Tüm Haberler

Haberler bizde…

Everest koruma altında değil

Litvanya’da toplanan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Dünya Mirası Kurulu, 18 yeni yeri resmi kayda alarak Dünya Mirası listesini 830 yere çıkardı. Ama dünyanın zirvesi Everest hala listede yok.

UNESCO uzmanları, Umman’ın bugün hala kullanılan eski çağdan kalma Aflaj sulama sisteminin korunmaya muhtaç nadide insan eserlerinden biri olduğunu teyit etti.

İspanya’da Bilbao-Vizcaya Köprüsü, Suriye’de Ortaçağ Haçlı Seferleri’nden kalma iki kale, İngiltere’de Cornwall ile Batı Devon maden alanlarının kır görünümleri Dünya Mirası korunma cetveline alındı.

Şili’de Sewell madencilik kenti, Çin’de Yi Shu arkeolojik alanı, Almanya’da Regensburg-Eski Şehir koruma altına alınması gereken Dünya Mirası’na kaydoldu.

İran’da Büyük Darius alçak kabartması, İtalya’da Cenova kentinin eski yapıları, Polonya’da Wroclaw 100’üncü Yıl Salonu listeye alındı. Hafta içinde Çin’de Siçuan Panda Sığınağı da cetvele dahil edilmişti.

Everest hala listede değil

Doğa koruma uzmanları ise dünyanın en yüksek noktası olan Himalaya Dağları’ndaki Everest’in UNESCO Dünya Mirası listesine alınmamasını büyük tepkiyle karşılıyor.

Tibetli şerpa Tenzing Norgay’la birlikte 1953’te Everets’e tırmanan ilk kişi olan Yeni Zelandalı Sir Edmund Percival Hillary de Everest’in listeye alınmamasından çok üzgün.

Bu hususta hassas olanlar, dünyanın başta karbondioksit olmak üzere sanayi atıklarından giderek ısınması yüzünden yeryüzü buz
kütlelerinin giderek yok olduğunu her gün hatırlatıyor.

Ağustos 10, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Amerika dünyayı zehirliyor

Sera etkisi yaratan gazların atmosfere salımında en hızlı artış Türkiye’de, atmosfere en çok zehirli gaz bırakan ülke ise ABD.

BM İklim Değişikliği Sekreterliği’nin internet sitesinde yer alan rapora göre, 1990-2004 yılları arasında sera etkisi yaratan gaz salımı oranlarıyla ilgili 40 ülkenin değerlendirildiği tabloda, Türkiye yüzde 72.6 artışla birinci sıraya yerleşti.

Türkiye’yi yüzde 49 ile İspanya, yüzde 41 ile Portekiz, yüzde 26.6 ile Kanada ve Yunanistan, yüzde 25.1 ile Avustralya izledi.

Gazların salımında en çok azalma olan ülkelerin başını ise yüzde 60.4 ile Litvanya çekiyor. Bu ülkeyi yüzde 58.5 ile Letonya, yüzde 55.3 ile Ukrayna, yüzde 51 ile Estonya, yüzde 49 ile Bulgaristan, yüzde 41 ile Belarus, yüzde 41 ile Romanya ve yüzde 32 ile Rusya takip ediyor.

Rapora göre, en hızlı artışın olduğu Türkiye’de 1990 yılında atmosfere bırakılan karbondioksit oranı 170.2 ton, 2004’te ise bu rakam 293.8 ton oldu.

Yüzde 13.8 artış oranıyla Türkiye’nin gerisinde kalan ABD ise 1990’da 6 bin 103 ton, 2004’te ise 7 bin 67 ton karbondioksidi atmosfere saldı. Bu rakam, Avrupa’da 1990’da 4 bin 252 tondu, 2004’te ise 4 bin 228 tona indi.

Sanayileşmiş ülkelerden Almanya 1990’da bin 226 ton karbondioksidi atmosfere bıraktı, 2004’te bu miktar yüzde 17.2’lik bir düşüşle bin 15 ton oldu.

40 ülkenin incelendiği raporda, genelde sera etkisi yaratan gazların atmosfere salımı 1990 yılında 18 bin 551 iken 2004’te 17 bin 931 ton oldu. Sanayileşmiş ülkelerin atmosfere zehirli gaz salımı ise toplamda yüzde 3 azaldı.

Bu düşüşün nedeni ise eski Doğu Avrupa ülkelerindeki eski sanayi ve tesislerin kapatılması.

Kyoto Protokolü uyarınca 35 ülke sera etkisi yaratan gazların salımını 2008-2012’ye kadar 1990’lardaki seviyenin yaklaşık yüzde 5 altına indirmeyi kabul etmişti. Kyoto Protokolü 6-17 kasım günlerinde Nairobi’de bakanlar düzeyinde yeniden değerlendirilecek.

Temmuz 29, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Paranın yabancı damatları

Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından hazırlanan rapora göre, Türkiye’de bankacılık sektörü yabancıların eline geçiyor. 13 yabancı bankanın faaliyet gösterdiği Türkiye’de, sektördeki yabancı payı, Şubat 2006 itibariyle yüzde 28.3’e çıktı.

ATO’nun “Paranın Yabancı Damatları” raporuna göre, vitrindeki bankaların satılması ve bankacılık sektöründeki yabancı payının, borsada satın aldıkları hisselerle birlikte yüzde 50’yi bulacağı hesaplanıyor. Sermaye Piyasası Kurulu ise “Önlem alınmazsa yabancı payı yüzde 90’a çıkar” uyarısında bulunuyor. Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı bankalar şunlar:
“ABN Amro Bank (Hollanda), Banca Di Roma, Bank Mellat, Habib Bank, JP Morgan Chase, Societe Generale, WestLB AG, Arap-Türk Bankası, Bank Europa, Citibank, Deutsche Bank, HSCB, Fortis Bank ve Calyon Bank.”

Yabancı bankaların, Türk bankalarına ilgisi 2005 yılında arttı. Fransız BNP Paribas, TEB Mali Yatırımlar’ın yüzde 42 hissesini 182 milyon dolara satın alırken, Dışbank’ın yüzde 89.3’ü Fortis’e satıldı. Yapı Kredi Bankası’nın yüzde 57.4’ü UniCredito-Koç ortaklığı olan Koç Finansal Hizmetler’e devredildi. Doğuş Holding, Garanti Bankası’nın yüzde 25.5 hissesini ve 182 adet kurucu payını toplam 1 milyar 805 milyon 500 bin dolara General Electric Capital Corporation’a sattı. Son olarak Finansbank’ın yüzde 46’sı 2.760 milyon dolara Yunanlılar’a devredildi.

Yabancılarla görüşen veya hisse satışına açık olduğunu duyuran “vitrindeki bankalar”ın son durumu ise şöyle:

“Türkiye’nin en büyük ve en köklü özel sektör bankalarından biri olan Akbank, çoğunluk hisseleri elinde kalmak kaydıyla yabancı sermaye ortaklığına göz kırpıyor. Akbank’ın taliplileri arasında HSBC ve Citibank’ın adı geçiyor. Denizbank’ın taliplileri arasında ise Societe Generale, İntesa, Dexia Bank ve Standart Bank’ın adı geçiyor. Yüzde 52 hissesi için ortak arayan Şekerbank’la EFG Eurobank, Standart Bank, Banca IMI, Societe Generale, Banque Populaire, Atlantique ve Dubai Şeyhi El Maktum ilgileniyor. Stratejik ortaklığa açık olduğunu ancak çoğunluk hisselerini elinde tutacağını açıklayan Oyakbank’ın taliplileri ise Societe Generale ve Dexia Bank. Tekfenbank ve Alternatifbank’ın Alpha Bank ile temasları sürüyor. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun elinde bulunan ve yakında ihaleyle satılacak olan Adabank’a Arap sermayeli bankalar ilgi duyuyor. Tekstilbank’ın satış görüşmeleri de devam ediyor. Vitrindeki özel bankaların yanı sıra Halkbank ve Ziraat Bankası gibi esnafa ve çiftçiye ucuz kaynak sağlayan ve ülkenin gelişimi için son derece önemli işlevler üstlenen kamu bankaları da satılırsa, yabancı bankaların Türk finans sistemi içindeki payı yüzde 70’leri bulacak.”

2005’TE YABANCILARIN KARI 2’YE KATLANDI
2005 yılı yabancı bankalar için kar patlamasının yaşandığı bir yıl oldu. Merkez Bankası’nın 2005 yılı raporuna göre, yabancı bankalar geçen yıl sektörün en karlı banka grubu oldu. Yabancı bankaların 2004 yılında 241 milyon YTL olan karı 2005 yılında yüzde 111.6’lık bir artışla 510 milyon YTL’ye fırladı. Aralık 2005’te yabancı bankaların mevduatlarında da bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 97 artış oldu. Avrupa Birliği’nin gelişmekte olan ülkelerinde yabancı bankaların sektör içerisindeki payı oldukça yüksek. Örneğin Letonya’da yüzde 48, Macaristan’da yüzde 62.5, Polonya’da yüzde 67.3, Malta’da yüzde 71.8, Litvanya’da yüzde 92.3, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 96.2, Slovakya’da yüzde 92.9, Estonya’da yüzde 98.5 oranında. Gelişmiş AB ülkelerinde ise yabancı bankaların sektördeki payı, gelişmekte olan ülkelere göre düşük. Bu oran, Avusturya ve Yunanistan’da yüzde 20, Fransa’da yüzde 19, Danimarka’da yüzde 17, Hollanda’da yüzde 11, İspanya’da yüzde 10, İtalya’da yüzde 8 ve Almanya’da yüzde 5’tir.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, yabancı bankaların ulusal bankaları satın almasının endişe verici olduğunu belirterek, “Yabancılar, ulusal bankalarımızı birer birer satın alıyor. Yakında adında TC olan, Türkçe isimli banka kalmayacak” dedi.
Yabancı bankaların sektördeki ağırlığı arttıkça, ulusal bankaların güç kaybettiğini belirten Aygün, “Türkiye’de bulunan bazı yabancı bankalar kendi ülkelerindeki aktif büyüklükleri Türk bankacılık sektöründen daha büyük. Ulusal bankalarımızın bu bankalarla rekabet etmesi mümkün değil” ifadesini kullandı.

Temmuz 5, 2008 Posted by | Bankacılık | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Bahçelievler çevreye hazır

Bahçelievler Belediyesi, Dünya Çevre Günü”nü, Çevre Haftası kapsamında, 3 -10 Haziran 2006 tarihlerinde, sürdürülecek etkinliklerle kutlayacak…
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe”nin de katılacağı etkinliklerde, Uluslararası Çevre Sempozyumu”da gerçekleşecek…

Çevre Haftası etkinliklerine ev sahipliğine yapacak olan Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ‘Dünya hepimize lazım, Dünya”mızı olumsuz etkileyen çevre koşullarını, insanlık olarak bilmek ve ortadan kaldırmak bilincinde olmalıyız. Ülkemizin doğal hava, toprak, su varlıklarını, kişiler, kurumlar olarak geleceğimiz olan gençlerimize sağlıklı olarak sunma zorunluluğumuz vardır.. Dünya Çevre Günü etkinliklerimiz bu anlamda da éÇevre Yaşam Demektir’ ilkesiyle de önem arz etmektedir. Toplumumuzun tüm kesimleri çevre gününe özellikle ve öncelikle önem vermeli, Dünyamızın geleceğine özen göstermelidir’ dedi.

ÇEKÜD, TEKAM, İSKİ, İBB Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanlığı”nın da destek verdiği sempozyuma, Litvanya, Bulgaristan, Hollanda, Polonya, ABD”den ve YTÜ, İTÜ, İÜ Üniversitelerinden Prof. Dr. Mehmet Karaca, Prof. Dr. Cumali Kınacı, Prof. Dr. Lütfü Akça, Prof. Dr. Milletvekili Adem Şentürk, İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur, Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Muammer Güler katılacak…

Yedi (7) gün sürecek etkinlikler kapsamında, fidan dağıtımları, park açılışları, çevre gezileriyle, çevre yürüyüşü, koşuları, resim ve fotoğraf yarışmaları ve sergileri, film gösterimleri, boğaz gemi gezisi, duvar boyama yarışmaları da yapılacak…
Halk oyunları, uçurtma yarışmalarının da yapılacağı etkinlikler 10 Haziran Cumartesi günü, Ünlü sanatçı Haluk Levent”in Milli Egemenlik Parkında vereceği konser ile sona erecek…

Temmuz 3, 2008 Posted by | Bahçelievler | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Yabancı müzikle 23 Nisan!

3 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Antalya Atatürk Stadı’nda gösteriler düzenlendi. Antalya Atatürk Stadı’ndaki törenler, Vali Alaaddin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Atakan Altıparmak’ın tören aracıyla vatandaşları
selamlamasıyla başladı.

Öğrencilerin şiirler okumasından sonra konuşma yapan Milli Eğitim Müdürü Ahmet Sezai İrtem, 23 Nisanın dünyada kutlanan tek çocuk bayramı olduğunu belirterek, ülkenin ilim sahibi, kendini yetiştirmiş, nitelikli, donanımlı yeni nesillere ihtiyacı olduğunu söyledi.

İrtem, ”Sizler bizim aydınlığa bakan yüzümüzsünüz. Amacınız ülkemizi ilimde, sanatta, kültürde, sporda, teknolojide çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmaktır” diye konuştu.

”7. Uluslararası Antalya Çocuk Festivali” kapsamında Azerbaycan,
Kazakistan, Litvanya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan’dan
davet edilen öğrencilerin de katıldığı geçit töreninin ardından, çocuklar çeşitli gösteriler sundu. Öğrencilerin gösterileri, izleyiciler tarafından uzun süre alkışlandı.

-YABANCI MÜZİK TEPKİSİ-

Gazipaşa ilçesinde Belediye Stadı’nda düzenlenen törende ise gösterilerin yabancı müzik eşliğinde yapılması, bazı vatandaşların tepki göstermesine neden oldu.

Vatandaşlar, 23 Nisan’ın ulusal bir bayram olduğunu belirterek, gösterilerin Türkçe müzikler eşliğinde yapılması gerektiğini söylediler.

Konuyla ilgili gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gazipaşa Kaymakamı İsmail Gültekin, vatandaşların gösterilerde yabancı müzik kullanılmasına tepki göstermesine anlam veremediğini belirtti.

Gültekin, ”Bu bayram bizim bayramımız ama tüm dünyaya hediye edilen bir bayram. AB’ye katılmayı hedefliyoruz. Bu günde, kendi kültürümüzü de onların kültürünü de paylaşacağız. Bu mesajı tüm dünyaya vermeliyiz. Ben ters bir şey görmüyorum. Bunu ulusalcılıktan evrenselliğe geçiş olarak algılıyorum. Beni çok rahatsız etmiyor” dedi.

AA

Haziran 25, 2008 Posted by | Akdeniz | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın