Tüm Haberler

Haberler bizde…

İşsizin yeni ekmek kapısı!

Türkiye, son 2 yılda yurtdışına 100 bin 553 işçi gönderdi. Yeniden inşa edilen Afganistan
ve Irak, bu dönemde Türkiye’deki işsizler için ”ekmek kapısı” haline geldi.

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre, 2004 yılında 40 bin 198, geçen yıl ise 60 bin 355 kişi çalışmak üzere kurum kanalıyla yurtdışına gönderildi. Bunların 280’ini kadın işçiler oluşturdu. Geçmişte başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine giden Türk işgücü, son dönemde Türk müteahhitlerinin büyük projelere imza attığı Rusya ve Türk Cumhuriyetleri ile savaş sonrası yeniden yapılandırılan Afganistan ve Irak’a yöneldi.

2004 yılında 13 bin 271 Türk işçisinin gönderildiği Rusya, 2005’de de 19 bin 540 yeni Türk işçisine kapılarını açtı. 1994’de Türkiye’den bin 146 işçi alan Suudi Arabistan, geçen yıl bu sayıyı 6 bin 452’ye yükseltti.

2004’de 3 bin 511 Türk işçi gönderilen Afganistan’a ise geçen yıl 6 bin 48 kişi gitti. Irak’a gönderilen Türk işçilerinin sayısı da 2004 yılında 4 bin 900, 2005 yılında da 8 bin 237 olarak belirlendi. Kazakistan da yine daha çok Türk müteahhitlerinin gerçekleştirdiği projeler ile 2004 yılında 4 bin 403, 2005 yılında ise 5 bin 775 işçi aldı.

MALDİVLER’DE BİLE TÜRK İŞÇİSİ VAR

Halen Türk işçilerinin en yoğun olarak bulunduğu Almanya ise 2004’de 2 bin 197 işçi alırken, 2005’de bu sayıyı bin 74’e düşürdü. Söz konusu dönemde yine İŞKUR aracılığı ile Güney Afriya’ya 1, Avustralya’ya 5, Nepal’a 85, Maldivler’e 49, Yeni Zelanda’ya 1,
Moğalistan’a da 9 işçi gönderildi.
Edinilen bilgiye göre, vasıflı Türk işçilerine yurtdışında, konaklama ve yeme-içme giderleri şirketlerce karşılanmak kaydıyla 400, vasıfsız işçilere ise 300 doların altında ücret ödenemiyor.
Yurtdışında projelerini gerçekleştiren firmalar, yurtdışına çalışmak üzere götürdüğü vasıflı işçilere 600, yönetici konumdaki mühendislere de 2 bin dolar düzeyinde aylık ücret ödüyor.
İş Kurumu verilerine göre, son 2 yılda yurtdışına gönderilen Türk işçilerinin çalıştıkları ülkelere göre dağılımları şöyle:

Ülkeler         2004      2005
————– ——— ———-
ABD 74 90
Almanya 2.197 1.074
Avusturya 22 23
Avustralya 3 2
Danimarka 1 1
Finlandiya 0 7
Fransa 530 593
Hollanda 1 0
İngiltere 2 2
İsveç 29 10
Kanada 1 2
KKTC 1 49
Kuveyt 230 151
Libya 668 986
S.Arabistan 1.146 6.452
Rusya 13.271 19.540
Norveç 0 1
Romanya 230 113
Polonya 18 7
Pakistan 3 10
Azerbaycan 745 629
Bulgaristan 88 44
Kırgızistan 260 129
Türkmenistan 2.031 964
Özbekistan 455 349
Kazakistan 4.403 5.775
Gürcistan 276 104
Yemen 23 9
İsrail 130 417
Mısır 0 118
Y.Zelanda 0 1
Arnavutluk 70 11
Ürdün 752 2.241
B.Arap Emirlikleri 628 1.843
Sudan 18 107
Umman 4 0
Ukrayna 761 1.017
Lübnan 11 0
Makedonya 108 104
Güney Afrika 1 0
İran 24 23
İrlanda 1 0
Afganistan 3.511 6.048
Cezayir 699 724
Hırvatistan 373 0
Irak 4.900 8.237
Katar 454 1.604
Fas 279 330
Tacikistan 305 78
Tataristan 231 156
Oman 195 37
Maldivler 0 49
Nepal 0 85
Moğolistan 0 9
Diğer ülkeler 35 0
———————————–
Toplam 40.198 60.355

Ağustos 15, 2008 Posted by | İşçi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

AB toplantısı Kayseri’de

Toplantıya Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da katılacak. Kayseri Hilton Otelindeki toplantıda, Türkiye-AB KİK Eş Başkanı ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ile İsveç Kooperatif Enstitüsü (KOOPI) Başdanışmanı Jan Olsson da konuşma ve sunum yapacaklar. Toplantıda, katılım müzakerelerinin seyri ve sivil toplum kuruluşlarının katılımının değerlendirilmesi, kadın ve istihdam, kalkınma ajanslarının kuruluşu, koordinasyonu ve görevleri hakkında kanun ve uygulamaları konularında raporlar sunulup, değerlendirmeler yapılacak. İki gün sürecek toplantıda, 28-29 Kasım 2005 tarihinde gerçekleştirilen Türkiye-AB KİK 20. toplantısının tutanağının kabulü de yapılacak. 12 Temmuz çarşamba günü kente gelmesi beklenen katılımcıların, 15 Temmuz cumartesi günü de Kapadokya bölgesini gezecekleri bildirildi.

TÜRKİYE-AB KARMA İSTİŞARE KOMİTESİ
Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK), Ankara Anlaşmasının 27. maddesi çerçevesinde 16 Kasım 1995 tarihinde oluşturuldu. Türkiye ve AB kanadından meydana gelen komitede, her iki taraftan 18’er üye görev yapıyor. KİK’in Türkiye kanadında TOBB, TİSK, Türk-İş, Hak-İş, DİSK, KAMUSEN, TZOB ve TESK bulunuyor. KİK, Türkiye ve AB ekonomik ve sosyal çevreleri arasında diyalog ve yakınlaşmanın sağlanmasını, Türkiye’nin AB’ye entegrasyonunun kolaylaştırılmasını amaçlıyor.

Ağustos 15, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Dünya medyası O kızların peşinde

Batman’da 18 yaşındaki arkadaşları Saliha Demir’in, ailesi tarafından evlenmeye zorlandığı için yaşamına son vermesini yaptıkları yürüyüşle protesto eden liseli 8 genç kız, büyük ilgi gördü. Yabancı ajanslar, televizyon kanalları ve dergiler, liseli kızlarla röportaj yapmak için talepte bulunurken, sivil toplum kuruluşlarından da destek geldi.

Saliha Demir’in, ailesinin kendisini iki eşli 60 yaşındaki bir kişiyle zorla evlendirmek istemesine dayanamayarak intiharı üzerine Çamlıca Mahallesi’nde yürüyüş yapan Ferda, Ela, Yüksel ve Sema Uğurlu, Dilan Erol, Zeynep Oruk, Tuba Doğan ve Rezan Savga’nın eylemi ses getirdi. Olayın medyada yer almasının ardından sivil toplum kuruluşları, İHD ve kadın toplum merkezleri, genç kızlara destek vermek için bir dizi çalışma başlattı.
Yabancı ajanslar, BBC, Der Spiegel ile Aktüel dergisi ve özel kanallar liseli kızlarla konuyla ilgili röportaj yapmak isterken, kızlar şimdilik susmayı tercih etti.

Kızların eylemine Batman İHD Şubesi de destek verdi. Protestoyu çok anlamlı bulduğunu söyleyen İHD Batman Şube Başkanı Saadet Becerikli, şunları söyledi: ‘O kızlar olması gerekeni yaptılar. Son yıllarda özellikle genç kızların da aralarında bulunduğu intihar olaylarına karşı bizim yapabileceğimiz sadece rutin eylemlerdi. En yakın arkadaşlarını intihara kurban veren Çamlıca Mahallesi’ndeki liseli kızların yaptığı bu anlamlı eylemi destekliyoruz. Değişimin bir ayağı da olayı yaşayanların ve hissedenlerin cesaretle bir şeyin üzerlerine gitmesidir. Günümüzde 18 yaşındaki bir genç kızın 60 yaşındaki bir kişiye üçüncü kumaya zorlanması utanç verici bir durumdur. Bu intihar sonrasında ortaya çıkan tablo artık netti. Bu bölgede bir çok olayın gerçeği de buna benzerdir. Biz bu eylemi önemsiyoruz. Bu sessiz çığlığın gençlerden gelmesi anlamlıdır. Son beş yılda artan intiharlara anlamlı bir yürüyüşle yanıt veren liseli genç kızların yanındayız. Geç kalınmış bir eylemdi.’

‘BU EYLEM UMUT VERİCİ’

Belediye bünyesindeki SELİS Kadın Merkezi’de liseli kızlara destek verdi. SELiS Kadın Merkezi’nde uzun süredir çalışan Sosyolog Gülistan Taşkın, bir grup genç kızın intiharlara karşı eyleme geçmesinin son derece önemli olduğunu ifade etti. intiharlara karşı alınan tavrın önemine değinen Taşkın, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Batman ve yöresinde yaşanan intiharların artık bir son bulması gerekiyor. Genç kızların aldığı bu tavır çok önemli. Kısa sürede bu bayanlarla bire bir görüşeceğiz. Sürekli kenar semtlerde alan çalışması yapıyoruz. Genç kızların karşılaştıkları sorunları masaya yatırıyoruz. Batman’da intihar riski altındaki 150 kadına eğitim çalışması veriyoruz. önümüzdeki günlerde tekrar bir çalışmayla bulanımlı gençlerin sorunlarını rapora yansıtacağız.’

Öte yandan SELiS Kadın Merkezi’ne destek amacıyla İsveç Sosyal Demokrat Partisi Kadın Kolları’nın Batman’a bir sığınma evi kazandırmasının da işlerini kolaylaştıracağını söyleyen Sosyolog Gülistan Taşkın, ‘Bunalıma giren kadınların sorunlarını imkanlarımız ölçüsünde çözmeye çalışıyoruz’ dedi.

Batman Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nce de, sosyolog ve psikologlarla, liseli kızların isteklerini araştırmak için bir dizi çalışma yaptığı öğrenildi.

Ağustos 8, 2008 Posted by | G.D. Anadolu | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Burçlara göre tatil tercihi

Burçların seyahat tercihlerini de etkilediğini belirten astrologlar, burçlara göre tatil özelliklerini şöyle sıralıyor:

“Koç: Koç insanı için tatil demek, heyecanlı yeni olaylarla gücünü ve dayanıklılığını ölçmek ya da daha önce hiç yapmadığı şeyleri yapmak demektir. Koç, diğer burçların aksine tatilinde günlük hayatından çok farklı şeyler yaşamak ister. Koç burcu macera ve keşifleri temsil ettiğinden tatilinde dağcılık, rafting, yamaç paraşütü gibi sporlar yapmayı tercih eder. Doğaya karşı kendi gücünü test edebileceği bir kamp tatili ona iyi gelecektir. Koç burcu ilk defa gittiği yerlerde çok eğlenir. Bu yüzden tatil için hiç gitmediği yerleri seçmelidir. Her zaman yeni şeylere ihtiyacı vardır, daha önce gezip gördüğü yerler ona fazla heyecan vermez.

Boğa: Boğa burcu lükse ve güzelliklere düşkündür. Yeşillikler içinde dağ ya da göl manzaralı şık bir tatil köyü, otel tam ona göredir. Abant gölü, Yedigöller, yazın Kartalkaya, Uludağ, İsveç, İsviçre, Aspen gibi yerlerde çok mutlu olacaktır. Seyahatinizde yoğun günlük programlar yapmamalısınız. Boğa insanı tatilde gevşemek ister. Kitapçıları, müzeleri, sanat galerilerini ve mağazaları dolaşarak rahatlar. Kadın Boğa’lar güzellik ürünleri ve bakımı ile kendini şımartmak ister. Boğa için tatil demek, günlük hayatın dışında farklı zevkleri tatmak demektir.

İkizler: İkizler için seyahat, yeni şeyler öğreneceği, heyecanlı deneyimler yaşayacağı, ufkunu genişleteceği ve hayatına yeni bir bakış açısı kazanacağı harika bir fırsat demektir. İkizler insanı tatile dinlenmek için değil değişiklik için gider. Tatil programı yaparken dikkat etmesi gereken en önemli konu, gittiği yerde kafaca ve fiziksel olarak tamamen meşgul olabileceği aktivitelerin olmasıdır. Plajları, tarihi yerleri, müzeleri, alışveriş merkezleri, güzel manzarası olan ve kısa geziler yapabileceği diğer tatil yörelerine yakın bir yer seçmelidir. İkizler burcu, Yay ve Balık gibi çift bedenli bir burçtur. Tatilinde 2 ülkeye, 2 şehre birden gitmek isteyebilir. İkizler burcu, bulunduğu yörenin kültürünü, yaşam tarzını yansıtmayan lüks otelleri tercih etmez. Onun yerine minik otelleri, pansiyonları, aile işletmelerini tercih eder. Haberci ruhlu İkizler’in odasında bir TV, yakınlarda ise gazete bayii ya da kitapçı olmalıdır.

Yengeç: Duyarlı Yengeç insanları en çok su kenarında tatil yapmaktan mutlu olurlar. Yengeç burçlarının çoğu evlerinden fazla uzaklaşmak istemezler. Evlerine yakın deniz, göl kenarları, onlar için ideal tatil yerleridir. Büyük lüks oteller yerine küçük oteller, içinde mutfağı olan bungalovlar sakinliği seven Yengeç insanına hitap eder. Tatilde, o yörenin pazarından aldığı sebze ve baharatlarla yemekler yapabilirse çok mutlu olacaktır. Kendini ne kadar çok evinde hissederse, gittiği yerde o kadar çok rahat eder. Tutumlu Yengeç fazla para harcamayı sevmediğinden hesaplı turlarla tatile çıkmak ister. Ailesine bağlı Yengeç burcu, büyük dedelerinin doğduğu yerlere gidip köklerini araştırmaktan heyecan duyacaktır. Aynı şekilde Mekke, Kudüs, Tibet gibi dinlerin doğduğu ya da Kapadokya, Roma gibi dini yerlerin bulunduğu bölgeleri ziyaret etmekten zevk alacaktır. Bir Yengeç için tatilde ne yaptığı ya da ne aldığından çok neler hissettiği önemlidir.

LÜKSE MERAKLI ASLAN
Aslan: Günlük yaşantısında bile lükse meraklı olan Aslan burcu, tatil söz konusu olduğu zaman en değişik, en harika tatil için tüm parasını birden harcayabilir. Hatta bu parayı bir araya getirebilmek için uzun bir süre beklemeyi bile göze alır. Rahat edemeyeceği, zor şartları olan bir tatilin anlamsız ve sıkıcı olduğuna inanır. Aslan toplum insanıdır, kalabalıktan hoşlanır. Issız bir tatil yöresi ona göre değildir. Zengin kültürleri olan kalabalık şehirler onu çeker. Özellikle eski sarayları, kaleleri olan yerlerde asaletin izlerini bularak çok mutlu olur. Aslan insanı nereye giderse gitsin parasının yettiği en lüks otelde en iyi servisi almak ister. Gece hayatını sevdiğinden onu dansetmeye, caz konserine ya da tiyatroya götürebilirsiniz. Kendisini gösterebileceği ve herkesi görebileceği barlara, kafelere bayılacaktır. Aslan insanı nasıl yaşanması gerektiğini iyi bilir.

Başak: Başak zeki, entelektüel, iletişimci, enerjik ve aynı zamanda üretici bir burçtur. Onun en son isteyeceği sırt üstü uzanarak hiç bir şey yapmadan geçireceği bir tatil olacaktır. Başak insanı hareket ve heyecan aramaktadır. Keşif ve araştırma duygusunu tatmin edeceği yeni yerler ona heyecan verir. Gideceği yer ile ilgili ne kadar çok bilgi toplayıp hazırlık yaparsa, gittiği zaman o kadar çok mutlu olur. En uygun fiyatlı tur ve otelleri araştıracak, eğer yabancı bir ülkeye gidiyorsa o ülkenin dilini biraz öğrenecek, kültürü hakkında bilgi toplayacak, ön hazırlıkların hepsini eksiksiz yapacaktır. Sağlığına düşkün Başak burcu uzak ülkelere gidemiyorsa, yakınlardaki kaplıca, sağlık çiftlikleri gibi yerlere giderek yenilenebilir. Buralarda egzersiz yapacak, doğa içinde yürüyecek, masaj, sauna, çamur, parafin maskeleri ile baştan aşağı temizlenecek, arınacak, dinlenecek ve kendini harika hissedecektir. Bu şekilde Başak insanı yavaşlayacak ve yerinde durabilecektir.

TERAZİLER İÇİN HAREKETLİ TATİL ŞART
Terazi: Oldukça sosyal olan Terazi insanı, tatil için büyük bir şehri ya da hareketli bir tatil yöresini tercih eder. Konforlu ve rahat bir ortamda olmayı sevdiğinden, çadırda bir tatil ona göre değildir. Terazi’ye kamp yapmaktan bahsederseniz faksı ve kablolu TV’si olmayan bir otel demek istediğinizi zannedebilir. Terazi burcu, müzeleri, sanat galerilerini dolaşmayı, alışveriş yapmayı sever ve gece hayatından çok zevk alır. Yengeç insanları tek başına ya da yalnızca 1 kişiyle tatile çıkma fikrini hayal bile edemez. Onun için tatil demek, kalabalaengeç burçlarının çoğu evlerinden fazla uzaklaık ve neşeli insanlarla bir arada eğlenmek demektir.

Akrep: Akrep burcunun özel hayatı çok önemlidir. Issız, sessiz, sakin, kimsenin olmadığı bir ada, tatil yöresi ya da özel bir tekne tam ona göredir. Yengeç ve Balık gibi duygusal bir su burcu olan Akrep, su kenarında kendini hiç bir yerde olmadığı kadar iyi hisseder. Yoğun duygulara ve tutkulara sahiptir, zaman zaman yalnız kalmaya ihtiyaç duyar. Kaldığı yerde televizyon ve telefon olmasa da olur ama oda servisine ihtiyacı vardır, şampanya içebilmeli ve kendi müziğini dinleyebilmelidir. Onun için tatil demek, dış dünyaya hazırlanmak ve yenilenmek demektir. Günlük hayatta enerjisini çok yoğun ve konsantre bir biçimde kullanan Akrep, enerjisini çok çabuk tüketir. Issız bir adaya veya tekneye bütçesi yetmiyorsa deniz ya da göl kenarında kitap okuyarak, balık tutarak ve hiç bir şey yapmadan dinlenebileceği sakin yerlerde tatil yapmalıdır. Akrep insanının sahilde uzun yürüyüşlere ve arabayla küçük gezilere çıkmaya ihtiyacı vardır. Kaldığı otelin güzel ve konforlu olmasını arzu eder.

Yay: Yay burcunun seyahat etmeye karşı müthiş bir tutkusu vardır. Ne kadar uzak ve egzotik yerlere giderse o kadar çok heyecan duyar. Alaska’dan Kenya’ya tüm uzak ülkelere gitmek ister. Zıt burcu İkizler gibi kafaca zorlanmaya ve yeniliğe ihtiyacı vardır. Yolculuğa çıkmadan çok önce gideceği yerin kültürü ve tarihi hakkında bilgi toplar. Lisan konusunda oldukça yeteneklidir ve gideceği ülkenin insanları ile hiç olmazsa biraz sohbet edebilecek kadar o ülkenin dilini öğrenmek ister.
Atletik Yay burcu, tatil programını bol fiziksel aktivitelerle doldurmalıdır. Bol aktiviteli, spor faaliyetleri olan tatil köyleri Yay insanı için idealdir. Doğada yürüyüşler, tenis oynamak, yüzmek, koşmak, at binmek ve spor salonunda aerobik dersleri ile çok mutlu olacaktır.

OĞLAK İÇİN EN İDEAL TATİL, DAĞLIK BİR BÖLGE
Oğlak: Oğlak burcu için en ideal tatil, dağlık bir bölgede olacaktır. Bu burç geleneklere ve tarihe önem verdiği için antik ve tarihi yerleri gezmekten büyük zevk alır. Hala arkeolojik kazılar yapılan bölgelere gitmek ya da bu kazılardan birinde gönüllü çalışmak hayatının unutulmaz tecrübesi olacaktır. Oğlak insanı eski, büyük ve geleneklerini koruyan otellerde kalmaktan büyük zevk duyar. İstanbul’da Pera Palas, New York’da Plaza, Londra’da Ritz oteli gibi. Bunun yanı sıra Oğlak burcu doğada dere tepe yürümeye bayılır. Oğlak, tatilinde biraz iş yapabilirse çok mutlu olur. Bu yanındaki insanı çıldırtabilir ama onun için iş, hayatının bir parçasıdır, ona büyük zevk verir ve bu yüzden de çok başarılıdır. Seyahatinde işle ilgili bir fırsat yakalayabilirse tatil daha da zevkli olacaktır.

Kova: Sıradan turistik bir tatil, maceracı ve bağımsız ruhlu Kova burcunu sıkacaktır. Dünya kültürlerine, toplumların sosyal yapılarına ilgi duyan, entelektüel Kova, büyük sosyal değişimlerin olduğu Rusya, Çin, Hong Kong ya da Berlin gibi yerlere gitmelidir. Kova burcu bilgisayarı olmadan yaşayamaz, tatilde iken aklı bilgisayarındadır. Dizüstü bilgisayarı varsa heryere taşır, yoksa mutlaka birisi onun için e-mail’ini kontrol ediyordur. Bağımsız ruhlu Kova insanının açık alanlara ihtiyacı vardır. Doğa harikası ıssız yerlerde özgürlük ve keşif duygusunu yaşayacaktır. Her dakikası planlanmış turlar ona göre değildir. Kendi programını kendi yapacağı bir tatili tercih eder. Esintili bir karakteri olduğu için hiç bir gezinin katı kuralları ya da günlük programı olmamalıdır. Sürprizlere ve değişikliklere açık bir tatil düşünmelisiniz.

Balık: Balık insanı iflah olmaz bir romantiktir. Tatilinden iyice zevk alabilmesi için biraz fantezi olmalıdır. Gerçek, günlük hayata benzeyen sıradan bir tatil ona göre değildir. Su elementi Balık için en iyi tatil, ada ve deniz kenarında olandır. Dalga seslerinin duyulduğu, deniz manzaralı küçük bir otel, hassas Balık insanını rahatlatacak ve sakinleştirecektir. Balık fazla atletik olmayan yaratıcı bir burçtur, bu yüzden ağır sporlar yerine yüzmeyi, kürek çekmeyi, yelkenle açılmayı, şnorkelle dalmayı ve sahilde uzun yürüyüşlere çıkmayı tercih edecektir. Tekne kiralamak harika bir fikir olacaktır, fotoğraf makinesi ile artistik yaratıcı fotoğraflar çekecektir. Balık burcu ayakları temsil eder. Balık insanı özellikle romantik aşk şarkılarıyla dansetmeyi çok sever. Sezgileri gelişmiştir ve seyahat sırasında keşfetme duygusu ona zevk verir. Onu yapılması gereken tatil aktiviteleri ile programlamaya kalkmayın. İlginç şeyler bulursa kalmak isteyecek, özgür olamama hissi ise onu rahatsız edecektir.

Ağustos 7, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Süryanilerin muhteşem dönüşü

Mardin’in Midyat ilçesinde, yıllar önce terk ettikleri köylerine geri dönme kararı alan Süryaniler, köylerinde villalar yaptırıyor.

Midyat’ın Yeşimli ve Elbeğendi köylerinden yıllar önce başta İsveç olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerine göç eden Süryanilerin, köylerine geri dönüş hazırlıkları sürüyor. Köylerde İsveç köy evleri model alınarak Mardin’e özgü kesme taşlarla tripleks villalar yapılıyor.

Yemişli köyünde 30’u villa 50 ev, Elbeğendi köyünde de 15 villanın yapımı sürüyor. Kaba inşaatları tamamlanan villaların içinin de tamamlanmasıyla Süryanilerin köylerine yerleşecekleri bildirildi.

Yemişli köyü kilise sorumlusu İbrahim Akdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20 ve 25 yılı aşkın süredir İsveç’te yaşayan Süryanilerin köylerine dönüş kararı almalarıyla birlikte her biri 100 ile 150 bin avro arasında değişen fiyatlarla 30 villa ile 20 modern yapılı evin inşaatına başlandığını söyledi.

Geçen yıl başlanan konutların kaba inşaatlarının tamamlandığını belirten Akdemir, ”Geçen yıla kadar kilise ve köydeki birçok ev yıkılmaya yüz tutmuştu. Geri dönüş kararı ile 30 villa ve 20 ev inşaatına başlandı. Kilisemizi de onarıyoruz. Köylülerimiz İsveç’te yaşıyor. İsveç köylerindeki yapıyı örnek alarak, Midyat işlenmiş kesme taşlardan villalar yapıldı. Köyümüze yeniden canlılık geldi. Herkes tarlasını bağını yeniden sürmeye başladı. Villa sayısı artacağa benziyor. ”

Yeşimli köyünün yanı sıra Midyat’a bağlı Elbeğendi köyünde de 15 villanın kaba inşaatı tamamlandı. Yaklaşık 25 yıldır İsveç’te yaşayan ve Elbeğendi köyündeki villaların yapılmasına öncülük eden Yahko Demir, kaba inşaatı
tamamlanan villaların iç dekorasyon ve çevre düzenleme çalışmalarına başlandığını kaydetti. Önümüzdeki günlerde 10 villanın daha temelinin atılacağını ifade eden Demir, ”Yapımı tamamlanan villaların duvar aralarına ısı derecesini koruyan özel bir madde konuldu. Villaların altyapısı ise Avrupa normlarına göre yapıldı. Mobil sistem ısıtmalı, ortak spor tesisleri bulunan villalar önümüzdeki yıl oturulur hale gelir” dedi.

Ağustos 4, 2008 Posted by | G.D. Anadolu | , , , , , , | Yorum bırakın

Kadın-erkek eşitliği hikaye

115 ülkeyi kapsayan Cinsiyet Ayrımı Endeksi’nde, kadın-erkek arasındaki eşitsizliği azaltmada en başarılı ülke İsveç çıktı. Bu ülkeyi Norveç, Finlandiya ve İzlanda takip ediyor.

Eşitsizliğin en az olduğu ülkeler arasında Filipinler, ilk 10’a giren tek Asya ülkesi olurken, ABD 22. sırada yer alabildi.

Dünya nüfusunun yüzde 90’ını kapsayan araştırmada, kadın-erkek arasındaki ‘ekonomik katılım ve fırsat eşitliği’, ‘eğitim olanağı’, ‘sağlık ve yaşam’ ile ‘siyasi güç’ alanlarındaki eşitsiziliğe bakıldı.

Araştırmada, dünyanın her yerinde kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin en az olduğu alanın sağlık olduğu belirlendi.

Mecliste kadın-erkek oranı, kadın bakanların ve kadın devlet başkanlarının erkeklere oranı gibi siyasi alanlarda, eşitsizliği en aza indiren ülke İsveç olurken, Suudi Arabistan bu alanda en sonda geldi.

Ağustos 1, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Ağrısız teşhis ve tedavi

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, yaptığı açıklamada, quantum fiziğinden yararlanarak üretilen quantum tekniğinin, vücutta gözle görülemeyen her türlü değişikliği tespit ve tedavi amaçlı kullanılan modern bir tıp metodu olduğunu söyledi.

İnsan vücudunun yapı taşları olan hücrelerin dokuları, dokuların organları, organların sistemleri, sistemlerin ise vücudu meydana getirdiğini ifade eden Kalaycıoğlu, ‘Dolayısıyla bozulmayı tespit amaçlı değerlendirebileceğimiz en küçük birim hücredir. Bugünkü tıp ve fizik bilgilerimize quantum fiziği kökenli tıp tekniği girmesi ile artık bizler hücre düzeyinde değerlendirmeler yapabiliyoruz. Bu da bize vücuttaki bozulmalar henüz hastalık haline gelmeden, yani bulgular ortaya çıkmadan yakalama ve bunu tedavi etme fırsatını vermektedir’ dedi.

Vücutta hasarlar başlamadan, erken teşhis ve tedavi olunması durumunda hem sağlıklı hücrelere yardım edileceği, hem de canavar hücrelerin oluşmasına engel olunabileceğini kaydeden Kalaycıoğlu, ‘Bu konuda quantum tıbbının en büyük faydası, yarım saat gibi kısa bir sürede sadece derideki elektriksel aktiviteyi ölçerek vücudunuzun her organının durumunu gözler önüne sererek size tedavi protokolünü sunmasıdır’ diye konuştu.

‘DERİMİZ VÜCUDUMUZUN AYNASIDIR’

Kalaycıoğlu, insan vücudundaki her organın çalışmasını ve enerjisini yansıttığı cilt üzerinde bir yansıma alanı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

‘Yani derimiz bizim iç organlarımızın bir aynasıdır. quantum metodunda ortalama 20-30 dakikada tüm vücut incelenebiliyor. Kullanılan metotla vücuda zarar vermek söz konusu değil, çünkü sadece vücudun kendi iç organlarının deriye yansıttığı elektrik ölçülmektedir. Film çekmek, kan almak gibi girişimler söz konusu değildir. Tedavi amaçlı olarak da hücreye gönderilen uyarılar oldukça masum uyarılar olup hücreye yapacağı tepki anlamında yol göstermektir.’

Yapılan ölçüm sırasında ve sonrasında teyit edilmesi gereken özel konu ve tanılar için hekim önerisiyle klasik tıbbın ve teknolojinin imkanlarından faydalanılabileceğine işaret eden Kalaycıoğlu, ‘Bu metotla yapılan çalışmalarda yüzde 80-95 oranında doğru bilgi veriliyor. Geri kalan kısım ise sadece uygunsuz şartlarda ölçüm yapılması veya özel nedenlerden kaynaklanmaktadır’ dedi.

Erken tanı konan, iyileşme yeteneğini kaybetmemiş, ileri yaşta olmayan, dejenerasyon gelişmemiş, kısacası gecikmiş olmamak kaydıyla 200’e yakın hastalıkta quantum tekniğinin tedavi amaçlı kullanılabildiğini ifade eden Kalaycıoğlu, şunları kaydetti:

‘Tüm vakalarda mevcut kullanılan ilaçlara devam edilmesi, ilaç kullanılmıyorsa hekim tarafından değerlendirilen ilaçların kullanılması öneriliyor. Çünkü yapılan çalışmalarda, kullanılan ilaçlarla birlikte quantum tıbbı tatbik edilen vakalarda iyileşmenin hızlandığı, daha az ilaç tüketildiği, kullanılan ilaçtan daha yüksek verim alındığı gözlenmiştir.’

Kalaycıoğlu, quantum tedavisinin, kan akımını artırmak, iltihap gelişmesini önlemek, bağışıklık sistemini uyarmak ve hedefe yönlendirmek, ağrıyı azaltmak, kolojen sentezini artırmak, bazal metabolizmayı artırmak, genç ve dinç kalmak gibi yöntemlerde kullanılabildiğini de söyledi.

Quantum rehabilitasyon terapide, kompleks ve ağır ameliyatlar, uzun süreli radyasyon veya kemoterapi uygulama sonrası hemen tatbik edildiğinde, normal iyileşme sürelerini 2-3 kat azaltabildiğinin görüldüğünü belirterek, ‘Quantum teknolojisi sporcuların, savaşa katılan askerlerin ve afet sonucu yaralananların psikolojik durumlarını geliştirir. Geriatri dalında yapılan ciddi araştırmalara göre, quantum tıp rehabilitasyon ve önleyici terapilerinin insan ömrünü 7-12 yaş uzattığı kanıtlanmıştır’ diye konuştu.

QUANTUM TIBBININ AVANTAJLARI

Kalaycıoğlu, quantum metodunun, beraber uygulandığında ilaç tedavisinin etkisini arttırdığını, bir süre sonra ilaç kullanımının miktarını azalttığı hatta tamamen kaldırdığını ifade ederek, ‘İyileşme süresinin zamanını 2-3 kat azaltır. Hastanede yatan hastaların tedavi süresini azaltır, ayakta tedavi edilen hastaların tedavi imkanlarını zenginleştirir. Hastalıktan korunma katsayısını arttırır’ dedi.

Quantum tekniğinin dünyada 30’dan fazla ülkede kullanıldığını belirten Kalaycıoğlu, ‘Rusya, İsviçre, Almanya, Danimarka, Fransa, ABD, Kanada, Norveç, İsveç, Kore, Polonya, Tunus gibi ülkelerde 9 bin 800’e yakın merkezde bu teknik kullanılmaktadır. Türkiye’de Trabzon’da resmi olarak hizmete başlamıştır. Bu bölge adına ve ülke adına büyük bir atılımdır’ diye konuştu.

Temmuz 31, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Kadınlara ikinci sınıf muamele

115 ülkeyi kapsayan Cinsiyet Ayrımı Endeksi’nde, kadın-erkek arasındaki eşitsizliği azaltmada en başarılı ülke İsveç çıktı. Bu ülkeyi Norveç, Finlandiya ve İzlanda takip ediyor. Eşitsizliğin en az olduğu ülkeler arasında Filipinler, ilk 10’a giren tek Asya ülkesi olurken, ABD 22. sırada yer alabildi.

Dünya nüfusunun yüzde 90’ını kapsayan araştırmada, kadın-erkek arasındaki “ekonomik katılım ve fırsat eşitliği”, “eğitim olanağı”, ”sağlık ve yaşam” ile ”siyasi güç” alanlarındaki eşitsiziliğe bakıldı.

Araştırmada, dünyanın her yerinde kadın-erkek arasındaki eşitsizliğin en az olduğu alanın sağlık olduğu belirlendi. Mecliste kadın-erkek oranı, kadın bakanların ve kadın devlet başkanlarının erkeklere oranı gibi siyasi alanlarda, eşitsizliği en aza indiren ülke İsveç olurken, Suudi Arabistan bu alanda en sonda geldi.

Temmuz 31, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Parasız saadet oluyor

Az gelişmiş ülkelerde yaşayan gençlerin, kendilerini zengin ülkelerdekilerden en az iki kat daha mutlu hissettikleri bildirildi. MTV Networks International’ın (MTVNI) yaptığı araştırmada, en mesut olanlar Hintliler, en bedbaht olanlarsa Japonlar çıktı. 14 ülkede 16-34 yaş arası 5400 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, ABD ve İngiltere’de gençlerin yüzde 30’dan azı mutlu ve umutlu. Bu oran Japonya’da yüzde 8’e kadar düşüyor.

Yoksul ülkelerde aynı yaş grubundakiler ise geleceğe umutla bakıyor. Çin’de gençlerin yüzde 84’ü gelecekte hayatlarının daha iyi olacağını düşünüyor. Arjantin ve Güney Afrika halkı ise yüzde 75’le dünyanın en mutlu insanları arasında bulunuyor. Gençlerin geleceğe bakışları, kendilerini güvende hissedip hissetmedikleri ve topluma uyumları konusunda yapılan araştırmaya göre, gelişmiş ülke insanları küreselleşme konusunda hayli kötümserler.

Alman gençliğinin yüzde 95’i küreselleşmenin kültürlerinde tahribata yol açtığını düşünüyor. MTVNI’nin araştırmasında, İngiltere’de bu yaş grubundakilerin yüzde 80’inin, kansere yakalanmak kadar terörizmden de korktukları ortaya çıktı. Araştırmaya göre, az gelişmiş ülkelerin mutlu insanları aynı zamanda dini inançları güçlü olanlar. Gelişmiş ülkelerdeki mutsuzluğun sebepleri arasında başarılı olma baskısı, kötümserlik ve iş kaygısının bulunduğu bildirildi.

Az gelişmiş ülkelerde insanların daha mutlu olmasının sebebininse, gençlerin daha iyi bir geleceğe sahip olacaklarına duydukları inanç olduğu belirtildi. Araştırma, Arjantin, Brezilya, Çin, Danimarka, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, Japonya, Meksika, Güney Afrika, İsveç, İngiltere ve ABD’de yapıldı.

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Sıradışı otellere ne dersiniz?

O halde yaşantınıza renk ve heyecan katacak çeşit çeşit otellerde tatil yapmaya ne dersiniz? Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun editörlüğünde hazırlanan http://www.turizmhaber.eu adlı site, dünya genelindeki otel türlerine ilişkin bir araştırma yayınladı.

Ürgüp’teki Yunak Evleri’nin, ”Dünyanın En İlginç 10 Oteli” listesine girmesi dolayısıyla başlatılan araştırmada, konaklama tesislerinin tatilcilere, ”ilginç” hatta ”çılgın” seçenekler sunduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırma sonucunda oteller, ”olağan” ve ”sıradışı” olarak iki kategoriye ayrıldı. Konaklama sektöründe, ”1-5 yıldızlı oteller’, termal, golf, butik, kongre otelleri, motel, tatil köyleri ”olağan” oteller statüsünde kabul edilirken, az bilinen, ilginç otel türleri de ”sıradışı” oteller kategorisinde değerlendirildi. ”Sıradışı” oteller arasında mağara otel, ağaç otel, buz otel, akvaryum otel, kapsül otel, tren oteli, mobil otel, çocuk oteli, fantazi otel, uzay oteli gibi 50 türe yakın konaklama tesisi göze çarpıyor. Bazı türlerine Türkiye’de de rastlanan ”sıradışı” ve ”olağan” oteller şöyle sıralanıyor:

SIRADIŞI KONAKLAMA ÇEŞİTLERİ:

Ada otel: Ağırlıklı olarak Uzakdoğulu Aman Grubu ve Karayip Adalarında suyun üstüne inşa edilen konaklama birimleri. Buz otel: Alaska, İsveç, Finlandiya, İsviçre ve Kanada’da buzdan inşa edilen oteller var. Bazıları yaz mevsimine dayanamıyor ve her yıl yeniden inşa ediliyor. Çıplaklar oteli: ABD, Fransa, Meksika, Jamaika, Bonaire ve Dominik Cumhuriyeti’nde, herkesin çırılçıplak gezebildiği işletmeler. Çadır Otel: Bu tür konaklama tesislerine ABD’den Arjantin’e, Yeni Zelanda’dan Şili’ye kadar birçok ülkede rastlanabiliyor. Çocuk Oteli: İngiltere’deki Sparkles Family ile Florida’daki Nickeledeon Family tamamıyla çocuk odaklı, onların hayal dünyasına göre tasarlanmış.

Çöl-Vaha Oteli: ABD’nin Arizona eyaletinde ve Dubai’de, tatilcilere çölde konaklamaları için yaratılmış suni vahalar. Denizdibi-Akvaryum Otel: İsveç ve Uzak Doğu’da örnekleri bulunuyor. İsveç’teki Utter Inn’in su üstündeki bölümünde yemeğinizi yiyor, suyun 3 metre altındaki bölümünde ise uyuyorsunuz. Amerikan Bruce Jones firması da Fiji Adası açıklarında dünyanın ilk denizaltı oteli Poseidon’u 2008’de hizmete açacak. Deniz Feneri Oteli: Türkiye’deki deniz fenerlerinin turizme açılması gündeme gelirken, ABD’deki bazı deniz fenerleri yıllardır otel olarak hizmet veriyor. Elişili Otel: Meksika’da bulunan bir otel, müşterilerine tümü elişi yapımı masa, perde, tabak, yatak, çatal-bıçak gibi eşyalarla bezenmiş konaklama imkanı sunuyor.
Eşcinseller Oteli: ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde eşcinseller için düzenlenmiş işletmeler. Fantazi Oteli: ABD’ninde bulunan Caesars Pocono Resorts ”Aşk Oteli” diye pazarlanıyor. Balayına çıkanlar için odasında kalp şeklinde havuzu, şampanya bardağı gibi tasarlanmış banyo, camdan jakuzi gibi romantik unsura yer veriyor. Belek’te geçtiğimiz günlerde hizmete açılan Adam&Eve Otel de ”Dünyanın en seksi oteli” sloganıyla tanıtılıyor.

Gemi Otel: Yüzer otel olarak da biliniyor. Deniz veya göl kıyısında konaklama yapılan gemi. Kale-Saray Oteli: Tarihi kale veya sarayın otele dönüşmüş hali. Fransa’da bu tür otellerden epey var. Kapsül Otel: Japonya’da bulunan bu otelin odaları dolap çekmeceleri gibi. Tabuttan biraz büyük olan kapsül otelin odaları, ucuz olduğu için tercih ediliyor. Kendini Yıldızlayanlar: Dubai’deki Burj El Arab kendisini 7 yıldızlı, İspanya’daki Puerta America ise 12 yıldızlı olarak tanımlıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın böyle bir kategorisi olmamasına rağmen, Antalya Beldibi’ndeki Sungate Port Royal ile Belek’teki Rixos Premium Otel de kamuoyunda, ”7 yıldızlı otel” olarak biliniyor. Kilise Otel: Fransa ve İngiltere’deki bazı kiliseler aslına uygun şekilde onarılarak, otel olarak işletiliyor. Kütüphane Otel: New York’ta bulunan Library Hotel, 10 katlı ve odaları değişik konularda kitap okumak isteyenlerin ihtiyaç duyacağı araç-gereçlerle donatılmış.

Mobil Otel: Brezilya Sao Paulo merkezli Exploranter Overland Hotel, TIR üstünde konaklamaya uygun hale getirilerek, 28 odası bulunan mobil (gezer) bir otele dönüştürüldü. Tek Oda Otel (One-off): Bu otellere örnek olarak ABD’de bulunan dev bir köpek şeklinde inşa edilen Dog Bark Park Inn gösterilebilir. Telefon ve televizyon bulunmayan köpek biçimindeki otelde fazla elaman yok bu yüzden kahvaltınızı kendiniz alıyorsunuz. Tren Otel: Alaska’da bulunan Aurora Express, ABD ve İskoçya’daki diğer örnekler gibi eskiden trenken şimdi dağ kıyısında kendine özgü konaklama imkanı sunan otel olmuş. Uzay Otel: Alman ve Amerikan mühendislerin üzerinde çalıştığı Unter der Sterner dönen uzay oteli 2030’da hizmete açılıyor. Ağaç Evler: Antalya’daki Kadir’in Evi’ne benzeyen ağaçüstüne konaklama sunan mekanlar. Mağara Otel: Türkiye’de Ürgüp’te, dünyada ise ABD, Yeni Zelanda, İspanya ve Avustralya’da örnekleri bulunuyor.

OLAĞAN KONAKLAMA ÇEŞİTLERİ

1-5 Yıldızlı oteller: Dünya ve Türkiye’de en fazla bilinen, yıldızı 1’den başlayıp 5’e kadar yükselen otel çeşitleri. Apart Otel: Konaklayanların hizmetleri kendilerinin karşıladığı ayrı daireler biçimindeki oteller. Budget Otel: Bütçe otelleri olarak biliniyor. Lüks olmayan, düşük bütçeli konaklama sunuyor. Bungalov: Ağaçtan yapılmış tek katlı kır evleri. Butik Otel: Özel belgeli oteller olarak da biliniyor. Bunlar, küçük yapıya sahip olmalarına karşın, müşterilerine ev konforunda konaklama sunuyor.

Dağ Otel: Kış oteli olarak da biliniyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak kayak merkezlerinin bulunduğu bölgelerde örnekleri var. Deluxe Otel: Standartları 5 yıldız üstünde olan son derece lüks konaklama mekanları. Devremülk: Bir otel veya binada belli zamanlarda tatil amaçlı konaklama imkanı sunan sistem. Sistem, çeşitli ülkelerden insanların oturdukları evleri, tatil amaçlı karşılıklı olarak değiş-tokuş etme şeklinde de gelişti.

Dizayn Otel: Yıldız sayısı yerine, tasarıma odaklı, kendine özgü işletmeler. Antalya’da Konyaaltı sahilindeki Hillside Su Otel bu türe örnek gösteriliyor. Eko Resort Otel: Türkiye’de, Antalya’nın Çamyuva beldesindeki Naturland’in denediği, ancak başarılı örneklerine daha çok Arjantin, ABD, Kanada, Avustralya, Brezilya ve Fransa’da rastlanan, doğayla bütünleşmiş yapılar. Golf Oteli: Golf meraklılarına göre tasarlanmış, golf mağazaları ile oyun sahaları bulunan otel. Havaalanı Oteli: Yoğun iş temposundan dolayı otel aramak istemeyenlerin havalimanına yakın olduğundan tercih ettiği, genellikle işadamlarının, pazarlamacıların ve uçuş ekiplerinin tercih ettiği konaklama çeşidi. Hapishane Otel: Bu kavramla ilk olarak İstanbul Sultanahmet’te hizmete giren Four Seasons ile tanıştık. Dünyada da birçok ülkede bazı eski hapishaneler otele dönüştürüldü.

HIP: Highly Individual Place (Fazla kişileştirilmiş yerler) dünyada tasarım ve tarz açısından farklı niteliklere sahip oteller anlamına geliyor. Hostel: Okulların tatil döneminde turizm hizmeti veren öğrenci yurtları. Bir odada tanımadığınız 8-10 kişiyle kalmanız ve banyonu çok sayıda kişiyle birlikte kullanmanız gerekebiliyor. Kongre Oteli: Bu otel çeşidiyle Türkiye’de ilk olarak İstanbul’daki Cevahir Otel ile tanıştık. Dünyada ise ağırlıklı olarak kongrecilere göre tasarlanmış onlarca örneği var. Motel: Yol üstünde, ağırlıklı olarak motorlu araç kullananlara yönelik hizmet veren işletme.

Müze Otel: Sultanahmet’teki Eresin Crown ile Beyazıt’taki Antik Otel, Türkiye’de bu alanın öncüleri sayılıyor. Oberj: Kırsal kesimde doğaya uyumlu, spor ve av ve kış turizmine yönelik geçici konaklama yapılan işletmeler. Bu tür otellerin odalarında ranza sistemi de bulunabiliyor. Uludağ ve Elmadağ’da örnekleri var. Pansiyon: Müşteriye yeme-içme ve konaklama imkanı sunan basit işletmeler. Residence: Ev kiralamak yerine uzun dönemli konaklamayı tercih edenlerin oteli. Resort: Deniz kıyılarına inşa edilen oteller. Şehir Oteli: Şehir merkezlerinde bulunup, konaklama, iş toplantısı, kongre ve basın toplantısı gibi etkinliklere göre tasarlanmış konaklama birimleri. Tatil köyü: Ortalama bin kişiye konaklama imkanı sunan, kendi içinde ”1’inci’ ve ”2’nci” sınıf diye ikiye ayrılan dev yapılar. Tematik Otel: Türkiye’de ilk örneğini Antalya Kundu’daki WOW Topkapı Palace ve Kremlin Palace oluşturdu. Daha sonra çeşitli ünlü saray ve gemiler biçiminde tasarlanmış birçok tematik tesis hizmete girdi. Termal Otel: Türkiye’de örneklerine sıklıkla rastlamaya başladığımız bu tür otellerin özelliği içinde termal su bulundurmaları.

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın