Tüm Haberler

Haberler bizde…

Kırıkkale’de dev fosil

MTA Tabiat Tarihi Müzesi Müdürü Aladdin Vural, MTA Antropologu Sibel Karaman, Paris Milli Tabiat Tarihi Müzesi Bölüm Başkanı Şevket Şen; bulunan 25 milyon yıl öncesine ait dişi, erkek ve yavru gergedan fosillerini basına tanıttı.

6 metre boyundaki gergedan türünün dünyada Pakistan, Kazakistan, Hindistan, Çin ve Moğolistan’dan sonra ilk kez Türkiye’de Kırıkkale’nin Delice İlçesi yakınlarında bulunduğunu söyleyen uzmanlar, “2 yıldan bu yana yörede 20 kişi ile araştırma yapıyorduk. Fay hatları ile ilgili çalışma yaparken fosille karşılaştık. Çok şaşırdık. Bu türün Uzakdoğu ülkelerinde görüldüğünü biliyorduk. Türkiye’de çıkması çok şaşırtıcı oldu. Buradan şu da anlaşılıyor ki, bizim ülkemiz 25 milyon yıl öncesinde de bir kara imiş. Aynı zamanda Asya ile kara bağlantısı varmış. Bu yerlerde iklim aynı iklim. Çünkü gergedanlar adada yaşamaz. Boyu 6 metre olduğuna göre kilosunu tahmin etmek mümkün” ifadelerinin kullandı.

Ağustos 13, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

İşte Dünya’nın en kirli şehirleri

Blacksmith Enstitüsü’nün hazırladığı listede, bir dönem kimyasal silahların üretildiği Rusya’daki Dzerzhinsk ve Zambiya’da bakır madeni bölgesi olan Kabve kasabası gibi yerler bulunuyor.



Enstitü dünyada çevre kirliliğinin 1 milyar kadar kişiyi hasta ettiğini bildirdi. Enstitünün başkanı Richard Fuller, çevre sorunlarının, gelişmekte olan ülkelerde ölümlerin yüzde 20’sine yol açtığına dikkati çekerek, söz konusu yerlerdeki zehirlerin, buralarda yaşayanları kanser, akciğer rahatsızlıkları ve zihinsel engelli çocukların dünyaya gelmesi gibi problemlerle karşı karşıya bıraktığını söyledi.

Rusya’da, Soğuk Savaş döneminde Sarin ve hardal gazı gibi kimyasal silahların üretildiği merkez olan Dzerzhinsk kentinde ortalama yaşam süresinin erkeklerde 42, kadınlarda 47 yıl olduğu, Kabve’de de bir çocuğun kanındaki kurşun oranının ABD’de normal kabul edilenden 5 ila 10 kat fazla olduğu belirtildi.

Enstitü, listenin hazırlık aşamasında 300 bölgenin incelendiğini, gelişmekte olan ülkelerde sağlıkla ilgili kayıtlara ulaşılamadığı için en kirli 10 yerin sıralamaya sokulmadığını açıkladı.

Listede yer alan yerler şöyle:
Çerbonil-Ukrayna
Dzerzhinsk-Rusya
Haina-Dominik Cumhuriyeti
Kabve-Zambiya
La Oroya-Peru
Linfen-Çin
Mailuu Suu-Kırgızistan
Norilsk-Rusya
Ranipet-Hindistan
Rudnaya Pristan-Rusya

Kaynak:www.ntvmsnbc.com

Ağustos 9, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Tsunami deniz dibini vurmadı

Güneydoğu Asya’da geçtiğimiz yıl meydana gelen ve 230 bin kişinin ölümüne neden olan Tsunami Felaketi’nin ardından sualtına inen Türk dalgıçlar dip canlılığının yok olmadığını gözlemledi. 5 kişilik ekip olarak dalış yapan balıkadamlar felaketin ardından sualtı yaşamının kendini yenilemeyi başardığını ve canlıların yeniden çoğaldığını gördü.

26 Aralık 2004 tarihinde, Endonezya, Hindistan, Sri Lanka, Malezya, Tayland, Maldivler, Myanmar’ın yanı sıra Doğu Afrika ülkelerine kadar ulaşan dev dalgalar yüzyılın felaketine yol açtı. 9.0 şiddetindeki depremin ardından oluşan dalgalar sonunda hayatını kaybeden yüz binlerce insanın yanı sıra doğal yaşam alanları da büyük zarar gördü. Hint Okyanusu’ndaki bu felaket sonunda dipteki yırtılma ‘bir halının kıvrılması’ na benzetilirken, 1 yıl sonra bu bölgeye giden Türk dalgıçlar sualtı canlı yaşamını gözlemledi. Sualtı canlılığı açısından dünyanın en zengin bölgelerinden olan ve felaketten en çok etkilenen Tayland’ın Pukhet Adası kıyılarında dalan ekip canlı yaşamıyla ilgili sevindirici haberlerle döndü.

Sualtı fotoğraf sanatçısı Tacettin Sağlar, Caddebostan Balıkadamlar Spor Kulübü yöneticilerinden Sevda Şahin, işdamı İzzet Filiba, trimix dalgıç Faik Sağlar ve Oğuz Tunçbilek’ten oluşan ekip, sualtında ki canlı popülasyonunun kısa sürede kendini yenilediğini gördü. Felaketin ilk yıldönümü olan 26 Aralık’ta dalış yapan Türk dalgıçlar, balık türlerinin yaşamını devam ettirdiğini, mercanların da yenilendiğini gördü. 45 metreye kadar inen ekip, leopar köpekbalıkları, kelebek balıkları, palyaço ve orfoz türleri ile diğer okyanus balık türlerinin hemen her çeşidinin varlığını tespit etti. Sert ve yumuşak mercanlarında 1 yıl içinde eski canlılığına yakın seviyeye ulaştığı görüldü.

Bölgede yapılan araştırmalarda, tsunaminin hedefi olan mercan kayalıklarının da şiddetli tahribata rağmen kısmen kendini onardığı belirlendi. Sualtı fotoğrafçısı Tacettin Sağlar; ‘Bölgeye giderken, tsunaminin etkisi ile sualtında görülecek pek bir şey olmayacağı korkusu yaşadık. İlk dalışlarda yanıldığımı ve yörenin eski canlılığına bir yıl gibi kısa bir zamanda kavuştuğunu gördük. Doğanın kendini yenilediğini bir kez daha görerek yurda döndük’ dedi.

Ağustos 8, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Türkiye turizmde rotasını değiştiriyor

Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, 2007 yılında turizmde ağırlığı Güney Amerika ülkelerine vereceklerini söyledi. Koç, ‘Çünkü orada da kalkınan Brezilya ve Arjantin gibi dev ülkeler var. Onların ülkemize gönderdikleri yıllık turist sayısı 10 bini bile bulmuyor. Ama bütün dünyaya açılmamız gerekiyor’ dedi.

Antalya’nın Kemer İlçesi’ne bağlı Beldibi Beldesi’nde düzenlenen 10’uncu Türk Devlet ve Toplulukları Dosluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı’nda DHA’nın sorularını yanıtlayan Bakan Koç, turizme yönelik ilginç açıklamalar yaptı. ‘Master Plan’ diye adlandırılan 2023 yılı stratejik planının 15- 20 güne kadar Yüksek Planlama Kurulu’ndan geçeceğini anlatan Koç, ‘Hemen onun ardından da kasım veya aralık ayı sonlarına doğru, Kültür Envanteri’ni çıkarmaya çalışacağız. Böylece sağlam, bağlayıcı ve ufkumuzu açan programlarımız olmuş olacak’ diye konuştu.

YENİ MÜŞAVİRLİKLER

Bakan Koç, kültür ve tanıtım müşavirliklerinde bazı eksiklikler bulunduğunu ve bunu gidermeye çalıştıklarını da vurgulayarak, ‘Teklifi Bakanlar Kurulu’na gönderdim. Yakında Maliye Bakanlığı’ndan da çıkacak. Ondan sonra, Pakistan, Hindistan, Yunanistan, Bulgaristan, Güney Afrika ve Suudi Arabistan’da Kültür ve Turizm Müşavirlikleri açıyoruz. Şimdiye kadar bunlar yoktu. Büyük bir eksiklik. Böylece bu bölgelere de ağırlığımızı vereceğiz’ dedi.

ROTA GÜNEY AMERİKA

Bakan Atilla Koç, şunları söyledi:

‘2007’de biraz daha araştırma yaparak tam neticeye varmak istiyorum, ama 2007’de ağırlığımızı Güney Amerika’ya vereceğiz. Çünkü orada da kalkınan Brezilya ve Arjantin gibi dev ülkeler var. Onların ülkemize gönderdikleri yıllık turist sayısı 10 bini bile bulmuyor. Ama bütün dünyaya açılmamız gerekiyor. Onun ötesinde, Türkiye’de de termal turizminden kongre turizmine kadar yeni çalışmalar içerisindeyiz. Karadeniz Bölgesi’nde de yayla turizmi üzerine çalışmalarımız devam ediyor. Yani Türkiye’nin her tarafında bir yenileme arzusu içerisindeyiz. Ancak, bunlar dünden bugüne değişecek konular değil. 2007 yılında tekrar bir ivme kazanmamız bu gibi hizmetlerin de hızını artıracaktır.’

Ağustos 8, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Şırnak ineklere teslim

Şırnak’ın Cizre ilçesinde, önleyici tedbir olarak başıboş sokaklara bırakılan ineklerin kesilip etlerinin yoksullara dağıtılması uygulamasından vazgeçilmesi üzerine ilçedeki cadde ve sokaklar yine ineklerle doldu.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Siirt kent merkezinin yanı sıra başta Cizre olmak üzere çok sayıda ilçede ineklerin cadde ve sokaklarda dolaşması, insan ve çevre sağlılığını olumsuz etkiliyor. Belediyelerin tüm uyarılarına rağmen bazı vatandaşlar hayvanlarını sokaklara bırakmaya devam ediyor.

Cizre Belediyesinin sık sık hoparlörden yaptığı anonsları inek sahipleri dikkate almayınca, bu kez belediye ekipleri ev ev dolaşıp vatandaşları ikna etmeye çalıştı. Ancak buna rağmen bazı vatandaşlar, hayvanlarını sabahtan itibaren sokağa bırakıp çöplerden beslenmelerine izin veriyor.

AA muhabirinin görüştüğü Cizreliler, ineklerin gün boyunca cadde ve sokaklardaki çöpleri karıştırıp beslenmeleri nedeniyle çevre kirliliği oluştuğunu, bunun da insan sağlığını olumsuz etkilediğini belirtti.

Vatandaşlar, şunları söyledi:

”Cizre’deki görüntüler adeta Hindistan’ı andırıyor. Sıcaklığın artmasıyla çöplerin bozulması daha kısa sürüyor. Çocuklar, sokakta oynuyor, çöplerdeki mikroplar da çocuklara bulaşıyor. Zaten başta tifo olmak üzere salgın hastalıklarda yazın büyük artış oluyor. İneklerin
pisliği de temizlenmediği için sokak ve caddeler kokudan geçilmiyor. İneklerin başıboş dolaşması trafiği de olumsuz etkiliyor.

Belediyenin bu konuda gerekli önlemi alması gerekiyor. 4 yıl önce kaymakamlık ve belediye, başıboş hayvanları kestirip yoksullara dağıttı. Uygulamanın ardından sokaktaki inek sayısında büyük düşüş oldu.”

”KESİP YOKSULLARA DAĞITACAĞIZ”

Cizre Belediye Başkan Vekili Zeki Eliş ise tüm uyarılarına rağmen çok sayıda vatandaşın ineklerini sokağa bırakmaya devam ettiğini, bunun da sağlık açısından son derece yanlış olduğunu söyledi. Büyük rahatsızlık duyduklarını, önlem almak için arayışta olduklarını ifade eden Eliş, şöyle konuştu:

”1000’in üzerinde inek sokaklarda çöplerden besleniyor. Bu
hayvanları toplayacağımız bir alan oluşturma çabasındayız. Ardından sokaktan topladığımız inek sahiplerine para cezası vereceğiz. Sahibi çıkmayan ineği de kesip yoksullara dağıtacağız. Bu, 4 yıl önce uygulandı ve başarılı oldu. Maalesef ceza vermediğiniz sürece bazı uygulamalar gerçekleşmiyor. İnek sahiplerininbu konuda duyarlı davranmalarını bekliyoruz. Maalesef bazı vatandaşlarımız köydeki alışkanlıklarını hala devam ettiriyor.”

ETLERİ YOKSULLARA DAĞITILMIŞTI

Cizre’de kaymakam olan ve aynı zamanda atamayla Cizre Belediye Başkanlığı görevini de yürüten Süleyman Yıldırım döneminde, hayvanların ilçede bırakılması yaklaşık 4 yıl önce yasaklanmış, başıboş dolaşan inekler ise kamyonlarla ilçe dışına götürülerek, bırakılmıştı.

İneklerin ilçeye geri getirilip tekrar sokaklara bırakılması üzerine belediye, başıboş ineklerin kesilip etlerinin yoksullara dağıtılmasını kararlaştırmıştı. Süleyman Yıldırım’ın belediye başkanlığı görevi süresince devam ettirilen ve başarılı olan uygulamadan daha sonraki yöneticiler vazgeçmişti.

Ağustos 6, 2008 Posted by | G.D. Anadolu | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Dünyanın en pahalı şehri Oslo

‘The Economist Intelligence Unit’ (EIU) tarafından, dolar bazında mal ve hizmet fiyatları üzerinden hesaplanan araştırmada, Japonya’nın başkenti Tokyo 14 yıldır dünyanın en pahalı şehri olarak zirvede bulunuyordu. EIU, 130 şehir arasında yaptığı araştırmada, 2005’te dünyanın en pahalı kentinin Avrupa çapında hayat pahalılığının en yaygın görüldüğü Norveç’in başkenti Oslo olduğunu bildirdi.


Araştırmada Oslo’yu Tokyo takip ederken, ilk 5’e giren diğer pahalı kentlerin İzlanda’nın başkenti Reykjavik, Japonya’nın Osaka kenti ile Fransa’nın başkenti Paris olduğu açıklandı.

Bu kentleri ise Danimarka’nın başkenti Kopenhag, İngiltere’nin başkenti Londra, İsviçre’nin Zürih ve Cenevre kentleri ile Finlandiya’nın başkenti Helsinki izledi.

Güney Kore’nin başkenti Seul’ün 13. ve Çin’e bağlı Hong Kong’un 14. sırada olduğu araştırmada İstanbul, dünyanın en pahalı kentleri arasında 48. sırada yer aldı.

ABD’den 17 kentin bulunduğu listede New York 27., Chicago ve Los Angeles 35., San Francisco 40. olurken, Kanada’dan Montreal ve Vancouver kentleri 43. sırayı paylaştı.

EIU’nun araştırmasında, listenin en altında yer alan ucuz 5 kentinde İran’ın başkenti Tahran, Filipinler’in başkenti Manila, Pakistan’ınKaraçi kenti, Hindistan’ın Mumbai kenti ile Paraguay’ın Asuncion kentiolduğu kaydedildi.

Ağustos 6, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Cep telefonunda büyük tehlike

ABD’de yapılan yeni bir araştırma, aşırı cep telefonu kullanımının erkeklerde kısırlık riskine yol açabileceğini ortaya çıkardı.

ABD’nin Cleveland ve New Orleans ile Hindistan’ın Mumbai kentlerinden araştırmacılar, günde 4 saatten fazla cep telefonu kullanan erkeklerin sperm sayısı ve kalitesinde büyük düşüş olduğunu saptadı.

Doktorlar, bu duruma cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyon veya ortaya çıkardığı ısının neden olduğunu düşünüyor.

Bilim adamları, araştırmada 361 erkeği 4 gruba ayırarak, sperm sayısı ve kalitesini gözlem altına aldı.

Bunlardan, günde 4 saatten fazla cep telefonuyla konuşanların sperm sayısı hiç mobil telefon kullanmayanlardan yüzde 25 düşük çıkarken, en yüksek oranda cep telefonu kullanan erkeklerin sperm kalitesi de üçte bir oranında azaldı.

Araştırmada, yüksek oranda cep telefonu kullananlarda düzgün sperm oluşma sayısının yüzde 50 azaldığı ve mikroskop altında spermlerin ancak beşte birinin normal göründüğü belirlendi.

Ağustos 2, 2008 Posted by | Erkek Sağlığı | , , , , , , , | Yorum bırakın

Erkeklere doğum aşısı

Erkeklere özel doğum kontrol aşısı geliştirildi. Bilim adamlarına göre aşı doğum kontrolüyle ilgili uygulamaları tamamen değiştirecek. 5 yıl içinde piyasaya verilmesi planlanan aşı, erkeklere baba olup olmama konusunda karar hakkı tanıyacak.

Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, ‘Doğum kontrol hapları kadınlara karar verme özgürlüğü getirmiştir. Aynı karar verme özgürlüğünü aşılar da erkeklere getiriyor’ dedi.

9. Avrupa Aile Planlaması Derneği Kongresi Kongresi’nin de konusu olan aşı, erkeklerde isteğe bağlı olarak 1 aydan 5 yıla kadar uzayan sürelerde çocuk sahibi olmayı engelliyor. Aşının mekanizmasının tamamen tetanoz aşısı gibi olduğunu belirten Prof. Dr. Şatıroğlu, ‘Aşı belli bir süre, spermin üzerindeki yumurtaya tutunan duyargaları kapatıyor. 3 ay kapat diyorsunuz 3 ay kapatıyor, sonra bu duyargalar açılıyor’ dedi.

HİNDİSTAN’DA ERKEKLER ÜZERİNDE DENENDİ
Erkeklere özel doğum kontrol aşısı Hindistan’da şimdiye kadar 1500 erkek gönüllü üzerinde denendi ve önemli bir yan etkiye rastlanmadı. Bilim adamlarına göre aşı Türkiye’de de büyük ilgi görecek. Doğum kontrolü yöntemleriyle ilgili yeniliklerin tartışıldığı 9. Avrupa Aile Planlaması Derneği Kongresi 6 Mayıs’a kadar sürecek.

Ntvmsnbc

Ağustos 1, 2008 Posted by | Erkek Sağlığı | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Zenginlerin tercihi Londra

Londra’nın yabancı uyruklu zenginler için de cazibe merkezi durumunda olduğunu belirten araştırmacılar, bunun nedenleri arasında İngiltere’deki vergi yasalarının bu kişiler tarafından daha yumuşak bulunmasının yer aldığını bildirdi.

Londra’da yaşayan 23 sterlin milyarderinin 12’sinin İngiliz, diğerlerinin Hindistan’dan İzlanda’ya, Güney Afrika’ya kadar değişik milletlerden olduğunu kaydeden araştırmacılar, buna karşılık New York’ta 34 milyarderin yaşadığını, ancak bunların tamamına yakınının ABD’li olduğunu hatırlattı.

Moskova ve San Francisco’da 20’şer süper milyarder yaşadığı, bunların da çoğunun yaşadıkları ülkenin vatandaşı olduğu hatırlatıldı.

Forbes.com tarafından yaptırılan araştırmanın sonuçlarını değerlendiren web sayfası editörü Paul Maidment, ‘Birçok kentin adının başında ‘dünya başkenti’ tabiri kullanılıyor. Ancak Londra, hala bütün bu kentlerden daha çok dünya elitini, dünyanın en zengin ve başarılı insanlarını kendine çekebiliyor. Bu anlamda da ‘dünya zenginleri için mıknatıs’ olarak anılmayı hak ediyor’ dedi.

Londra’da yaşayan yabancı milyarderler arasında Hint asıllı ‘çelik kralı’ Lakşmi Mittal, Rus petrolcü Roman Abramoviç, yine Rus petrolcü Leonard Blavatnik, Hollandalı bira üretecisi Charlene de Carvalho-Heineken, Hintli işadamı Anil Agarval gibi isimler bulunuyor.


Ağustos 1, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Karnında ur var dediler bebek çıktı

Arnold Schwarzenegger”in ‘Ufaklık’ filmindeki gibi Hindistan”ın Nagpur kentinde yaşayan Sanju Bagat”ın karnı birkaç ay içinde hızla büyüdü.

Arkadaşları ‘Hamile misin?’ diye alay bile ettiler. Birgün nefes darlığı çekince hastaneye kaldırıldı. Doktorlar ‘Karnında tümor var’ dedi. Ameliyata alınan Bagat”ın karnında tümör yerine bir insana rastlandı..

ŞİMDİYE KADAR 90 ÖRNEĞİ VAR

Başında saçları, kol ve bacaklarında ise kas oluşumları gözlenen insanın kalbi karından çıkarılınca durdu. Doktorlar bunun tıp tarihinde 90 kez görülmüş “fetus in fetus” vakası olduğunu belirledi. Yani Bagat, 36 yıldır ikiz kardeşini taşıyordu… Kardeşi, göbek bağı ve kan damarlarıyla gelişmiş ve Bagat”ın karnının şişmesine yol açmıştı.

Kaynak: Vatan gazetesi

Temmuz 31, 2008 Posted by | Erkek Sağlığı | , , , , , , , | Yorum bırakın