Bu mola yerlerini kaçırmayın
Ankara”dan Trabzon”a gidecek tatilcilere yol boyunca, görülmeye değer tarihi yapılar, turistik tesisler ve doğal güzellikler eşlik ediyor.
Karadeniz”e yapılacak yolculuğun daha zevkli hale getirilmesi için yolda kısa molalar vermek yeterli. Güzergahta, tarihin içinde bir yolculuk yapabilir, bölgenin doğasını keşfedebilir, yöreye has yemeklerin lezzetine varabilir, kaplıcalarında yorgunluğunuzu atabilirsiniz.
YOLDA HİTİT MEDENİYETİNİ TANIYIN
Çorum”da verilecek ilk molada, Hitit medeniyetini tanıyıp, tarihin içinde bir yolculuk yapma imkanı bulabilirsiniz. Küçük bir güzergah değişikliği ile ulaşılacak Boğazkale ilçesinde, Hattutaş ve Yazılıkaya”ya yapılacak ziyarette, Hitit medeniyetini ayrıntıları ile tanıyarak, kısa bir süreliğine asırlar öncesine gidebilirsiniz. Alacahöyük beldesinde ören yerini gezdikten sonra verdiğiniz molada, Hitit Barajı”nı görme ayrıcalığını da yakalayabilirsiniz. Çorum”un ünlü leblebilerinden alarak devam edeceğiniz yolculukta, dinlenmek için Bayraktepe Mesire Alanı”nı tercih edebilirsiniz.
TARİHİ VE DOĞAYI KEŞFEDİN
Çorum”dan ayrılan ve yola devam eden tatilciler, Merzifon yolunda,karayoluna 3 kilometre mesafede ‘Yedikır Kuş Cenneti’ olarak adlandırılan Yedikır Barajı ve Göleti”nde, farklı türlerdeki kuşları izleyip, doğaya yeniden aşık olabilir. Osmanlı mimarisinin değişik örneklerinin bulunduğu Merzifon”dan geçecek tatilciler, o dönemde sanata verilen önemi bu ilçede yakından gözlemleyebilir. Ardından yolculuğa kısa bir ara verip dinlenmek isteyenler için Havza”daki kaplıca tesisleri iyi bir fırsat. Milli Mücadele yıllarında Atatürk”ün, ziyaretinde ‘Havza”ya geldim şifayap oldum’ dediği ilçede, şifalı sularda kısa bir süre dinlenebilir, hatta buradaki tesislerde konaklama imkanı bulabilirsiniz.
TURNA BALIĞI ZİYAFETİ
Yola bir süre devam ettikten sonra varılacak Ladik Gölü kıyısında,Turna balığı ziyafeti kaçırılmaması gereken bir fırsat. Turna balığının yöreye özgü yapılış şekli, damağınızda farklı bir lezzet bırakacak. Samsun”da verilecek molada, dinlenmek ve aynı zamanda kenti görmek isteyenler, Batıpark”taki teleferikten yararlanarak, kenti ve Karadeniz”i yüksekten izleme şansını bulabiliyor. Teleferikte Karadeniz”in temiz havasını soluyarak yapılacak yolculuk, seyahatinizin zevkli geçmesini sağlayacak ayrıntılardan yalnızca biri. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk”ü Samsun”a ulaştıran Bandırma Vapuru”nun aslına uygun yapılmış halini merak edenler, teleferik turunun ardından müze gemiyi ziyaret edebilir.
BOZTEPE”DE KISA BİR MOLA
Yine yolculukta verilecek kısa bir molayla, Terme”ye bağlı Gölyazı beldesinde, Amazonların yaşadığı rivayet edilen Simenit Gölü çevresinde kısa bir gezinti ile yöreyi tanıma fırsatı bulabilirsiniz. Perşembe ilçesine bağlı Medreseönü”nde ‘külle yıkadığı uzun saçları ve dağdan getirdiği suyla demlediği çayıyla’ ünlü Uzun Saçlı”nın Yeri”nde mola verilerek, ince belli bardakta, Karadeniz”i seyredip çaylar yudumlanabilir. Yorgunluğunu Ordu”da atmak isteyenler ise 450 metre yükseklikteki Boztepe”de kenti yüksekten izleyip, yöreye özgü yemeklerin lezzetine bakabilirler.
GİRESUN”DA ZEVKLİ BİR YOLCULUK
Giresun”da verilecek ilk molada, Piraziz ilçesindeki 19. yüzyılda yapılan ve Tirali Konağı olarak da bilinen tarihi Beyler Konağı ziyaret edebilir. Yemek molasında Giresun”u tercih edecek tatilciler, Giresun Kelesi”nde otantik bir ortamda, farklı lezzetleri keşfedebilir. Giresun”da daha fazla zaman geçirmek isteyenler ise kaledeki ziyafetin ardından kıyıdan 1 kilometre uzaktaki Giresun Adası”na gidebilir. Amazon kadınlarının yaşadığına inanılan adada, manastır, gözetleme kulesi, dev şarap fıçıları ve surlar görülmeye değer tarihi yapılar. Trabzon”a kadar devam edecek yolculukta, yoldaki plajlarda, Karadeniz”in serin sularında dinlenmeyi de tercih edebilirsiniz. Yolculuğa devam edip Trabzon”a ulaşacak tatilciler, Beşikdüzü ilçesinde tereyağını Vakfıkebir ekmeği ile tatma fırsatı bulacak. Sahili geçtikten sonra Genita mevkiine varanlar, Karadeniz”in serin rüzgarının hakim olduğu bahçelerde yolun tüm yorgunluğunu atma fırsatı buluyor.
Alternatif turizm adresleri
İklimi nedeniyle deniz ve güneş turizmi açısından tercih edilmeyen Doğu Karadeniz, bozulmamış doğal yapısı, rafting ve trekking parkurları, yaylaları, boğa güreşleri ve tarihi eserleriyle alternatif turizm arayışında olanlara birçok seçenek sunuyor. Tatilini tarihi ve kültürel mekanları gezerek geçirmek isteyenler için Trabzon’da ilk akla gelen mekan dünyaca ünlü Sümela Manastırı. Trabzon’un Maçka ilçesinin Altındere köyü sınırlarındaki Altındere vadisine hakim Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerinde kurulan Sümela Manastırı, halk arasında ”Meryem Ana” olarak anılıyor.
Varlığını 13. yüzyıldan itibaren sürdüren manastır, yerli ve yabancı turistlerin ilk ziyaret ettiği mekanların başında yer alıyor. Atatürk’ün 1934 ve 1937 yıllarında Trabzon’u ziyaretinde konakladığı çam korusu içindeki Atatürk Köşkü ise Trabzon Belediyesince dekore edilerek müze haline getirilmiş. Müze her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Bununla birlikte kent merkezindeki Ayasofya ve Trabzon Müzeleri de gezilmesi gereken mekanlar arasında. Tatilini Doğu Karadeniz’in eşsiz doğasında dinlenip aynı zamanda doğa sporlarıyla geçirmek isteyenler için ise dünyaca ünlü Uzungöl eşsiz olanaklar sunuyor.
Trabzon’a 99, Çaykara ilçesine 19 kilometre uzaklıkta, deniz seviyesinden 1090 metre yükseklikte bulunan Uzungöl, yeşili, yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evleri, trekking, kuş gözlemciliği, botanik amaçlı turların yanı sıra, Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi yaylalara geziler düzenleme fırsatı da sağlıyor. Trabzon’un hemen hemen bütün ilçelerine bağlı yaylalarda trekking, hiking ve cip safari için uygun alanlar bulunuyor. Çeşitli turizm şirketleri tatilini bu yönde geçirmek isteyenler için tur programları düzenlerken, TEMA Vakfı Temsilciliği ile kentteki dağcılık kulüpleri de her hafta sonu gezi programları organize ediyor.
RİZE’DE HELİSKİ
Rize ve yaylaları ise rafting, heliski, trekking, hiking ve dağcılıkla ilgilenenler ile kuş gözlemciliğine meraklı olanlar için eşsiz seçeneklere sahip. Debisi yüksek ve hızla akan bir dere olma özelliği taşıyan Fırtına Deresi, rafting için oldukça uygun. Ayrıca İkizdere ilçesindeki İyidere Deresi’nde de iki rafting parkuru bulunuyor. Rize’nin güney kesimindeki yaylalarda özellikle trekking, hiking, cip safari gibi etkinler düzenleniyor. Yeşilin binbir tonuyla dereler ve şelaleler arasında yapılan doğa yürüyüşleri, günlük yaşamın stresini atmak isteyenler için ideal. Dağcılıkla ilgilenenlerin tercihleri arasında yer alan Kaçkar Dağları, geçen yıldan itibaren heliski tutkunlarının da tercihi haline geldi. Dünyada Kanada, Alaska, Kafkaslar ve Himalayalar’dan sonra İsviçreli Türkiye Heliski Firmasınca Kaçkar Dağlarında heliski yapılmaya başlandı.
Avrupa’dan heliski tutkunlarının geldiği Kaçkar Dağları, muhteşem doğası, buzulları, gölleri, ormanlarından sonra heliski sporuyla da adından söz ettirmeye başladı. Çamlıhemşin ilçesinin Ayder Yaylası, 3 bin metreyi aşan doruklar ve 2 bin metreye kadar yükselen ormanlarıyla göz kamaştırıyor. Kaplıcalarıyla ünlü yaylada yerden 50 derece sıcaklıkta çıkan kaplıca suyunun, romatizmal hastalıklar, kadın hastalıkları ve sinir hastalıklarına olumlu etkide bulunduğu tespit edilmiştir. Ayder kaplıcaları, yılın 12 ayı yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyor. İkizdere ilçesine bağlı Anzer Yaylası, muhteşem doğası ve dünyaca ünlü Anzer balının yanı sıra çok sayıda endemik türde çiçeğe ev sahipliği yapıyor. Ayder Yaylası ve çevresindeki birçok yaylayı içine alan 550 hektarlık Kaçkar Milli Parkında ise sadece Doğu Karadeniz’de bulunan ”dağ horozu” ve çengel boynuzlu dağ keçisinin yaşam alanı olma özelliği taşıyor.
ÇORUH NEHRİ’NDE RAFTİNG
Çoruh Nehri, Türkiye’nin debisi en yüksek nehri olma özelliğiyle, yöreye her yıl rafting yapmak üzere gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. Bayburt’tan başlayarak İspir ve Yusufeli güzergahıyla Artvin’den geçen 260 kilometre uzunluğundaki nehirde, 4 farklı etapta rafting yapılabiliyor. Artvin’in Şavşat ilçesine 25 kilometre uzaklıkta bulunan Karagöl, yol güzergahındaki Meşeli ve Veliköy köylerindeki ahşap işlemeli geleneksel Şavşat evleri ve eşsiz manzarasıyla büyük kentlerin yoğunluğundan bunalanlar için ideal mekanlardan biri. Artvin merkez ilçe sınırları içerisinde bulunan Hatila Milli Parkı’nda, çadırla, karavanla ve belirli kapasitelere sahip bungalov tipi doğal ortamla uyumlu tesislerde konaklanabilir.
Borçka ilçesine bağlı Camili (Macahel) yöresi UNESCO İnsan ve Biyosfer Programı koruma alanı içinde bulunuyor. Zengin endemik bitki türleri ve ormanları ile Kafkas arı ırkının gen merkezi olan doğa harikası bir yöre olan Camili, doğal yapısıyla bakir, korunması gereken peyzaj, eko sistemler, hayvan ve bitki türleri bakımından oldukça zengindir. Şavşat İlçesi, her yıl şubat ayında yapılan Karüstü Karakucak Güreşleri ile de yurtiçi ve yurtdışında ilgi odağı haline geliyor. Bununla birlikte Artvin boğa güreşleriyle de adından söz ettiriyor. Yaz aylarında hemen hemen her hafta sonu bir şenlik ve festivalin yapıldığı Artvin ve ilçelerinde, festival kapsamında yapılan boğa güreşleri, turistlerin ilgisini çekiyor.
GİRESUN ADASI
Martı ve karabataklar başta olmak üzere birçok deniz kuşunun doğal üreme alanı olan Giresun Adası, Doğu Karadeniz’de insan yaşayabilen tek ada olma özelliğini koruyor. Kıyıdan 5 mil mesafede bulunan ve yaklaşık 40 dönüm alana sahip adada, manastır, gözetleme kulesi, dev şarap fıçıları ve surlar gibi tarihi kalıntılar bulunuyor. Mitolojide Aretias Adası olarak geçen Giresun Adası, 2. derece doğal ve arkeolojik sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış. Kenti ikiyi bölen ve yarımada üzerinde bulunan Giresun Kalesi, yürüyüş ve piknik yapmak için uygun. Kalenin en yüksek noktasında, Atatürk’ün Muhafız Alay Komutanı Topal Osman Ağa’nın anıt mezarı bulunuyor. Giresun’da 13 yıl önce turizm merkezi ilan edilen Kümbet, Kulakkaya ve Bektaş yaylaları, doğal güzellikleri ve yayla şenlikleriyle turistlerin ilgisini çeken mekanlar arasında yer alıyor. Giresun yaylaları da trekking ve hiking tutkunlarına birçok seçenek sunuyor.
GÜMÜŞHANE’NİN KARACA MAĞARASI VE BUZUL GÖLLERİ
Gümüşhane’nin 17 kilometre kuzeybatısında, Torul ilçesine bağlı Cebeli köyünde bulunan Karaca Mağarası’nın, toplam alanı 1500 metrekare, uzunluğu ise 105 metre. Mağarada, sarkıtlar, dikitler, sütunlar, bayrak şekilleri, org desenli duvarlar, mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları ve traverten basamakları bulunuyor. Gümüşhane’nin doğusunda ve şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre mesafede bulunan Akçakale Mağarası, yaklaşık 18 bin 500 metrekarelik iç alana sahiptir. Mağarada sarkıt, dikit, mağara incisi, mağara çiçeği, flama, duvar travertenler gibi eşsiz güzellikte damlataşları bazı kesimlerde önemli yoğunluklara ulaşmaktadır. Bu nedenle önemli turizm potansiyeline sahiptir. Mağaranın turizme kazandırılma çalışmaları hızla sürdürülmektedir. Torul İlçesi Gülaçar Köyü sınırları içindeki Artabel Gölleri, gerek jeolojik ve jeomorfolojik gerekse flora ve fauna yönünden oldukça zengin değerlere sahip. Saha içinde yer alan 18 buzul krater gölü yer alıyor.
DEDE KORKUT DİYARI BAYBURT
Şehrin kuzeyine kayalar üzerine inşa edilmiş Bayburt Kalesi, yapılırken dış yüzeylerinde kullanılan çiniler nedeniyle ”Çinimaçin” kalesi olarak da anılıyor. Bayburt’un Aydıntepe ilçesinde 1999-2000 yılları arasında yapılan arkeolojik kazılar sonucu bulunan Roma ve Bizans dönemlerinden kalma 2 bin yıllık tarihe sahip Yeraltı Şehri de, kentin son yıllarda ön plana çıkan turizm merkezleri arasında yer alıyor. Dede Korkut’un mezarı, Bayburt’un Masat köyünde bulunmaktadır. Kentte her yıl geleneksel olarak Uluslararası Dede Korkut Kültür-Sanat Şöleni yapılmakta, şölen kapsamında Dede Korkut’un anılmasının yanı sıra çeşitli etkinlikler de gerçekleştirilmektedir.
Baydemir yatırım bekliyor
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir yaptığı açıklamada, Türkiye’de bölgelerarası gelişmişlik farkının ulaştığı merhalenin artık sağır sultanların, ekonomiden anlamayanların bile bildiğini ve yaşadığını belirtti. Bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması için yeni metropol kentlerin yaratılması tezini savunduğunu ifade eden Baydemir, şöyle dedi:
”Bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasında önerim, gelin bölgesel metropol kent yaratalım. Diyarbakır, Van, Trabzon, Türkiye’nin orta Anadolu bölgesinden veya Trakya’dan herhangi bir kentimiz olabilir. Ve bu metropol kentlerimiz eliyle, kendi bölge kentlerinin kalkınması konusunda önemli bir motor, önemli lokomotif görevi misyonunu yükleyelim. Dolayısıyla 5 yıl boyunca teşvik dediğimiz yasaların getirdiği bütün avantajları sadece bu 5 kentimize ayıralım. Böylece 5 tane daha İstanbulumuz, Bursamız olmuş olur. Tüm ekonomik yığınağı İstanbul’a yapmaktan artık vazgeçelim demek istiyorum.”
SEKTÖREL TEŞVİK
Baydemir, bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasında sektörel teşviğin şart olduğunu ifade ederek, ”Örneğin kömürde sadece Şırnak’ı destekleyelim. Pamukta başka bir bölge kentini. Eğer siz teşvikte kalkıp Osmaniye ile Düzce’yi, Diyarbakır ve Şırnak’la aynı kefeye koyarsanız bu aldatma politikasıdır. Bundan sonuç almak da bugüne kadar mümkün olmadığı gibi, bundan sonra da mümkün olmayacaktır” dedi.
Gelişmişlik farkının ortadan kaldırılmasında dünya deneyimine de bakılması gerektiğini anlatan Baydemir, dünya deneyiminde yerel kaynakların önemli oranda yerelde kullanıldığında bölgelerarası gelişmişlik farkının ortadan kalktığını ya da bu konudaki ilerlemenin çok daha hızlandığının görüldüğünü belirtti.
Baydemir, şunları kaydetti: ”Batman’da petrol çıkarılıyor. Neden Batman’da kalmasın. Batman’la Urfa’da Diyarbakır’da bölgenin bir çok kentinde elektrik enerjisi üretiliyor. Neden biz bunu burada tüketmeliyim? Bunun çıktısını buraya harcamayalım, bölgelerarası gelişmişlik farkı ortadan kalkıncaya kadar. Ya da uçurum azalıncaya kadar. Bunu söylediğimizde dahi birileri ”hııım” diyebilir. Ama bunun başka yolu yok. Ben bu yoksulluğu kabul etmiyorum. Yurttaşlarıma dayatılan bu politikayı kabul etmiyorum. Bunun etki gücü sadece benimle de sınırlı kalmaz. Sadece bu kentle sınırlı kalmaz. Sadece bu kentle sınırlı kalmadığını da artık dünya da Ankara da İstanbul da yaşayan yurttaşım da görüyor. O halde samimiyetle bir politikayı, bir projeyi buraya uygulamamız lazım. Bütün bunlarla birlikte siyasi istikrar, huzur, barış ortamı dediğimiz süreci de buna eklersek 10-15 yılda başaracağımızı 5 yılda başarmış oluruz ve Türkiye gerçekten kendi coğrafyasının, kendi bölgesinin en saygın ülkelerinden bir tanesi konumuna gelmiş olur. Neden bundan kaçınıyoruz, neden hala kaçınılıyor, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.”
Fatih Belediyesi’nin acı kaybı
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi ve Fatih Belediye Meclisi Üyesi, İnşaat Mühendisi Osman Kurumahmutoğlu, vefat etti.
Geçirdiği ani rahatsızlık nedeniyle vefat eden Kurumahmutoğlu’nun cenazesi, yarın (27 Eylül 2006) Fatih Camii’nde öğle namazından sonra kılınacak cenaze namazının ardından Topkapı Kozlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Fatih Belediye Meclisi’nde İmar ve Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi olan Kurumahmutoğlu, 1945 Trabzon – Of doğumluydu. 1974 yılında İTÜ İnşaat Fakültesi’ni bitiren Kurumahmutoğlu, 1974 – 1978 tarihleri arasında serbest mühendislik yaptı. 1978 – 1980 arasında Hava Eğitim Komutanlığı’nın İzmir’deki binalarının kontrol mühendisliğini yapan Kurumahmutoğlu, 1983 – 1986 yılları arasında Suudi Arabistan’da ortağı olduğu firma ile okul ve hastane inşaatlarında müteahhitlik yaptı. Siyasete 1993’te Refah Partisi ile başlayan Kurumahmutoğlu, 1999 seçimlerinde Fatih Belediye Meclis Üyesi seçildi. Refah Partisi kapatılınca AK Partiye katılan Kurumahmutoğlu, 5 yıl boyunca Fatih Belediyesi’nde ve Haliç Belediyeler Birliğinde İmar Komisyonu Başkanlığı ve daimi encümen üyeliği yaptı. Evli ve dört çocuk babası olan Kurumahmutoğlu, Fransızca ve Arapça biliyordu.
Yeni bir sosyal güvence
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın 9 maddesi daha kabul edildi.
Komisyon, tasarı üzerindeki görüşmelere bugün de devam etti. Kabul edilen maddelere göre, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu, ilgili raporlarla meslekte kazanma gücünün en az yüzde 10 oranında azaldığı tespit edilen sigortalılar, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacak. Bu gelir, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanacak.
Kısa vadeli sigorta kolları kapsamına girenlerden askere giden sigortalının askerlikte geçen hizmet süresi, hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre, iş kazası, meslek hastalığı sonucu geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği süre, sigortalının greve katılması veya işverenin lokavt yapması halinde geçen süre, sigorta kapsamının dışında kalacak.
-MALUL SAYILMA
Çalışma gücünün en az yüzde 60’ını iş kazası veya meslek hastalığı sonucu kaybettiği tespit edilen sigortalı, malullük sigortası bakımından malul sayılacak. Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün yüzde 60’ını kaybettiği tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malullük aylığından yararlanamayacak.
Sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması gerekecek.
Malullük aylığı, prim ödeme gün sayısı 9 bin günden az olan sigortalılar için 9 bin gün üzerinden, 9 bin gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden hesaplanacak. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılacak.
9 BİN İŞGÜNÜ PRİM VE YAŞ SINIRI
Kanun yürürlüğe girdikten sonra sigortalı sayılacak olanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9 bin günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilecekler.
Emeklilik yaşı 2036’dan itibaren kademeli olarak artırılacak. Emeklilik yaşı 2048’de kadın ve erkek için eşitlenerek 65 olacak.
Buna göre, emeklilik yaşı, 1 Ocak 2036 ila 31 Aralık 2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61; 1 Ocak 2038 ila 31 Aralık 2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62; 1 Ocak 2040 ila 31 Aralık 2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63; 1 Ocak 2042 ila 31 Aralık 2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64; 1 Ocak 2044 ila 31 Aralık 2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65; 1 Ocak 2046 ila 31 Aralık 2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65; 1 Ocak 2048 tarihinden itibaren kadın ve erkek için 65 olacak.
Sigortalılar, yaş hadlerine 3 yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla yaşlılık aylığı alabilecekler.
Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malullük aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az 15 yıldan beri sigortalı bulunma en az 3960 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla aylık bağlanacak.
Çalışma gücündeki kayıp oranının yüzde 50 ila 59 arasında olduğu tespit edilen sigortalılar, en az 16 yıldan beri sigortalı olma ve 4320 gün, kayıp oranı yüzde 40 ila 49 arasında olduğu belirlenen sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı olma ve 4680 gün, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla yaş koşulu aranmaksızın emeklilik aylığına hak kazanacak.
Yeraltı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak en az 20 yıldan beri çalışan sigortalı maden işçilerinin emeklilik yaşı ise 55 olacak.
Tasarı ”erken yaşlanma”yı da öngörüyor. Buna göre, 50 yaşını dolduran ve ”erken yaşlanma” nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanması gereken yaşa ulaştığı tespit edilen kişiler, yaş dışındaki diğer şartları taşımaları halinde yaşlılık aylığından yararlanacak.
CHP’li milletvekillerinin verdiği önergenin kabul edilmesiyle; sigortalıların, işsizlik sigortası ödeneği aldıkları süre içerisinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, prime esas asgari kazanç üzerinden hesaplanarak işsizlik sigortası fonundan karşılanacak.
Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar yüzde 2,5, 2016 yılı başından itibaren ise yüzde 2 olarak uygulanacak. Bu hesaplamada, 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacak. Ancak, aylık bağlama oranı yüzde 90’ı geçemeyecek.
CHP’NİN ELEŞTİRİSİ
CHP’li milletvekilleri, tasarının, emeklilik yaşı ve yaşlılık aylığının hesaplanmasıyla ilgili maddelerini eleştirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, düzenlemenin hukuk tekniği ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, 2048 yılına kadar uzanan bir düzenleme yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ”AB uyum sürecindeyiz. Yarın emeklilikte yaşla ilgili düzenleme de gündeme gelecek. 65 yaşında emekliliğe daha erken girmemiz istenirse, ne yapılacak?” dedi.
9 bin prim ödeme şartının yüksek olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ”Eğri oturup doğru konuşalım; hangi işçi 9 bin gün, yani 25 tam yıl prim ödeyebilir? 9 bin gün, hiçbir Avrupa ülkesinde yok” görüşünü ifade etti.
CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun ”Kazanılmış haklar korunacak” dediğini belirterek, yeni düzenlemeye göre aylık bağlama oranında düşüş olacağını söyledi.
Yaptığı hesaplara göre, öğretmen ve polislerin emekli maaşının yeni sisteme göre düşeceğine, buna karşılık kadro karşılığı uzmanın maaşında yaklaşık 100 YTL’lik artış olacağına işaret eden Hamzaçebi, ”Kazanılmış haklar korunmuyor. Bu yönüyle tasarı adaletsizdir. Bu eşitlik ilkesine ve Anayasa’ya da aykırıdır” dedi.
”AYLIK BAĞLAMA ORANINDA DÜŞÜŞ OLACAK”
Eleştirilere yanıt veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu, Türkiye’nin nüfus yapısı, ortalama ömür ve sosyal güvenlik sisteminin 2048 yılına kadar projeksiyon yapma imkanı verdiğini belirtti. AB mevzuatının üye ülkelere bile emeklilik konusunda tek bir standarda uyma zorunluluğu getirmediğini kaydeden Başesgioğlu, Türkiye’nin bu konuda uymak zorunda olduğu bir müktesebat bulunmadığını söyledi.
9 bin güne yönelik eleştirilere işaret eden Başesgioğlu, Belçika’da kadınlar için 43, erkekler için 45; Fransa’da 42, İspanya’da 35, İtalya ve Portekiz’de emeklilik için 40 yıl pirim ödeme zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Başesgioğlu, OECD ve Avrupa ülkeleri arasında Türkiye kadar prim ödeme günü düşük başka bir ülke bulunmadığını anlattı.
Yeni düzenlemelerin, çalışanların endişeye kapılmasını gerektirecek bir düzenleme içermediğine dikkati çeken Başesgioğlu, emeklilik için yaş ve prim ödeme günü açısından kazanılmış hakların korunduğunu vurguladı. ”Aylık bağlama oranı, bunun dışında…” diyen Başesgioğlu, Emekli Sandığı’nda yüzde 3, SSK’da yüzde 2.6 olan aylık bağlama oranlarının 2015 yılına kadar yüzde 2,5, daha sonra ise yüzde 2 olarak uygulanacağını bildirdi.
Bu uygulamanın bazı mesleklerde emekli aylıklarında düşüş, bazılarında ise artış sağlayacağına işaret eden Başesgioğlu, bunu kimseden saklamadan kamuoyuyla paylaşmak gerektiğini vurguladı. Başesgioğlu, ”Yeni sistemde esas olan, sistemde kalış süresidir. Ancak, emekli aylıklarının satın alma gücünde düşüş getirmiyor. Bu konuda daha önce yapıldığı gibi, iktidarlar, bunu giderecek enstrümanları kullanabilir” dedi.
9 maddesi daha kabul edilen tasarının görüşmelerine, yarın devam edilecek. Daha önce 18 maddesi kabul edilen tasarı, 13 geçici olmak üzere 122 maddeden oluşuyor.
Fatih’ta fetih pilavı
Fatih Belediyesi, İstanbul”un Fethinin 553″üncü yıldönümünde düzenlediği Fetih Şenliği çerçevesinde Fatih, Sümbül Efendi camileriyle Aksaray Metro Meydanı”nda vatandaşlara Osmanlı Pilavı ikram etti.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de Fatih Camii”nde cuma namazından sonra gerçekleştirilen pilav dağıtımına katıldı ve vatandaşlara bizzat pilav dağıttı. Tereyağı Trabzon”dan getirilen, suyunda önceden soğan kaynatılan ve 4 ton pirinç kullanılarak yapılan pilavda ayrıca kabuksuz badem, zarsız ceviz, tarçın ve kuru kayısı, dolmalık fıstık gibi malzemeler kullanıldı.
Binlerce kişiye pilav dağıtımı sürerken Mehteran Bölüğü”nün dinletisine geçildi. Halkın büyük ilgi gösterdiği dinleti sırasında AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu da Fatih Camii”ne gelerek pilav dağıtımına katıldı.
Daha sonra Müezzinoğlu ve Demir, Aksaray Metro Meydanı”na geçerek burada kurulan çadırlarda pilav dağıtımına nezaret ettiler ve vatandaşlara bizzat pilav dağıttılar. Pilav dağıtımı sürerken Fatih Cami”nden gelen Mehteran Bölüğü Aksaray”da da könser verdi. Vatandaşlar konseri büyük ilgiyle izledi.
Emeklilik sil baştan
Genel Sağlık Sigortası geliyor. Yasanın 9 maddesi daha komisyonda kabul edildi. Kanun yürürlüğe girdikten sonra yeni sigortalı olanların emeklilik yaşları şu şekilde belirlendi:
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın 9 maddesi daha kabul edildi. Komisyon, tasarı üzerindeki görüşmelere bugün de devam etti.
Kabul edilen maddelere göre, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu, ilgili raporlarla meslekte kazanma gücünün en az yüzde 10 oranında azaldığı tespit edilen sigortalılar, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacak.
Bu gelir, sigortalının mesleğinde kazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanacak. Kısa vadeli sigorta kolları kapsamına girenlerden askere giden sigortalının askerlikte geçen hizmet süresi, hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süre, iş kazası, meslek hastalığı sonucu geçici iş göremezlik ödeneği alan sigortalının iş göremediği süre, sigortalının greve katılması veya işverenin lokavt yapması halinde geçen süre, sigorta kapsamının dışında kalacak.
MALUL SAYILMA
Çalışma gücünün en az yüzde 60’ını iş kazası veya meslek hastalığı sonucu kaybettiği tespit edilen sigortalı, malullük sigortası bakımından malul sayılacak. Ancak, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce sigortalının çalışma gücünün yüzde 60’ını kaybettiği tespit edilirse, sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle malullük aylığından yararlanamayacak.
Sigortalıya malullük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının en az 10 yıldan beri sigortalı bulunup 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan sigortalılar için en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması gerekecek.
Malullük aylığı, prim ödeme gün sayısı 9 bin günden az olan sigortalılar için 9 bin gün üzerinden, 9 bin gün ve daha fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden hesaplanacak. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı 10 puan artırılacak.
9 BİN İŞGÜNÜ PRİM VE YAŞ SINIRI
Kanun yürürlüğe girdikten sonra sigortalı sayılacak olanlar kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9 bin günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilecekler. Emeklilik yaşı 2036’dan itibaren kademeli olarak artırılacak.
Emeklilik yaşı 2048’de kadın ve erkek için eşitlenerek 65 olacak.
Buna göre, emeklilik yaşı,
-1 Ocak 2036 ila 31 Aralık 2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61;
1 Ocak 2038 ila 31 Aralık 2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62;
1 Ocak 2040 ila 31 Aralık 2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63;
1 Ocak 2042 ila 31 Aralık 2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64
1 Ocak 2044 ila 31 Aralık 2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65;
1 Ocak 2046 ila 31 Aralık 2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65;
1 Ocak 2048 tarihinden itibaren kadın ve erkek için 65 olacak.
Sigortalılar, yaş hadlerine 3 yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla yaşlılık aylığı alabilecekler. Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arızası bulunan ve bu nedenle malullük aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az 15 yıldan beri sigortalı bulunma en az 3960 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla aylık bağlanacak.
Çalışma gücündeki kayıp oranının yüzde 50 ila 59 arasında olduğu tespit edilen sigortalılar, en az 16 yıldan beri sigortalı olma ve 4320 gün, kayıp oranı yüzde 40 ila 49 arasında olduğu belirlenen sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı olma ve 4680 gün, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak koşuluyla yaş koşulu aranmaksızın emeklilik aylığına hak kazanacak.
Yeraltı işlerinde sürekli veya münavebeli olarak en az 20 yıldan beri çalışan sigortalı maden işçilerinin emeklilik yaşı ise 55 olacak. Tasarı ”erken yaşlanma”yı da öngörüyor. Buna göre, 50 yaşını dolduran ve ”erken yaşlanma” nedeniyle yaşlılık aylığı bağlanması gereken yaşa ulaştığı tespit edilen kişiler, yaş dışındaki diğer şartları taşımaları halinde yaşlılık aylığından yararlanacak.
CHP’li milletvekillerinin verdiği önergenin kabul edilmesiyle; sigortalıların, işsizlik sigortası ödeneği aldıkları süre içerisinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, prime esas asgari kazanç üzerinden hesaplanarak işsizlik sigortası fonundan karşılanacak.
Aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için 2015 yılı sonuna kadar yüzde 2,5, 2016 yılı başından itibaren ise yüzde 2 olarak uygulanacak. Bu hesaplamada, 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate alınacak. Ancak, aylık bağlama oranı yüzde 90’ı geçemeyecek.
CHP’NİN ELEŞTİRİSİ
CHP’li milletvekilleri, tasarının, emeklilik yaşı ve yaşlılık aylığının hesaplanmasıyla ilgili maddelerini eleştirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, düzenlemenin hukuk tekniği ve Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, 2048 yılına kadar uzanan bir düzenleme yapıldığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ”AB uyum sürecindeyiz. Yarın emeklilikte yaşla ilgili düzenleme de gündeme gelecek. 65 yaşında emekliliğe daha erken girmemiz istenirse, ne yapılacak?” dedi.
9 bin prim ödeme şartının yüksek olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ”Eğri oturup doğru konuşalım; hangi işçi 9 bin gün, yani 25 tam yıl prim ödeyebilir? 9 bin gün, hiçbir Avrupa ülkesinde yok” görüşünü ifade etti.
CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun ”Kazanılmış haklar korunacak” dediğini belirterek, yeni düzenlemeye göre aylık bağlama oranında düşüş olacağını söyledi.
Yaptığı hesaplara göre, öğretmen ve polislerin emekli maaşının yeni sisteme göre düşeceğine, buna karşılık kadro karşılığı uzmanın maaşında yaklaşık 100 YTL’lik artış olacağına işaret eden Hamzaçebi, ”Kazanılmış haklar korunmuyor. Bu yönüyle tasarı adaletsizdir. Bu eşitlik ilkesine ve Anayasa’ya da aykırıdır” dedi.
”AYLIK BAĞLAMA ORANINDA DÜŞÜŞ OLACAK”
Eleştirilere yanıt veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Başesgioğlu, Türkiye’nin nüfus yapısı, ortalama ömür ve sosyal güvenlik sisteminin 2048 yılına kadar projeksiyon yapma imkanı verdiğini belirtti. AB mevzuatının üye ülkelere bile emeklilik konusunda tek bir standarda uyma zorunluluğu getirmediğini kaydeden Başesgioğlu, Türkiye’nin bu konuda uymak zorunda olduğu bir müktesebat bulunmadığını söyledi.
9 bin güne yönelik eleştirilere işaret eden Başesgioğlu, Belçika’da kadınlar için 43, erkekler için 45; Fransa’da 42, İspanya’da 35, İtalya ve Portekiz’de emeklilik için 40 yıl pirim ödeme zorunluluğu bulunduğunu ifade eden Başesgioğlu, OECD ve Avrupa ülkeleri arasında Türkiye kadar prim ödeme günü düşük başka bir ülke bulunmadığını anlattı.
Yeni düzenlemelerin, çalışanların endişeye kapılmasını gerektirecek bir düzenleme içermediğine dikkati çeken Başesgioğlu, emeklilik için yaş ve prim ödeme günü açısından kazanılmış hakların korunduğunu vurguladı. ”Aylık bağlama oranı, bunun dışında…” diyen Başesgioğlu, Emekli Sandığı’nda yüzde 3, SSK’da yüzde 2.6 olan aylık bağlama oranlarının 2015 yılına kadar yüzde 2,5, daha sonra ise yüzde 2 olarak uygulanacağını bildirdi.
Bu uygulamanın bazı mesleklerde emekli aylıklarında düşüş, bazılarında ise artış sağlayacağına işaret eden Başesgioğlu, bunu kimseden saklamadan kamuoyuyla paylaşmak gerektiğini vurguladı.
Başesgioğlu, ”Yeni sistemde esas olan, sistemde kalış süresidir. Ancak, emekli aylıklarının satın alma gücünde düşüş getirmiyor. Bu konuda daha önce yapıldığı gibi, iktidarlar, bunu giderecek enstrümanları kullanabilir” dedi. 9 maddesi daha kabul edilen tasarının görüşmelerine, yarın devam edilecek. Daha önce 18 maddesi kabul edilen tasarı, 13 geçici olmak üzere 122 maddeden oluşuyor.
-
Yeni
- Çağlayan sendikaları uyardı
- Bursa’da işçinin gözyaşları
- Bu tuvalet vali onaylı
- Çorum’da ATM fareleri
- Aksaray’daki dram yürek dağladı
- Kaza üç gün sonra ortaya çıktı
- Belediye başkanına taşlı saldırı
- Bu kadarına da pes doğrusu!
- Kanlar içinde evrak imzaladı
- Tüpraş’da işçiler protesto etti
- Japon turist kaza kurbanı
- Başkentte elektrik kesintisi
-
Bağlantılar
-
Arşivler
- Ağustos 2008 (1915)
- Temmuz 2008 (3452)
- Haziran 2008 (918)
-
Kategoriler
- Adalar
- Aids
- Akdeniz
- Alışveriş
- Anılar
- Asparagas
- Avcılar
- Çatalca
- çocuk
- B. Çekmece
- Bahçelievler
- Bahçeşehir
- Bakırköy
- Bankacılık
- Bayrampaşa
- Bağcılar
- beslenme
- Beykoz
- Beyoğlu
- Beşiktaş
- Cinsellik
- D. Anadolu
- Diğer
- Ekonomi
- emekli
- Eminönü
- Erkek Sağlığı
- Esenler
- Eyüp
- Fatih
- G.D. Anadolu
- G.Osmanpaşa
- Güngören
- Gezi
- İçanadolu
- İşçi
-
RSS
Entries RSS
Comments RSS