Tüm Haberler

Haberler bizde…

Ankara’ya dev eğlence parkı

Hollywood’un büyük film şirketlerinden ve dünyanın sayılı eğlence parkı sahiplerinden olan Paramount Pictures, yeni yatırım için Ankara’yı tercih etti. Şirket, Ankara’da, dev bir eğlence parkı kurmak için Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) yatırım teklifi getirdi.

Paramount Pictures’ın yaklaşık bir yıl önce getirdiği, Disneyland benzeri ”tema parkı” kurma önerisi konusundaki görüşmeler son aşamaya geldi. TOKİ’nin 20 bin konutluk proje geliştirdiği Eskişehir Yolundaki Aşağı Yurtçu-Ballıkuyumcu mevkiinde 3 milyon metrekarelik alanda kurulması öngörülen tema parkının yatırım tutarının yaklaşık 1 milyar dolar olduğu belirtiliyor.

TOKİ Başkan Vekili Erdoğan Bayraktar, A.A muhabirine bilgi verirken, şirketin Türkiye’de kurmak istediği tema parkı konusunda Ankara’yı kendisinin tercih ettiğini, Ortadoğu ve Batı Avrupa’ya dönük büyük bir merkez yapmak istediğini bildirdiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu işin tamamlanması konusunda TOKİ’ye ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne özel talimat verdiğini anlatan Bayraktar, inşaatın 2007 yılında başlamasının öngörüldüğünü belirtti. Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, Aşağı Yurtçu-Ballıkuyumcu’da TOKİ’nin yaklaşık 20 milyon metrekarelik arazisinin 3 milyon metrekarelik bölümünde kurulacak tema parkında Türkiye’ye özgü tasarımların da yer alması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile görüşmeler yapılıyor.

İNŞAATIN 2-3 YILDA TAMAMLANMASI PLANLANIYOR

Öte yandan arazinin hangi şartlarda şirkete verileceği konusu henüz tam netlik sağlanmadı. TOKİ’nin sadece araziyi mi satacağı, 49-50 yıllığına kiraya mı vereceği yoksa kurulacak merkezde pay sahibi olup olmayacağı konusunda pazarlıklar sürüyor. Yetkililer, Paramount Pictures’ın, ABD’den bazı şirketler ile konsorsiyum halinde hareket edebileceğini, bu konsorsiyuma Türkiye’den de bazı şirketlerin dahil olabileceğini kaydetti.

İnşaatına gelecek yıl başlanması öngörülen tema parkının inşaatının 2-3 yıl içinde tamamlanması planlanıyor. İnşaat aşamasından başlamak üzere on binlerce kişiye istihdam sağlayacak tema parkında, hizmete açılmasından sonra ilk aşamada ise 30 bin kişinin çalışacağı belirtiliyor. Şirketin, Ortadoğu’nun en büyük eğlence merkezi olarak planladığı parka, yılda 3 milyon ziyaretçinin geleceğini hesapladığı kaydediliyor. Eğlence sektöründeki son teknolojinin kullanılacak olması ve fiyatların Avrupa’ya göre daha makul kalması nedeniyle, özellikle Doğu Avrupa, Rusya, Türk Cumhuriyetleri, yakın Asya, Ortadoğu’dan çok sayıda turistin buraya gelmesi bekleniyor.

TEMA PARKLARINDA NELER VAR

Verilen bilgiye göre, Paramount Pictures, ABD dışında, Japonya ve Kanada da tema parkları kurmuş. Büyük film stüdyoları kuran şirket, bu stüdyolardan yola çıkarak eğlence merkezleri oluşturmaya başlamış. Tema parklarında, insanların ”gerçeklik” duygusunu yaşaması için, bütün materyaller gerçeğine en yakın şekilde kullanılıyor. Söz gelimi, bir okyanus ortamı yaratılıyor ve ziyaretçiler, burada bindikleri gemilerde dev dalgalarla boğuşuyor. Ya da buzdan bir dünya yaratılarak ziyaretçilerin kuzey kutbunda nasıl yaşandığını deneyimlemesi sağlanıyor.

İsteyen bir uzay gemisine binerek Ay’a yolculuk yapabiliyor ya da denizaltında okyanus dünyasını keşfedebiliyor, yarış arabası kullanabiliyor, çölde yolculuk ediyor. İsteyenler mağaralarda veya balta girmemiş ormanlarda define arıyor, dev şatolarda şövalyelerle yemek yiyor. Ankara’da kurulacak tema parkında, Türk dünyasına özgü mekanlar yaratılması ve kahramanlara yer verilmesi de düşünülüyor. Tema parkı ile birlikte, ziyaretçilerin konaklaması için oteller, villalar yapılması da planlanıyor.

Ağustos 14, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Keşişler işi ticarete döktü

Tokyo’nun merkezindeki Kamiyacho Teras Kafe lezzetli kahvesi, ev yapımı tatlıları ve havadar terasıyla popüler bir kafenin sahip olduğu tüm özelliklere sahip. Fakat burayı asıl ilginç kılan şey, bulunduğu yer… Kafe, Komyoji Budist Tapınağı’nın içinde yer alıyor.

Kafenin 24 yaşındaki genç sahibi keşiş Keisuke Matsumoto “Kamiyacho Teras Kafe’nin insanların takılacağı bir mekân olmasını istiyorum. Belki böylece Budizm hakkında da içlerinde biraz merak oluşur” diyor.

Girişimci keşişler
Genç keşişin sabırlı olmaya ihtiyacı var çünkü Asya’ya gelişinden 1200 yıl sonra, Budizm Japonya’da kriz içinde. Ülkedeki 94 milyon Japon 2005 yılında Budist olarak kayıtlı görünüyordu ancak çoğu Budist, tapınaklara ancak cenaze töreni gibi zorunlu zamanlarda gidiyor. Bu da ülkedeki 75 bin Budist tapınağını iflasın eşiğine sürüklüyor. Çoğu rahip, ancak ikinci bir iş bularak geçiniyor. Matsumoto gibi genç rahipler de yeni gruplara ulaşabilmek için tapınakları, yoga semineri, konser gibi etkinlikler için kullanıyor.

Kamiyacho Teras Kafe’de tüm yiyecek ve içecekler ücretsiz. Servisi yapan keşişler, müşterilerden sadece yemek sonunda onlarla beraber dua etmesini istiyor. Yoga dersleri de verilen tapınaktaki kafenin sahibi Matsumoto, genç keşişlerin festival ve meditasyon seansları düzenlediği internet bazlı bir hareket olan ‘higan.net’i başlatmış. Keşiş, siteye Budist mutfağından müziğe farklı konularda blog yazıyor.

Tokyo’daki Tsukiji Honganji tapınağı ise yabancılar için İngilizce teoloji seminerleri, beyaz gelinlik ve smokinli Batı düğünlerini, geleneksel Budist törenlerine tercih eden genç çiftler için modern düğün törenleri düzenliyor. Japonya’da, II. Dünya Savaşı sonrasında en parlak dönemlerini yaşayan tapınaklar, 1990’lardaki ekonomik krizden beri zor durumda.

Kaynak:AP

Ağustos 7, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Dünyanın en pahalı şehri Oslo

‘The Economist Intelligence Unit’ (EIU) tarafından, dolar bazında mal ve hizmet fiyatları üzerinden hesaplanan araştırmada, Japonya’nın başkenti Tokyo 14 yıldır dünyanın en pahalı şehri olarak zirvede bulunuyordu. EIU, 130 şehir arasında yaptığı araştırmada, 2005’te dünyanın en pahalı kentinin Avrupa çapında hayat pahalılığının en yaygın görüldüğü Norveç’in başkenti Oslo olduğunu bildirdi.


Araştırmada Oslo’yu Tokyo takip ederken, ilk 5’e giren diğer pahalı kentlerin İzlanda’nın başkenti Reykjavik, Japonya’nın Osaka kenti ile Fransa’nın başkenti Paris olduğu açıklandı.

Bu kentleri ise Danimarka’nın başkenti Kopenhag, İngiltere’nin başkenti Londra, İsviçre’nin Zürih ve Cenevre kentleri ile Finlandiya’nın başkenti Helsinki izledi.

Güney Kore’nin başkenti Seul’ün 13. ve Çin’e bağlı Hong Kong’un 14. sırada olduğu araştırmada İstanbul, dünyanın en pahalı kentleri arasında 48. sırada yer aldı.

ABD’den 17 kentin bulunduğu listede New York 27., Chicago ve Los Angeles 35., San Francisco 40. olurken, Kanada’dan Montreal ve Vancouver kentleri 43. sırayı paylaştı.

EIU’nun araştırmasında, listenin en altında yer alan ucuz 5 kentinde İran’ın başkenti Tahran, Filipinler’in başkenti Manila, Pakistan’ınKaraçi kenti, Hindistan’ın Mumbai kenti ile Paraguay’ın Asuncion kentiolduğu kaydedildi.

Ağustos 6, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Parasız saadet oluyor

Az gelişmiş ülkelerde yaşayan gençlerin, kendilerini zengin ülkelerdekilerden en az iki kat daha mutlu hissettikleri bildirildi. MTV Networks International’ın (MTVNI) yaptığı araştırmada, en mesut olanlar Hintliler, en bedbaht olanlarsa Japonlar çıktı. 14 ülkede 16-34 yaş arası 5400 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, ABD ve İngiltere’de gençlerin yüzde 30’dan azı mutlu ve umutlu. Bu oran Japonya’da yüzde 8’e kadar düşüyor.

Yoksul ülkelerde aynı yaş grubundakiler ise geleceğe umutla bakıyor. Çin’de gençlerin yüzde 84’ü gelecekte hayatlarının daha iyi olacağını düşünüyor. Arjantin ve Güney Afrika halkı ise yüzde 75’le dünyanın en mutlu insanları arasında bulunuyor. Gençlerin geleceğe bakışları, kendilerini güvende hissedip hissetmedikleri ve topluma uyumları konusunda yapılan araştırmaya göre, gelişmiş ülke insanları küreselleşme konusunda hayli kötümserler.

Alman gençliğinin yüzde 95’i küreselleşmenin kültürlerinde tahribata yol açtığını düşünüyor. MTVNI’nin araştırmasında, İngiltere’de bu yaş grubundakilerin yüzde 80’inin, kansere yakalanmak kadar terörizmden de korktukları ortaya çıktı. Araştırmaya göre, az gelişmiş ülkelerin mutlu insanları aynı zamanda dini inançları güçlü olanlar. Gelişmiş ülkelerdeki mutsuzluğun sebepleri arasında başarılı olma baskısı, kötümserlik ve iş kaygısının bulunduğu bildirildi.

Az gelişmiş ülkelerde insanların daha mutlu olmasının sebebininse, gençlerin daha iyi bir geleceğe sahip olacaklarına duydukları inanç olduğu belirtildi. Araştırma, Arjantin, Brezilya, Çin, Danimarka, Fransa, Almanya, Hindistan, Endonezya, Japonya, Meksika, Güney Afrika, İsveç, İngiltere ve ABD’de yapıldı.

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Danimarka en mutlu ülke

Analitik sosyal psikoloji uzmanı Adrian White’ın araştırmasına göre dünyanın en mutlu üç ülkesi Danimarka, İsviçre ve Avusturya.

Leicester Üniversitesi’nde görevli analitik sosyal psikoloji uzmanı Adrian White’ın yaptığı araştırma, dünyada en mutlu ülkenin Danimarka, en mutsuzunun da Afrika’daki Burundi olduğunu gösterdi. Mutluluk haritasında Türkiye ise 133’üncü sırayı alıyor.


Adrian White’ın 178 ülkeden edindiği verilerin yanı sıra BM ve Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptıkları dahil 100 küresel çalışmaya dayandırdığı araştırmasında, mutluluğu etkileyen en temel faktörlerin sağlık, refah ve eğitim olduğu görüldü.

EN MUTSUZ KONGO CUMHURİYETİ
Araştırmasını ‘dünyanın ilk mutluluk haritası’ olarak nitelendiren White, çalışması sırasında insanların daha çok içinde bulundukları durum ve çevrelerinden hoşnut olup olmadıklarını incelediğini söyledi.



White’ın araştırması, dünyada Danimarka’dan sonra en mutlu ülkelerin sırasıyla İsviçre, Avusturya, İzlanda ve Bahamalar, en mutsuz üç ülkenin Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Zimbabve ve Burundi olduğunu ortaya koydu.

Irak gibi çatışmaların yaşandığı ülkelerin dahil edilmediği araştırmaya göre, ABD mutluluk sıralamasında 23., İngiltere 41., Almanya 35. ve Fransa 62. oldu.

TÜRKİYE 178 ÜLKE ARASINDA 133’ÜNCÜ
White, dünyada küçük ülkelerin biraz daha mutlu olma eğiliminde olduğunu belirtirken, bunu, daha güçlü işbirliği hissi ve ülkenin estetik niteliklerinin olmasına bağladı.

Adrian White, araştırmada Asya’daki ülkelerin çok alt sıralarda yer alması karşısında şaşırdıklarını ifade ederek, sıralamada Çin’in 82., Japonya’nın 90. ve Hindistan’ın 125. gelmesine dikkati çekti.

Mutluluk haritasında Türkiye ise 133’üncü sırayı alıyor.


Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

2050’de daha kalabalık olacağız

Türkiye, geçen yıl 72.9 milyon kişiye ulaşan nüfusu ile dünyada 17. sırada yer alırken, 2050 yılında nüfusu 100.8 milyona çıkacak, ancak 17. sıradaki yerinde bir değişme olmayacak.

Bu sürede, Türkiye şu an kendisinden fazla nüfusa sahip olan Japonya ve Almanya’yı geride bırakacak.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) verilerine göre Türkiye, 2025 yılına gelindiğinde 90.2 milyon nüfusa ulaşacak.

2050 yılına gelindiğinde ise Türkiye nüfusu 100,8 milyona ulaşacak. Ancak şu anda 127.7 milyon nüfusa sahip olan Japonya’nın nüfusu, Türkiye’nin altında kalacak.

2005 yılı itibariyle 1 milyar 103 milyon kişilik nüfusu ile 1.3 milyar nüfuslu Çin’in ardından dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi konumunda olan Hindistan, 2050 yılına gelindiğinde 1 milyar 628 milyon nüfusa ulaşacak ve en üst sırada yer alacak.

Çin’in 2050 yılı nüfusu ise 1 milyar 437 milyon kişi olarak tahmin ediliyor.

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Sıradışı otellere ne dersiniz?

O halde yaşantınıza renk ve heyecan katacak çeşit çeşit otellerde tatil yapmaya ne dersiniz? Turizm Gazeteci ve Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu’nun editörlüğünde hazırlanan http://www.turizmhaber.eu adlı site, dünya genelindeki otel türlerine ilişkin bir araştırma yayınladı.

Ürgüp’teki Yunak Evleri’nin, ”Dünyanın En İlginç 10 Oteli” listesine girmesi dolayısıyla başlatılan araştırmada, konaklama tesislerinin tatilcilere, ”ilginç” hatta ”çılgın” seçenekler sunduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırma sonucunda oteller, ”olağan” ve ”sıradışı” olarak iki kategoriye ayrıldı. Konaklama sektöründe, ”1-5 yıldızlı oteller’, termal, golf, butik, kongre otelleri, motel, tatil köyleri ”olağan” oteller statüsünde kabul edilirken, az bilinen, ilginç otel türleri de ”sıradışı” oteller kategorisinde değerlendirildi. ”Sıradışı” oteller arasında mağara otel, ağaç otel, buz otel, akvaryum otel, kapsül otel, tren oteli, mobil otel, çocuk oteli, fantazi otel, uzay oteli gibi 50 türe yakın konaklama tesisi göze çarpıyor. Bazı türlerine Türkiye’de de rastlanan ”sıradışı” ve ”olağan” oteller şöyle sıralanıyor:

SIRADIŞI KONAKLAMA ÇEŞİTLERİ:

Ada otel: Ağırlıklı olarak Uzakdoğulu Aman Grubu ve Karayip Adalarında suyun üstüne inşa edilen konaklama birimleri. Buz otel: Alaska, İsveç, Finlandiya, İsviçre ve Kanada’da buzdan inşa edilen oteller var. Bazıları yaz mevsimine dayanamıyor ve her yıl yeniden inşa ediliyor. Çıplaklar oteli: ABD, Fransa, Meksika, Jamaika, Bonaire ve Dominik Cumhuriyeti’nde, herkesin çırılçıplak gezebildiği işletmeler. Çadır Otel: Bu tür konaklama tesislerine ABD’den Arjantin’e, Yeni Zelanda’dan Şili’ye kadar birçok ülkede rastlanabiliyor. Çocuk Oteli: İngiltere’deki Sparkles Family ile Florida’daki Nickeledeon Family tamamıyla çocuk odaklı, onların hayal dünyasına göre tasarlanmış.

Çöl-Vaha Oteli: ABD’nin Arizona eyaletinde ve Dubai’de, tatilcilere çölde konaklamaları için yaratılmış suni vahalar. Denizdibi-Akvaryum Otel: İsveç ve Uzak Doğu’da örnekleri bulunuyor. İsveç’teki Utter Inn’in su üstündeki bölümünde yemeğinizi yiyor, suyun 3 metre altındaki bölümünde ise uyuyorsunuz. Amerikan Bruce Jones firması da Fiji Adası açıklarında dünyanın ilk denizaltı oteli Poseidon’u 2008’de hizmete açacak. Deniz Feneri Oteli: Türkiye’deki deniz fenerlerinin turizme açılması gündeme gelirken, ABD’deki bazı deniz fenerleri yıllardır otel olarak hizmet veriyor. Elişili Otel: Meksika’da bulunan bir otel, müşterilerine tümü elişi yapımı masa, perde, tabak, yatak, çatal-bıçak gibi eşyalarla bezenmiş konaklama imkanı sunuyor.
Eşcinseller Oteli: ABD, Kanada ve bazı Avrupa ülkelerinde eşcinseller için düzenlenmiş işletmeler. Fantazi Oteli: ABD’ninde bulunan Caesars Pocono Resorts ”Aşk Oteli” diye pazarlanıyor. Balayına çıkanlar için odasında kalp şeklinde havuzu, şampanya bardağı gibi tasarlanmış banyo, camdan jakuzi gibi romantik unsura yer veriyor. Belek’te geçtiğimiz günlerde hizmete açılan Adam&Eve Otel de ”Dünyanın en seksi oteli” sloganıyla tanıtılıyor.

Gemi Otel: Yüzer otel olarak da biliniyor. Deniz veya göl kıyısında konaklama yapılan gemi. Kale-Saray Oteli: Tarihi kale veya sarayın otele dönüşmüş hali. Fransa’da bu tür otellerden epey var. Kapsül Otel: Japonya’da bulunan bu otelin odaları dolap çekmeceleri gibi. Tabuttan biraz büyük olan kapsül otelin odaları, ucuz olduğu için tercih ediliyor. Kendini Yıldızlayanlar: Dubai’deki Burj El Arab kendisini 7 yıldızlı, İspanya’daki Puerta America ise 12 yıldızlı olarak tanımlıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın böyle bir kategorisi olmamasına rağmen, Antalya Beldibi’ndeki Sungate Port Royal ile Belek’teki Rixos Premium Otel de kamuoyunda, ”7 yıldızlı otel” olarak biliniyor. Kilise Otel: Fransa ve İngiltere’deki bazı kiliseler aslına uygun şekilde onarılarak, otel olarak işletiliyor. Kütüphane Otel: New York’ta bulunan Library Hotel, 10 katlı ve odaları değişik konularda kitap okumak isteyenlerin ihtiyaç duyacağı araç-gereçlerle donatılmış.

Mobil Otel: Brezilya Sao Paulo merkezli Exploranter Overland Hotel, TIR üstünde konaklamaya uygun hale getirilerek, 28 odası bulunan mobil (gezer) bir otele dönüştürüldü. Tek Oda Otel (One-off): Bu otellere örnek olarak ABD’de bulunan dev bir köpek şeklinde inşa edilen Dog Bark Park Inn gösterilebilir. Telefon ve televizyon bulunmayan köpek biçimindeki otelde fazla elaman yok bu yüzden kahvaltınızı kendiniz alıyorsunuz. Tren Otel: Alaska’da bulunan Aurora Express, ABD ve İskoçya’daki diğer örnekler gibi eskiden trenken şimdi dağ kıyısında kendine özgü konaklama imkanı sunan otel olmuş. Uzay Otel: Alman ve Amerikan mühendislerin üzerinde çalıştığı Unter der Sterner dönen uzay oteli 2030’da hizmete açılıyor. Ağaç Evler: Antalya’daki Kadir’in Evi’ne benzeyen ağaçüstüne konaklama sunan mekanlar. Mağara Otel: Türkiye’de Ürgüp’te, dünyada ise ABD, Yeni Zelanda, İspanya ve Avustralya’da örnekleri bulunuyor.

OLAĞAN KONAKLAMA ÇEŞİTLERİ

1-5 Yıldızlı oteller: Dünya ve Türkiye’de en fazla bilinen, yıldızı 1’den başlayıp 5’e kadar yükselen otel çeşitleri. Apart Otel: Konaklayanların hizmetleri kendilerinin karşıladığı ayrı daireler biçimindeki oteller. Budget Otel: Bütçe otelleri olarak biliniyor. Lüks olmayan, düşük bütçeli konaklama sunuyor. Bungalov: Ağaçtan yapılmış tek katlı kır evleri. Butik Otel: Özel belgeli oteller olarak da biliniyor. Bunlar, küçük yapıya sahip olmalarına karşın, müşterilerine ev konforunda konaklama sunuyor.

Dağ Otel: Kış oteli olarak da biliniyor. Türkiye’de ağırlıklı olarak kayak merkezlerinin bulunduğu bölgelerde örnekleri var. Deluxe Otel: Standartları 5 yıldız üstünde olan son derece lüks konaklama mekanları. Devremülk: Bir otel veya binada belli zamanlarda tatil amaçlı konaklama imkanı sunan sistem. Sistem, çeşitli ülkelerden insanların oturdukları evleri, tatil amaçlı karşılıklı olarak değiş-tokuş etme şeklinde de gelişti.

Dizayn Otel: Yıldız sayısı yerine, tasarıma odaklı, kendine özgü işletmeler. Antalya’da Konyaaltı sahilindeki Hillside Su Otel bu türe örnek gösteriliyor. Eko Resort Otel: Türkiye’de, Antalya’nın Çamyuva beldesindeki Naturland’in denediği, ancak başarılı örneklerine daha çok Arjantin, ABD, Kanada, Avustralya, Brezilya ve Fransa’da rastlanan, doğayla bütünleşmiş yapılar. Golf Oteli: Golf meraklılarına göre tasarlanmış, golf mağazaları ile oyun sahaları bulunan otel. Havaalanı Oteli: Yoğun iş temposundan dolayı otel aramak istemeyenlerin havalimanına yakın olduğundan tercih ettiği, genellikle işadamlarının, pazarlamacıların ve uçuş ekiplerinin tercih ettiği konaklama çeşidi. Hapishane Otel: Bu kavramla ilk olarak İstanbul Sultanahmet’te hizmete giren Four Seasons ile tanıştık. Dünyada da birçok ülkede bazı eski hapishaneler otele dönüştürüldü.

HIP: Highly Individual Place (Fazla kişileştirilmiş yerler) dünyada tasarım ve tarz açısından farklı niteliklere sahip oteller anlamına geliyor. Hostel: Okulların tatil döneminde turizm hizmeti veren öğrenci yurtları. Bir odada tanımadığınız 8-10 kişiyle kalmanız ve banyonu çok sayıda kişiyle birlikte kullanmanız gerekebiliyor. Kongre Oteli: Bu otel çeşidiyle Türkiye’de ilk olarak İstanbul’daki Cevahir Otel ile tanıştık. Dünyada ise ağırlıklı olarak kongrecilere göre tasarlanmış onlarca örneği var. Motel: Yol üstünde, ağırlıklı olarak motorlu araç kullananlara yönelik hizmet veren işletme.

Müze Otel: Sultanahmet’teki Eresin Crown ile Beyazıt’taki Antik Otel, Türkiye’de bu alanın öncüleri sayılıyor. Oberj: Kırsal kesimde doğaya uyumlu, spor ve av ve kış turizmine yönelik geçici konaklama yapılan işletmeler. Bu tür otellerin odalarında ranza sistemi de bulunabiliyor. Uludağ ve Elmadağ’da örnekleri var. Pansiyon: Müşteriye yeme-içme ve konaklama imkanı sunan basit işletmeler. Residence: Ev kiralamak yerine uzun dönemli konaklamayı tercih edenlerin oteli. Resort: Deniz kıyılarına inşa edilen oteller. Şehir Oteli: Şehir merkezlerinde bulunup, konaklama, iş toplantısı, kongre ve basın toplantısı gibi etkinliklere göre tasarlanmış konaklama birimleri. Tatil köyü: Ortalama bin kişiye konaklama imkanı sunan, kendi içinde ”1’inci’ ve ”2’nci” sınıf diye ikiye ayrılan dev yapılar. Tematik Otel: Türkiye’de ilk örneğini Antalya Kundu’daki WOW Topkapı Palace ve Kremlin Palace oluşturdu. Daha sonra çeşitli ünlü saray ve gemiler biçiminde tasarlanmış birçok tematik tesis hizmete girdi. Termal Otel: Türkiye’de örneklerine sıklıkla rastlamaya başladığımız bu tür otellerin özelliği içinde termal su bulundurmaları.

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Nobel ödülü Pamuk’un

Yıllardır konuşulan ödül gerçek oldu, Nobel Edebiyat Ödülü Türk yazar Orhan Pamuk’a verildi. 2006 ödülü için Orhan Pamuk bahislerde favori gösteriliyordu. İsveç Akademisi ödülü kazanan Orhan Pamuk için şunları söyledi: “Pamuk, doğduğu şehrin melankolik ruhunu ararken kültür birleşmeleri ve çatışmalarını anlatmak için yeni semboller keşfetti”.
İsveç Akademisi Başkanı Horace Engdahl, Pamuk’un ismini okuduğunda salonda kısa ama güçlü bir alkış yükseldi.

Pamuk birincilik ödülü olarak 1.4 milyon dolar para, altın madalya ve diploma ile Nobel Ödül sisteminin kurucusu Alfred Nobel’in Stockholm’deki anma törenine davetiye kazandı.

Ödülle ilgili bahislerde Pamuk 4’e karşı 1’le en tepede yer alıyordu. Pamuk’u 5’e 1’le Suriyeli ozan Adonis (Ali Ahmad Said Asbar) takip ediyordu. Ödüle aday gösterilen yazarlar arasında Philip Roth, Joyce Carol Oates, Thomas Pynchon, Don Delillo, John Updike ve Türkiye’de de tanınan Paul Austher yer alıyordu. Orhan Pamuk, geçen yıl da adaylar arasında bulunuyordu.

Orhan Pamuk kimdir?

1952 yılında İstanbul’da doğdu, Robert Kolej’i bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi’ne girdi ancak İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksekokulu’ndan mezun oldu.
Karanlık ve Işık adlı romanıyla 1979 Milliyet Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Daha sonra Cevdet Bey ve Oğulları (1982) adıyla yayımlanan bu roman ayrıca 1983 Orhan Kemal Roman Armağanı’ nı da aldı. İkinci kitabı Sessiz Ev ( 1983 ) ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’ nü kazandı.
Bunu Beyaz Kale (1985), Kara Kitap (1990), Yeni Hayat (1994), Benim Adım Kırmızı (1998) izledi. Ardından Kar romanı geldi.

1982’den bu yana ödülü alanlar

Nobel Edebiyat ödülünü 1982’den bu yana kazananların listesi şöyle:
2006: Orhan Pamuk (Türkiye).
2005: Harold Pinter (İngiltere).
2004: Elfriede Jelinek (Avusturya).
2003: John Maxwell Coetzee (Güney Afrika).
2002: İmre Kertesz (Macaristan).
2001: V.S. Naipaul (İngiltere).
2000: Gao Şingcian (Çin).
1999: Günter Grass (Almanya).
1998: Jose Saramago (Portekiz).
1997: Dario Fo (İtalya).
1996: Wislawa Szymborska (Polonya).
1995: Seamus Heaney (İrlanda).
1994: Kenzaburo Oe (Japonya).
1993: Toni Morrison (ABD).
1992: Derek Walcott (St. Lucia).
1991: Nadine Gordimer (Güney Afrika).
1990: Octavio Paz (Meksika).
1989: Camilo Jose Cela (İspanya).
1988: Necib Mahfuz (Mısır).
1987: Joseph Brodsky (ABD).
1986: Wole Soyinka (Nijerya).
1985: Claude Simon (Fransa).
1984: Jaroslav Seifert (Çekoslovakya).
1983: William Golding (İngiltere).
1982: Gabriel Garcia Marquez (Kolombiya).

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Karikatürcüler ödüllerle sevindi

Aydın Doğan Vakfı’nın düzenlediği ’23. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri törenle verildi.

Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezindeki törende konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, bu tür etkinlikleri önemsediğini dile getirerek, bunların sayesinde bir yandan Türkiye’nin değerlerini tanırken, öte yandan evrensel kültürle de bağ kurulabildiğini söyledi.

Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı da karikatürün önemli bir sanat dalı olduğunu belirterek, olumsuz bir örnek olmasına karşın bir süre önce yaşanan karikatür krizinin de bu sanatın ne kadar etkin ve güçlü olduğunu kanıtladığını söyledi.

ÖDÜLLER

Törende, 83 ülkeden 1187 sanatçının 3212 çalışmayla katıldığı serbest konulu yarışmada dereceye girenlere ödülleri verildi.

Brad Holland başkanlığındaki, kısa bir süre önce kaybettiğimiz karikatürist Semih Balcıoğlu, Steve Brodner, Latif Demirci, Selçuk Demirel, Hüsamettin Koçan, Leng Mu, Tan Oral, Mostafa Ramezani ile Tignous’tan oluşan yarışmanın seçiciler kurulu, Haziran ayında Antalya’da toplanmıştı.

Kurulun birinciliğe seçtiği Polonyalı Pawel Kuczynski’ye bir plaket ve 8 bin dolardan oluşan ödülü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şener ile Aydın Doğan Vakfı Başkanı Aydın Doğan tarafından sunuldu.

Yarışmada ikinciliği alan ve aynı zamanda başarı ödülünün de sahibi olan İranlı sanatçı Mohammad Amin Aghaey’e 5 bin dolar olan ödülü, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Aydın Doğan’ın eşi Sema Doğan tarafından verildi.

Üçüncülüğü kazanan Ukraynalı sanatçı Yuriy Kosobukin’in 3.500 dolar olan ödülünü, kendisi törene katılamadığı için Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosu Stanislav Proshko, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’den aldı.

Seçiciler Kurulunun 500’er dolarlık başarı ödülüne layık gördüğü diğer sanatçılar; Gatto Alessandro (İtalya), Valentin Georgiev (Bulgaristan), Ludo Goderis (Belçika), Mihai Ignat (Romanya), Lubica Konkova (Slovak Cumhuriyeti), Mahmood Nazari (İran), Julian Pena Pai (Romanya), Wei Tie Sheng (Çin Halk Cumhuriyeti), Dmytro Skazhenik (Ukrayna), Muhammet Şengöz (Türkiye) ve Şevket Yalaz (Türkiye) da ödüllerini aldı.
Bu arada, ilk kez Haziran ayında Antalya’da açılan yarışmanın sergisi, Moldova, Japonya, Çin Halk Cumhuriyeti, KKTC, Yunanistan ve Pakistan’ın yanı sıra gelecek yıl Eylül ayında da New York’ta açılacak.

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Kainatın en güzeli

ABD’nin Los Angeles şehrinde yapılan 2006 Kainat Güzellik Yarışması’nı Porto Riko güzeli Zuleyka Rivera kazandı.

170 ülkeden 600 milyon kişinin izlediği tahmin edilen 55. Kainat Güzellik Yarışması’nda 86 ülkenin güzelleri podyuma çıktı.

18 yaşında, 1.75 santimetre uzunluğunda olan Rivera, finalde İsviçre’den Lauriane Gillieron, Japonya’dan Kurara Chibana, Paraguay’dan Lourdes Arevalo ve ABD’den Tara Conner arasından seçilerek 250 bin dolarlık tacı, geçen yılın Kainat güzeli Kanadalı Natalie Glebova’dan devraldı.

Kainat Güzellik Yarışması’nda Porto Rikolu güzeller 1970, 1985, 1993 ve 2001’de birinci seçilirken, yarışmayı 7 kez kazanan ABD bu alandaki rekoru elinde bulunduruyor.

BAYGINLIK GEÇİRDİ

Los Angeles’da dün yapılan 55. Dünya Güzellik Yarışması’nda kraliçe seçilen Porto Rikolu Zuleyka Rivera Mendoza, yarışmanın ardından düzenlenen basın toplantısı sırasında baygınlık geçirerek yere düştü. Yetkililer, Mendoza’nın durumunun iyi olduğunu, basın toplantısının yapıldığı yerin çok sıcak ve giydiği elbisenin çok dar ve ağır olması nedeniyle 18 yaşındaki yeni kraliçenin baygınlık geçirdiğini söylediler.

Temmuz 29, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın