Tüm Haberler

Haberler bizde…

Vatandaş hırsız yakaladı

Alınan bilgiye göre, Esat caddesi üzerinde otomobillerini park ederek yemek yemeğe giden şahıslar, bir kişinin araçlarının kapılarını zorladığını görünce şahsın yanına gitti. Oto sahipleri tarafından yakalanacağını anlayan zanlı, Esat caddesi 110 numaralı binaya girerek izini kaybettirmeye çalıştı. Çevredeki vatandaşlarla birlikte şahsı girdiği binada sıkıştıran oto sahipleri, durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, bina içerisini didik aradı.

Tek tek kapıları çalan polis ekipleri, ev sahipleriyle görüştü. Bina sakinlerinin 5 numaralı daireye birisinin girdiğini belirtmesi üzerine polis ekipleri bu daireye yöneldi. İçerisinden sesler gelen dairenin kapısını kimse açmayınca polis, savcıdan içeri girmek için izin istedi. Ancak polislerin bu isteği savcı tarafından reddedildi. Çaresiz kalan polis ekiplerinin aşağı inmesinin ardından vatandaşlar bina içerisinde nöbet tutmaya başladı. Polislerin dışarı çıkmasının ardından binada kimsenin olmayacağını düşünen zanlı ise dışarı çıktığında nöbet tutan vatandaşlar tarafından kıskıvrak yakalanarak polise teslim edildi. Zanlı, polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı sırada ise vatandaşlar polisi protesto ederek hırsızı yakalayan kişileri alkışladı. Hırsızın İranlı bir göçmen olduğu ve girdiği evin ise arkadaşlarının olduğu belirlendi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı

Ağustos 17, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , | Yorum bırakın

Türkiye’nin

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye”de ilk kez Çocuk Tiyatrosu kuruldu. Kurulan tiyatro için ünlü sanatçı Emin Olcay ve Hayat Olcay tarafından seçme yapılacak. 21 Haziran 2006 mesai bitiminde sona erecek seçmelerin ardından çalışmalar başlayacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Türkiye”de ilk kez kurulacak Çocuk Tiyatrosu ile ülkenin ihtiyacı olan tiyatro ve sinema oyuncularının yetişmesine Konya olarak katkı sağlayacaklarını söyledi.

Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından ülkemizde ilk kez Çocuk Tiyatrosu kurularak seçmelere başlandı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, gerçekleştirilen fiziki çalışmaların yanında sosyal ve kültürel çalışmalara da büyük öncelik verdiklerini belirterek, Türkiye”de ilk kez kurulacak Çocuk Tiyatrosu ile ülkenin ihtiyacı olan tiyatro ve sinema oyuncularının yetişmesine Konya olarak katkı sağlayacaklarını söyledi. Çocukların hayata karşı duyarlılıklarını artırmak için sanatın önemli olduğunu kaydeden Başkan Akyürek, Çocuk Tiyatrosu”nun, çocukların ve gençlerin kendilerini ifade etmesi, gençliğe adım atması ve kendi yaşıtlarıyla iletişim kurmaları açısından son derece önemli olduğunu hatırlatarak, projenin verimli olmasını diledi.

Çocuk Tiyatrosu ile ilgili çalışmalar nedeniyle Konya”da bulunan ünlü sanatçı Emin Olcay, Türkiye”de devlet tiyatroları ve belediye tiyatroları tarafından tiyatro oyuncuları yetiştirildiğini, ancak sadece Çocuk Tiyatrosu olarak yapılan bir çalışmanın ilk kez Konya”da gerçekleştirildiğini söyledi. Günümüzde gerek tiyatro oyuncusu, gerekse sinema oyuncuları arasında çocuklara da rol verildiğini hatırlatan Olcay, yapılan çalışma ile geleceğin teminatı olan çocukların iyi birer oyuncu olarak yetişmelerinin sağlanacağını ifade etti.

SEÇMELERE KATILIM 21 HAZİRAN”DA SONA ERİYOR

Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı”ndan yapılan açıklamada, kurulan Çocuk Tiyatrosu”nda yetiştirilmek ve rol verilmek üzere seçmeler düzenleneceği, jüri üyeliklerini tiyatrocu Emin Olcay ve Hayat Olcay”ın yapacakları seçmelerin son katılım tarihinin 21 Haziran 2006 mesai bitimine kadar olduğu belirtildi.

22-23 Haziran 2006 tarihinde Mevlana Kültür Merkezi”nde seçmelerin yapılacağı Çocuk Tiyatrosu için detaylı bilgi ve katılım formu Mevlana Kültür Merkezi”nden alınabilir. Ayrıca http://www.mkm.gov.tr internet adresinden katılım formu indirilerek 2 adet vesikalık fotoğrafla müracaatlar şahsen yapılabilir. Seçmeler, 11-14 ve 15 üzeri yaş grupları olarak iki ayrı kategoride yapılacak.

Ağustos 16, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

İşsizin yeni ekmek kapısı!

Türkiye, son 2 yılda yurtdışına 100 bin 553 işçi gönderdi. Yeniden inşa edilen Afganistan
ve Irak, bu dönemde Türkiye’deki işsizler için ”ekmek kapısı” haline geldi.

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre, 2004 yılında 40 bin 198, geçen yıl ise 60 bin 355 kişi çalışmak üzere kurum kanalıyla yurtdışına gönderildi. Bunların 280’ini kadın işçiler oluşturdu. Geçmişte başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine giden Türk işgücü, son dönemde Türk müteahhitlerinin büyük projelere imza attığı Rusya ve Türk Cumhuriyetleri ile savaş sonrası yeniden yapılandırılan Afganistan ve Irak’a yöneldi.

2004 yılında 13 bin 271 Türk işçisinin gönderildiği Rusya, 2005’de de 19 bin 540 yeni Türk işçisine kapılarını açtı. 1994’de Türkiye’den bin 146 işçi alan Suudi Arabistan, geçen yıl bu sayıyı 6 bin 452’ye yükseltti.

2004’de 3 bin 511 Türk işçi gönderilen Afganistan’a ise geçen yıl 6 bin 48 kişi gitti. Irak’a gönderilen Türk işçilerinin sayısı da 2004 yılında 4 bin 900, 2005 yılında da 8 bin 237 olarak belirlendi. Kazakistan da yine daha çok Türk müteahhitlerinin gerçekleştirdiği projeler ile 2004 yılında 4 bin 403, 2005 yılında ise 5 bin 775 işçi aldı.

MALDİVLER’DE BİLE TÜRK İŞÇİSİ VAR

Halen Türk işçilerinin en yoğun olarak bulunduğu Almanya ise 2004’de 2 bin 197 işçi alırken, 2005’de bu sayıyı bin 74’e düşürdü. Söz konusu dönemde yine İŞKUR aracılığı ile Güney Afriya’ya 1, Avustralya’ya 5, Nepal’a 85, Maldivler’e 49, Yeni Zelanda’ya 1,
Moğalistan’a da 9 işçi gönderildi.
Edinilen bilgiye göre, vasıflı Türk işçilerine yurtdışında, konaklama ve yeme-içme giderleri şirketlerce karşılanmak kaydıyla 400, vasıfsız işçilere ise 300 doların altında ücret ödenemiyor.
Yurtdışında projelerini gerçekleştiren firmalar, yurtdışına çalışmak üzere götürdüğü vasıflı işçilere 600, yönetici konumdaki mühendislere de 2 bin dolar düzeyinde aylık ücret ödüyor.
İş Kurumu verilerine göre, son 2 yılda yurtdışına gönderilen Türk işçilerinin çalıştıkları ülkelere göre dağılımları şöyle:

Ülkeler         2004      2005
————– ——— ———-
ABD 74 90
Almanya 2.197 1.074
Avusturya 22 23
Avustralya 3 2
Danimarka 1 1
Finlandiya 0 7
Fransa 530 593
Hollanda 1 0
İngiltere 2 2
İsveç 29 10
Kanada 1 2
KKTC 1 49
Kuveyt 230 151
Libya 668 986
S.Arabistan 1.146 6.452
Rusya 13.271 19.540
Norveç 0 1
Romanya 230 113
Polonya 18 7
Pakistan 3 10
Azerbaycan 745 629
Bulgaristan 88 44
Kırgızistan 260 129
Türkmenistan 2.031 964
Özbekistan 455 349
Kazakistan 4.403 5.775
Gürcistan 276 104
Yemen 23 9
İsrail 130 417
Mısır 0 118
Y.Zelanda 0 1
Arnavutluk 70 11
Ürdün 752 2.241
B.Arap Emirlikleri 628 1.843
Sudan 18 107
Umman 4 0
Ukrayna 761 1.017
Lübnan 11 0
Makedonya 108 104
Güney Afrika 1 0
İran 24 23
İrlanda 1 0
Afganistan 3.511 6.048
Cezayir 699 724
Hırvatistan 373 0
Irak 4.900 8.237
Katar 454 1.604
Fas 279 330
Tacikistan 305 78
Tataristan 231 156
Oman 195 37
Maldivler 0 49
Nepal 0 85
Moğolistan 0 9
Diğer ülkeler 35 0
———————————–
Toplam 40.198 60.355

Ağustos 15, 2008 Posted by | İşçi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

İşkencenin izleri silinecek

Sığınmacı ve mültecilere yönelik MATRA projesi ile Kayseri’de bulunan binden fazla sığınmacı ve mültecinin ülkelerinde gördükleri zulüm ve işkencenin izleri silinecek.

Proje uygulayıcısı Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Başkanı ODTÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fulya Kip Bernard, yaptığı açıklamada, Hollanda’nın Türkiye’de 12 adet sosyal dönüşüm projesi anlamına gelen MATRA projesini desteklediğini, bu kapsamda kendilerinin yürüttüğü projenin sığınmacılar ve mülteciler ile ilgili Türkiye’deki ilk proje olduğunu söyledi. Bernard, Türkiye’deki diğer MATRA projelerinin çoğunlukla insan hakları ve kadınlar ile ilgili konular üzerinde olduğunu bildirdi. Sığınmacı ve mültecilerin sorunlarının çözümüne katkı sağlamak, onlara psiko-sosyal destek sağlamak, bu amaçla yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde çalışmalar yaptıklarını ifade eden Bernard, derneklerinin bu alanda çalışma yürüten tek kuruluş olduğunu kaydetti. Hollanda hükümetinin desteği ve Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği işbirliği ile Kayseri’de uygulamaya başlayacakları MATRA projesinin sığınmacı ve mültecilerin karşılaştıkları insani sorunların çözümü için büyük önem taşıdığını vurgulayan Bernard, şu bilgileri verdi:

”MATRA projesi, derneğimizin Kayseri’de kurulan temsilciliğinde yürütülecek 3 yıllık çalışmayı kapsamaktadır. Proje kapsamında Kayseri ve çevresinde barınan sığınmacı ve mülteci konumundaki insanlara psiko-sosyal danışmanlık hizmeti vereceğiz. Sosyal hizmet uzmanlarımız, bu insanlarla yaşadıkları yerlerde birebir görüşerek sorunlarını tespit edecek. Gerek duyulduğunda psikologlarımız devreye girecek. Sığınmacı ve mültecilerin maddi sorunlarının çözümü için yerel yönetimler ve yardım kuruluşları ile işbirliği içine gireceğiz. Yani onlara danışmanlık hizmeti verip sahip oldukları haklar konusunda bilinçlendirerek daha iyi şartlarda yaşamalarını sağlayacağız.”

”ZULÜM VE İŞKENCENİN İZLERİ SİLİNECEK”
Bernard, genelde insanların sığınmacı ve mültecileri ekonomik sıkıntılar ile kendi istekleriyle başka ülkeye göç eden insanlarla karıştırıldıklarını ve bu insanların Türkiye’de daimi olarak yerleştiklerinin sanıldığını söyledi. Sığınmacı ve mültecilerin geldikleri ülkelerinde zulüm ve işkence gördüklerini, çoğunun ailesinin öldürüldüğünü ve tüm yakınları ve mal varlıklarını bırakarak kaçmak zorunda kaldıklarını belirten Bernard, Türkiye’nin sadece Avrupa ülkelerinden mültecileri kabul ettiğini, Avrupa dışından gelen mültecilerin ise başka ülkelere yerleştirilene kadar geçici süreyle Türkiye’de kalmalarına izin verildiğini ifade etti. Bernard, şöyle devam etti: ”Kayseri’de resmi kayıtlara göre, 900 İranlı, 89 Iraklı az sayıda Çinli, Somalili, Filistinli ve Afgan olmak üzere bin 58 sığınmacı var. Bunların büyük çoğunluğu ülkelerinde zulüm ve işkenceye maruz kalmış kimseler ve buraya İçişleri Bakanlığınca yerleştirilmiş durumdalar. Ağırlık noktası kadın ve çocuklar olmak üzere bu insanların insanı bir şekilde yaşatılması bizim en büyük görevimiz. Yaklaşık 600 bin avro bütçeli MATRA projesi ile bu insanlarda zulüm ve işkencenin izlerini silmeye çalışacağız.”

Ağustos 13, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

‘Kara Dul’ yakalandı!

Türkiye’ye beraber geldiği İran asıllı milyoner İngiliz iş adamı Ziyaeddin Abdolrazaghi’nin kayıplara karışmasınının ardından ailesinin şikayetiyle İngiliz ve Türk polisince her yerde arananan ve ‘Kara Dul’ lakaplı Berna Özdoğan, Ankara’da yakalandı.

Edinilen bilgiye göre, Interpol tarafından aranan ‘Kara Dul’ lakaplı Özdoğan, Ankara’da yakalandı. Özdoğan, sorgulanmak üzere Ankara Emniyet Müdürülüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi’ne götürüldü. Özdoğan’ın polisteki sorgusu devam ediyor.

Ağustos 11, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , | Yorum bırakın

Everest koruma altında değil

Litvanya’da toplanan Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü Dünya Mirası Kurulu, 18 yeni yeri resmi kayda alarak Dünya Mirası listesini 830 yere çıkardı. Ama dünyanın zirvesi Everest hala listede yok.

UNESCO uzmanları, Umman’ın bugün hala kullanılan eski çağdan kalma Aflaj sulama sisteminin korunmaya muhtaç nadide insan eserlerinden biri olduğunu teyit etti.

İspanya’da Bilbao-Vizcaya Köprüsü, Suriye’de Ortaçağ Haçlı Seferleri’nden kalma iki kale, İngiltere’de Cornwall ile Batı Devon maden alanlarının kır görünümleri Dünya Mirası korunma cetveline alındı.

Şili’de Sewell madencilik kenti, Çin’de Yi Shu arkeolojik alanı, Almanya’da Regensburg-Eski Şehir koruma altına alınması gereken Dünya Mirası’na kaydoldu.

İran’da Büyük Darius alçak kabartması, İtalya’da Cenova kentinin eski yapıları, Polonya’da Wroclaw 100’üncü Yıl Salonu listeye alındı. Hafta içinde Çin’de Siçuan Panda Sığınağı da cetvele dahil edilmişti.

Everest hala listede değil

Doğa koruma uzmanları ise dünyanın en yüksek noktası olan Himalaya Dağları’ndaki Everest’in UNESCO Dünya Mirası listesine alınmamasını büyük tepkiyle karşılıyor.

Tibetli şerpa Tenzing Norgay’la birlikte 1953’te Everets’e tırmanan ilk kişi olan Yeni Zelandalı Sir Edmund Percival Hillary de Everest’in listeye alınmamasından çok üzgün.

Bu hususta hassas olanlar, dünyanın başta karbondioksit olmak üzere sanayi atıklarından giderek ısınması yüzünden yeryüzü buz
kütlelerinin giderek yok olduğunu her gün hatırlatıyor.

Ağustos 10, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Yüksekova’da geline 18 kilo altın takıldı

Hakkari’nin Yüksekova İlçesi’nde bir işadamı tarafından yapılan düğün aşiret düğünlerini geride bıraktı. Yurt içinden ve dışından binlerce kişinin katıldığı düğünde, geline 18 kilogram altın ve milyarlarca lira değerinde hediyeler takıldı.

Geylani soyundan olan Hakkarili işadamı Seyit Vahyettin Geylani’nin 19 yaşındaki oğlu Metin, yine aynı yaştaki Hatice Derinsu ile evlendi. İşadamı Vahyettin Geylani’nin Şemdinli yolu üzerindeki evinde yapılan düğününe yaklaşık 15 bin davetli katıldı. Tüm aşiret liderlerinin yanı sıra Rusya, İran, Irak ve Dubai’den gelen işadamları düğüne katılmak için Yüksekova’ya geldi. İşadamı Geylani, düğünde damada para ve geline takı takılmasını yasaklamasına rağmen başarılı olamadı. Damada para takılmazken gelen misafirler geline 18 kilogram altın dışında, 15 bin dolar değerinde Rado saatler ile 30 bin dolar değerinde Rolex saatler taktı.

Düğün sonunda geline takılan takıların bir bölümü sandıklara bırakıldı. İranlı işadamları, geline ülkelerinin parası olan tümen takarken, Dubai’den gelen misafirin hediyesi gizli tutuldu. Yaklaşık 3 saat süren takı töreni sırasında anonsları yapan bayan yorulunca yerine başkası devam etti. İşadamı Geylani, habercilerin isteği üzerine sadece gelinin üzerindeki takıları gösterdi. Lüks aracıyla düğüne katılan kimi davetlilerin eşleri takılarıyla dikkat çekti.

Bin 200 aracın katıldığı düğün konvoyunun uzunluğu 10 kilometreyi buldu. 3 gün boyunca verilen düğün yemeği için 110 küçükbaş, 10 büyükbaş hayvan kesildi. Bir ton pirinç, 6 bin ekmek, 3 ton hazır su, 10 kilo çay, 3 torba şeker ve 20 bin bardak çayın tüketildiği düğünde 60 kişi görev yaptı. 8 bin kişiye yerde kurulan ve her birinin uzunluğu 500 metreyi geçen 7 ayrı sofrada yemek ikram edildi. Aynı anda 2 bin kişinin halay çektiği düğünde, farklı görüntüler oluştu. Havai fişeklerin atıldığı düğünde barış güvercini uçuruldu.

Ağustos 8, 2008 Posted by | G.D. Anadolu | , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Ünlülerin tatil önerileri

Ünlülerin gezi önerilerinin toplandığı ”Nereye gitmeli?” adlı kitapta, tatile çıkacaklara farklı alternatifler sunuluyor. Gazeteci-yazar Melih Uslu’nun 7 yıl boyunca 25 bin 587 kilometre yol kat ederek yaptığı 150 röportaj arasından seçtiği, 60 ünlünün 360 seyahat önerisinin yer aldığı kitap, tatile çıkacaklara yol gösteriyor.

Sinema ve ses sanatçısı, müzisyen, tiyatro oyuncusu, arkeolog ve gezgine kadar birçok ünlünün gezi önerilerinin yer aldığı kitap, tatili nerede geçireceğine henüz karar veremeyenlere ışık tutuyor. Sanatçı Hülya Avşar, Türkiye’de tatil yapmaktan en çok keyif aldığı ve kendini en iyi hissettiği yerin Ayvalık olduğunu, denize girmekten hoşlandığı yerin ise Ayvalık’a bağlı Küçükköy beldesindeki dünyaca ünlü Sarımsaklı Plajı olduğunu belirtiyor.

Yazar Orhan Pamuk, faytonları, nal ve çıngırak sesleriyle ünlü Heybeliada’nın ruhunu dinlendirmek isteyenler için en ideal tatil yeri olduğunu, özellikle tatilini sonbahara bırakanların mutlaka burayı tercih etmesi gerektiğini ifade ediyor. Pamuk’un, bir başka tatil önerisini ise doğu illerinden Kars oluşturuyor.

Müzisyen Mercan Dede, ”doğanın sesi dışında başka hiçbir sesi duymak zorunda kalmayacağınız bir tatil adresi” dediği Kapadokya’yı öneriyor. Dede, Kapadokya’da hem fiziksel hem de ruhsa enerji depolanabileceğini belirtiyor. Gazeteci Ayşe Arman’ın Avrupa’daki tatilinde favorisini Prag ve Roma oluşturuyor. Peru, Arjantin, Nepal, Küba, Maldivler, Tanzanya ve Alaska da Arman’ın tatil adresleri arasında yer alıyor. Oyuncu Berna Laçin, Antalya’nın batısındaki Çıralı yakınındaki Olimpos’un Türkiye’nin en güzel kumsalı olduğunu savunuyor.

Laçin’in yurt dışı tatil önerisinde İtalya ve Londra yer alıyor. Tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen’in tatil seçeneğinde ”Orayı tanımadan İstanbul’u tanımış olmazsınız” dediği doğum yeri Fatih, yine tiyatro sanatçısı Gülriz Sururi’nin tatil seçeneğinde ise liste başını Bodrum ve Datça alıyor. Gazeteci Stelyo Berberakis Yunan Adaları, şair Küçük İskender Beyoğlu, Cihangir, Amsterdam, araştırmacı-yazar Sunay Akın ”dünyanın en lezzetli mezeleri orada” dediği, farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı mozaik kenti Antakya’yı öneriyor.

UZMAN BAKIŞ

Kitabın ”uzman bakış” bölümünde ise ünlü gezginler, arkeologlar ve dağcıların gezi önerilerine yer veriliyor. Buna göre, profesyonel dağcı Nasuh Mahruki’ye göre, Türkiye’nin doğusunun özel bir yeri var. Ağrı Dağı, Adıyaman, Şanlıurfa, Midyat, Van ve Tunceli, gezilip görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Gezgin, yazar ve otel işletmecisi Sevan Nişanyan, 30 yıldır seyahat eden bir kişi olduğunu belirterek, tatilcilere Şirince, Selçuk, Efes ve Didim’i öneriyor.

İRAN DA VAR

Gazeteci-yazar ve profesyonel turizm rehberi Özcan Yurdalan, yurt dışı tatil düşünenlere ”Aşkın ve şiirin ülkesi” dediği İran’ı öneriyor. Yurdalan’a göre, İran’ı görülmeye değer kılan, yeryüzündeki tüm kültürleri hızla tek tipleştiren kürselleşme sürecine rağmen özgün karakterini korumaya direnmesi oluşturuyor. Yurdalan’a göre, İran, kadın turistler için sanıldığından çok daha güvenli. Çünkü kentli kadınlar, gecenin geç saatlerine kadar sokaklarda gezebiliyor. Fransız gezgin Claire Goubert ise tatilcilere dünyada gezilecek yer olarak Mısır, Tunus, Cezayir, Fas, Senegal, Karayip Adaları, Türkiye’de ise Efes, Bodrum, Gökova, Datça, Marmaris, Dalyan, Fethiye ve Göcek’i öneriyor.

Ağustos 8, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Sınır ötesi aşk

Kilisli gencin sınırda bayramlaşma sırasında aşık olup nişanlandığı Suriyeli genç kız, Öncüpınar Sınır Kapısı’nda davul-zurnayla karşılandı. Sınır kapısında halay çekip, göbek atan kalabalık, gümrük sahasında trafiği alt üst ederken, işlem yaptırmak için bekleyen Suriyeli ve İranlı şoförler de araçlarını terk ederek halaya katıldı.

Kilisli Reşit Özdemir (23) ile Suriye’nin Halep kentinde yaşayan Mehida Sağır (18), 5 yıl önce sınırda yapılan bayramlaşma sırasında birbirlerini görerek, aşık oldu. Diğer yıllarda yapılan bayramlaşmalarda da görüşen Reşit Özdemir ile Mehida Sağır, 2 yıl önce nişanlandı. Reşit ile Mehida’nın çektiği hasrete son vermek isteyen aileler, düğünü bir an önce yapma kararı aldı.
Suriye’den gelecek gelini karşılamak üzere Öncüpınar Sınır Kapısı’na giden Özdemir ailesi, gelin ve yakınlarının işlemleri yapılırken sınır kapısında davul-zurna eşliğinde halay çekip, göbek attı. İşlemler uzayınca, sınır kapısında bekleyen Suriyeli, İranlı ve diğer ülke vatandaşları da araçlarının içerisinde davul-zurnanın ritmine kendilerini kaptırdı. Kimisi aracının içerisinde oynarken, kimisi de aracını bırakarak halaya katıldı. Öncüpınar Sınır Kapısı, davul-zurna eşliğinde çekilen halay ve oynanan oyunlarla bir anda ana-baba gününe döndü. Gümrük sahasında trafik sıkışırken, uzun kuyruklar oluşturan TIR’lar, düğün alayının içerisinden geçerek yurda giriş yaptı. Bazı turistler ise halay çekip göbek atanları şaşkın gözlerle izledi.

Bir süre susan davul-zurna, Suriyeli gelin Mehida Sağır’ın içinde bulunduğu minibüsün görülmesiyle yeniden çalmaya başladı. Araçtan zılgıtlar eşliğinde indirilen gelin ile damat uzun süre halay çekti. Daha sonra oluşturulan konvoyla Hasan Kamil Demirbaş Mahallesi’ndeki düğün evine gelindi. Gelin ve damat, burada toplanan vatandaşlarla da halay çekip, göbek attı.
Kilisli damat Reşit Özdemir, “Yengemin kız kardeşi olan Mehida’yı, 5 yıl önce görünce aşık oldum. 2 yıl önce de nişanlandık. Mehida’yı çok seviyorum” dedi.

Suriyeli gelin Mediha Sağır ise, Türkiye’ye gelin gelmekten dolayı çok mutlu olduğunu belirterek, “Reşit’i çok seviyorum” diye konuştu.
Genç çiftin düğünü önümüzdeki hafta yapılacak.

Ağustos 6, 2008 Posted by | G.D. Anadolu | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Dünyanın en pahalı şehri Oslo

‘The Economist Intelligence Unit’ (EIU) tarafından, dolar bazında mal ve hizmet fiyatları üzerinden hesaplanan araştırmada, Japonya’nın başkenti Tokyo 14 yıldır dünyanın en pahalı şehri olarak zirvede bulunuyordu. EIU, 130 şehir arasında yaptığı araştırmada, 2005’te dünyanın en pahalı kentinin Avrupa çapında hayat pahalılığının en yaygın görüldüğü Norveç’in başkenti Oslo olduğunu bildirdi.


Araştırmada Oslo’yu Tokyo takip ederken, ilk 5’e giren diğer pahalı kentlerin İzlanda’nın başkenti Reykjavik, Japonya’nın Osaka kenti ile Fransa’nın başkenti Paris olduğu açıklandı.

Bu kentleri ise Danimarka’nın başkenti Kopenhag, İngiltere’nin başkenti Londra, İsviçre’nin Zürih ve Cenevre kentleri ile Finlandiya’nın başkenti Helsinki izledi.

Güney Kore’nin başkenti Seul’ün 13. ve Çin’e bağlı Hong Kong’un 14. sırada olduğu araştırmada İstanbul, dünyanın en pahalı kentleri arasında 48. sırada yer aldı.

ABD’den 17 kentin bulunduğu listede New York 27., Chicago ve Los Angeles 35., San Francisco 40. olurken, Kanada’dan Montreal ve Vancouver kentleri 43. sırayı paylaştı.

EIU’nun araştırmasında, listenin en altında yer alan ucuz 5 kentinde İran’ın başkenti Tahran, Filipinler’in başkenti Manila, Pakistan’ınKaraçi kenti, Hindistan’ın Mumbai kenti ile Paraguay’ın Asuncion kentiolduğu kaydedildi.

Ağustos 6, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın