağız köyüne geliyor. Üçağız minik bir köy. 30 dakika gibi kısa bir sürede geziliyor. Sonra Deprem ile sular altında kalan şehir kalıntılarının olduğu Batıkşehir’in yanından geçerek Kaleköy’e geliyor. Batıkşehir’de yüzmek ve dalmak yasak. Ancak kano ile kıyıya yakın gezip, Batıkşehri daha iyi görebilme şansınız var. Kaleköy, minik şirin bir köy. Adının Kaleköy olmasının neredi, köyün üstündeki kale. Biraz çıkışı zorlu olsa da Kale’ye çıkmaya sakın üşenmeyin. Çünkü olağan üstü bir manzarası var. Kaleköy’den sonra tur, yine bir iki güzel koya uğrayıp, 5-6 gibi Kaş’a dönüyor.




Saklıkent Kanyonu-Xanthos-Kaputaş Plajı
Bu tur araç ile yapılıyor. Köyde kahvaltı ve çay keyfinden sonra Saklıkent’e gidiliyor. Saklıkent Kanyonu zorlu bir yürüş parkuru. Kanyonun içlerine girdikçe su seviyesi yükseliyor ve bu zorlu bir yürüyüş raftingi bile olabiliyor. Saklıkent Kanyonu’nun suyu Patara’ya dökülüyor. 1-2 saatlik yürüyüşten sonra su kenarındaki lokantalarda alabalık keyfi yapıp biraz dinlendikten sonra Xanthos’a doğru yola koyulunuyor. Xanthos gezisinden sonra 1 saat kadar Kaputaş Plajı’nda denize girilip, Kaş’a dönülüyor.



Bu oldukça yorucu bir tur, ama bir o kadar da keyifli. Eğer bu tura katılmayı düşünüyorsanız içinize mayonuzu, onun üstüne de şort gibi rahat bir şey giymenizi öneririm. Ayağınıza plastik deniz ayakkabısı giymeniz gerekiyor. Normal terlik ile o sularda yürümek imkansız. Eğer böyle bir lastik ayakkabınız yoksa 1-2 YTL’ye oradan da kiralayabilirsiniz. Ayakkabıların içine çorap almayı da unutmayın. Zaten suyun hızından bu ayakkabılar da bir anda ayağınızdan çıkıp kaybolabiliyor. Bizim turdaki herkes ayakkabısının tekini kaybetmişti. Tur sonrasında da yanınıza yedek mayo ve kıyafet almanız iyi olur. Çünkü geri döndüğünüzde her tarafınız kum olmuş oluyor. Kanyon içinde cep telefonu çekmiyor, boşuna taşımanıza gerek yok. Eğer yanınıza resim çekmek için fotoğraf makinesi alacaksanız, onu su geçirmeyen bir torbaya koymanızı öneririm. Çünkü suyun yükseldiği yerlerde makinaları sudan korumak oldukça zor oluyor.
Ben Atgen Turizmin turlarına katıldım. Oldukça da memnun kaldım. Size onları önerebilirim. (İrtibat için: 0-242-836 32 92, Sefer bey)

Doğanın yer yer tarihle de kucaklaştığı Kaş ve çevresi, dalış için de en çok tercih edilen noktalar arasında yer alıyor.

MEİS ADASI
Meis adası Yunanistan’ın Türkiye’ye en yakın adası. Kaş’tan Meis’e günü birlik turlar var. Ancak bunun için pasaportunuzun ve vizenizin olması gerekiyor. Onun için gitmeden önce vize işlemlerini halletmeniz gerekiyor.

YUNUSLAR İLE YÜZME
Çukurbağ Yarımadası’nın hemen girişinde denizin içindeki minik havuzda yunuslar var. Burası daha çok rehabilitasyon için kullanıyorsa da halka da açık. Belirli ücret dahilinde yunuslar ile yüzebiliyor, resim çektirebiliyorsunuz.

ALIŞVERİŞ
Bir çok turistlik bölgede satılan tişört, çanta ve takı gibi hediyeliklerin yanı sıra Kaş’ta gerçekten çok zevkli takı ve aksesuarlar bulabilirsiniz. Daha çok ham ketenlerin kullanıldığı otantik kıyafetler, değişik kesimli etek ve pantolonların yanı sıra özel dokuma kumaş dükkanlarını tavsiye ediyorum. Bu aralar plajlarda havlu yerine kullanılabilen, peştemal tarzı özel dokuma kumaşlar Kaş’ta da çok moda. Kaş’a gitmişken bunlardan birer tane edinmeniz gerek. Üstelik Kapalaçarşı’dan da daha ucuza satılıyor. Değişik renk ve desen ya da düz seçenekleri var. Fiyatları ise 7,5-10-15 YTL arasında değişiyor.
Bir diğer çok fazla gördüğüm şey ise ‘oya’lardı. Kaş halkı trendi yakalamış. Bir çok ünlü markanında koleksiyonlarında detay olarak kullandığı oyalar, aksesuardan takılara kadar bir çok şeyde kullanılmış.




KÜÇÜK BİR NOT
Kaş’ta Ziraat Bankası, Halk Bankası, İş Bankası ve Yapı Kredi Bankası var. Eğer başka bir bankayı kullanıyorsunuz, bu bankalardan para çekip çekemeyceğinizi kontrol edip, yanınıza ona göre para almanızı öneririm.

Kaynak:www.ntvmsnbc.com

Ağustos 10, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Bosna’da piramit mi var?

Saraybosna’nın kuzeyinde yerel bir kaşifin bulduğu tepeciklerin altında piramit olabileceği düşüncesiyle başlatılan kazı çalışmalarına katılan Mısırlı uzman Ali Abdullah Bereket, ilk veriler ışığında bölgede Mısır’daki ünlü Giza piramitlerine benzeyen piramitler bulunmasını kuvvetle muhtemel görüyor.

Bosna Piramitleri Vakfından Mario Gerussi, AFP muhabirine verdiği demeçte, ”Uzman Bereket, tepeciklerin civarında bulunan taşları inceledikten sonra bunların insan eliyle yontulduklarını ve Giza piramitlerinde kullanılan taşlar gibi cilalanmış olduklarını bize söyledi” dedi.

Gerussi, ”Bereket, ayrıca taş bloklarını birbirine tutturmak için kullanılan maddenin Giza’da kullanılanla aynı olduğunu tespit etti” diye konuştu. Saraybosna’nın 30 km kuzeyindeki Visoko kasabası yakınlarındaki kazı çalışmaları geçen ayın ortalarında başlamıştı.

Ağustos 10, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , | Yorum bırakın

Antalya’nın serinleten yaylası

Antalya’nın Kaş ilçesindeki Gömbe yaylası, sıcaklardan bunalmak yerine Toroslar’ın doruğunda serin ve temiz havanın tadını çıkarmak isteyenlere, doğayla iç içe bir tatil seçeneği sunuyor. Kaş’a yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki Gömbe Yaylası, Batı Toroslar’ın en yüksek tepesi olan Akdağ’ın hemen altındaki bir vadide yeşillikler içinde yer alıyor.

Hıristiyanlık döneminde piskoposluk merkezi olarak önem kazanmış Gömbe’de kilise kalıntılarına da rastlanıyor. Gömbe Yaylası, hemen içinden geçen Uçarsu ile tanınıyor. Abdal Musa tarafından ”tılsımlandığına” inanılan Uçarsu, kaynağından çıktıktan sonra kış aylarında Fethiye, yaz aylarında ise Gömbe yönüne doğru akıyor.

Uçarsu’nun bu mevsimsel değişimine dair yörede bir de inanış var. Rivayete göre, Fethiye’ye giden Abdal Musa’ya burada kimse su vermez. Abdal Musa, Gömbe yaylasına dönünce bir yörük kızı kendine su verir. Abdal Musa’nın da Fethiyelileri cezalandırarak suyun yazın Gömbe yaylasına, kışın da Fethiye yönüne akmasını sağladığına inanılıyor. Uçarsu, haziran ayı içinde düzenlenen şenliklere de ev sahipliği yapıyor.

Uçarsu’ya gelerek dilek dileyen vatandaşlar, buradaki etkinliklerin ardından Tekke köyündeki Abdal Musa Müzesini ziyaret ediyorlar. Gömbe yaylasının hemen üst kesimindeki krater gölü olan Yeşil Göl de yörüklerin yaz aylarında konakladığı yerlerden biri… Tatil için Gömbe yaylasını seçen ve krater gölüne günübirlik yürüyüş yapmak isteyenler, gölün çevresindeki yörük çadırlarını ziyaret ederek, yörük kültürünü daha yakından tanıma fırsatı bulabiliyorlar. Yayla ekonomisi, turizm kadar elma ihracatına da dayanıyor.

Aromalı elmasıyla da ünlü olan Gömbe yaylasında yetişen elmaların büyük bölümü ihraç ediliyor. Ev pansiyonculuğunun da geliştiği Gömbe yaylasında, yaklaşık 200 yatak kapasitesi bulunuyor. Kaş’tan Elmalı ve Gömbe dolmuşlarıyla çıkılabilen yaylaya, ayrıca seyahat acenteleri tarafından günübirlik turlar da organize ediliyor.

Gömbe Belediye Başkanı Fevzi Yeşil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beldenin güzelliğinin 2003 yılında yapılan bir araştırmayla tescillendiğini belirtti. Beldenin Batı Torosların en uç noktasında, Akdağ eteklerinde bir vadi içinde kurulduğunu belirten Yeşil, Gömbe’nin 2003 yılında yapılan bir araştırmada Türkiye’nin en güzel yaylası seçildiğini kaydetti. Yeşil, herkesi Gömbe’ye konaklamaya davet etti.

Ağustos 9, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Minikler filede buluşuyor

Gaziosmanpaşa Belediyesi,  İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’yle ortaklaşa “Voleybolu Tabana Yayma ve Geliştirme Projesi” kapsamında,  25-26 Şubat 2006 tarihlerinde “GOP 1. Mini Voleybol Turnuvası”nı düzenliyor.
 
İlçede yaşayan çocukların voleybol sporunu tanımasını ve sevmesini amaçlayan GOP 1. Mini Voleybol Turnuvası, 25- 26 Şubat 2006 (Cumartesi- Pazar) tarihlerinde, saat 10:00- 17:00 arasında Kaşgarlı Mahmut İlk Öğretim Okulu’nda yapılacak. Kız ve erkek ilköğretim okullarının yanı sıra spor kulüplerinin de katılabileceği turnuva 4 kişilik takımlar halinde gerçekleşecek. Kız ve erkek takımı olmak üzere her ilköğretim okulu ile spor kulübünün ikişer takımla katılabileceği voleybol turnuvasında toplam 36 takımın mücadele etmesi bekleniyor.
 
GOP Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol ilçede her türlü sporun tanınması ve sevilmesi için gayret sarf ettiklerini belirterek, ” Bu mini turnuvanın ilkini 2005 yılında federasyon ile birlikte İstanbul genelinde organize ettik. Daha sonrada bu turnuvanın geleneksel hale dönüşmesi için çocuklarımızdan ve spor kulüplerinden büyük talep aldık. İlçemizde bu yıl ilkini düzenlediğimiz turnuvanın bundan böyle her yıl yapılabilmesi için tüm imkanlarımızı zorlayacağız. Bu tip spor faaliyetleri çocuklarımızın okul dışı zamanlarını verimli kullanmalarına da büyük katlı sağlıyor ” dedi.
GOP 1. Mini Voleybol Turnuvasında ikinci gün yapılacak ödül töreninde dereceye giren takımlara madalyaları, GOP Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol tarafından verilecek.

Ağustos 8, 2008 Posted by | G.Osmanpaşa | , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Madalyalar başkan Erol’dan

Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’yle ortaklaşa ‘Voleybolu Tabana Yayma ve Geliştirme Projesi’ kapsamında, düzenlediği ‘GOP 1. Mini Voleybol Turnuvası’nda başta dereceye girenler olmak üzere, mücadele eden tüm takımlara madalyaları Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol tarafından verildi.

İlçede yaşayan çocukların voleybol sporunu tanımasını ve sevmesini amaçlayan GOP 1. Mini Voleybol Turnuvası, Kaşgarlı Mahmut İlk Öğretim Okulu’nda yapıldı. İki gün süren turnuvada, kız ve erkek öğrencilerden oluşan 36 takım mücadele etti. 4 kişilik takımlar halinde ve aynı anda 3 ayrı sahada oynanan maçlarda veliler yaptıkları tezahüratlarla çocuklarına destek verdiler. Turnuva voleybolu tabana yayma amaçlı olduğu için eleme usulü uygulanmazken, gruplar arasında ilk iki derece ile diğer dereceleri elde eden takımlardan oluşan gruplar son gün final maçlarını oynadılar.

Çok çekişmeli geçen maçlar sonucunda kızlarda Ülkü İlk Öğretim Okulu birinciliği, Gazikent İlk Öğretim Okulu ikinciliği, Kaşgarlı Mahmut İlk Öğretim Okulu da üçüncülüğü elde ederken, erkeklerde ise Tantavi İlk Öğretim Okulu birinciliği, Büyük Fuatpaşa İlk Öğretim Okulu ikinciliği, Gazikent İlk Öğretim Okulu da üçüncülüğü elde etti.

Final maçlarından sonra düzenlenen ödül törenine katılan GOP Belediye Başkanı Dr. Erhan Erol, dereceye girenler başta olmak üzere, turnuvaya katılan tüm takımlara teşekkür madalyası verdi. Bu turnuvalarda amacın dereceye girmenin ötesinde sporu teşvik etmek olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘Özellikle bu turnuvaya gösterilen ilgi bizlere çok mutlu etti. GOP Belediyesi olarak sporun her alanında teşviklerimiz sürüyor. Öğrencilerimizin maçlarda gösterdikleri mücadele ve takım ruhu gelecek için bizleri çok umutlandırıyor.”

Ağustos 8, 2008 Posted by | G.Osmanpaşa | , , , , , , , , , | Yorum bırakın