Tüm Haberler

Haberler bizde…

İşsizin yeni ekmek kapısı!

Türkiye, son 2 yılda yurtdışına 100 bin 553 işçi gönderdi. Yeniden inşa edilen Afganistan
ve Irak, bu dönemde Türkiye’deki işsizler için ”ekmek kapısı” haline geldi.

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre, 2004 yılında 40 bin 198, geçen yıl ise 60 bin 355 kişi çalışmak üzere kurum kanalıyla yurtdışına gönderildi. Bunların 280’ini kadın işçiler oluşturdu. Geçmişte başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine giden Türk işgücü, son dönemde Türk müteahhitlerinin büyük projelere imza attığı Rusya ve Türk Cumhuriyetleri ile savaş sonrası yeniden yapılandırılan Afganistan ve Irak’a yöneldi.

2004 yılında 13 bin 271 Türk işçisinin gönderildiği Rusya, 2005’de de 19 bin 540 yeni Türk işçisine kapılarını açtı. 1994’de Türkiye’den bin 146 işçi alan Suudi Arabistan, geçen yıl bu sayıyı 6 bin 452’ye yükseltti.

2004’de 3 bin 511 Türk işçi gönderilen Afganistan’a ise geçen yıl 6 bin 48 kişi gitti. Irak’a gönderilen Türk işçilerinin sayısı da 2004 yılında 4 bin 900, 2005 yılında da 8 bin 237 olarak belirlendi. Kazakistan da yine daha çok Türk müteahhitlerinin gerçekleştirdiği projeler ile 2004 yılında 4 bin 403, 2005 yılında ise 5 bin 775 işçi aldı.

MALDİVLER’DE BİLE TÜRK İŞÇİSİ VAR

Halen Türk işçilerinin en yoğun olarak bulunduğu Almanya ise 2004’de 2 bin 197 işçi alırken, 2005’de bu sayıyı bin 74’e düşürdü. Söz konusu dönemde yine İŞKUR aracılığı ile Güney Afriya’ya 1, Avustralya’ya 5, Nepal’a 85, Maldivler’e 49, Yeni Zelanda’ya 1,
Moğalistan’a da 9 işçi gönderildi.
Edinilen bilgiye göre, vasıflı Türk işçilerine yurtdışında, konaklama ve yeme-içme giderleri şirketlerce karşılanmak kaydıyla 400, vasıfsız işçilere ise 300 doların altında ücret ödenemiyor.
Yurtdışında projelerini gerçekleştiren firmalar, yurtdışına çalışmak üzere götürdüğü vasıflı işçilere 600, yönetici konumdaki mühendislere de 2 bin dolar düzeyinde aylık ücret ödüyor.
İş Kurumu verilerine göre, son 2 yılda yurtdışına gönderilen Türk işçilerinin çalıştıkları ülkelere göre dağılımları şöyle:

Ülkeler         2004      2005
————– ——— ———-
ABD 74 90
Almanya 2.197 1.074
Avusturya 22 23
Avustralya 3 2
Danimarka 1 1
Finlandiya 0 7
Fransa 530 593
Hollanda 1 0
İngiltere 2 2
İsveç 29 10
Kanada 1 2
KKTC 1 49
Kuveyt 230 151
Libya 668 986
S.Arabistan 1.146 6.452
Rusya 13.271 19.540
Norveç 0 1
Romanya 230 113
Polonya 18 7
Pakistan 3 10
Azerbaycan 745 629
Bulgaristan 88 44
Kırgızistan 260 129
Türkmenistan 2.031 964
Özbekistan 455 349
Kazakistan 4.403 5.775
Gürcistan 276 104
Yemen 23 9
İsrail 130 417
Mısır 0 118
Y.Zelanda 0 1
Arnavutluk 70 11
Ürdün 752 2.241
B.Arap Emirlikleri 628 1.843
Sudan 18 107
Umman 4 0
Ukrayna 761 1.017
Lübnan 11 0
Makedonya 108 104
Güney Afrika 1 0
İran 24 23
İrlanda 1 0
Afganistan 3.511 6.048
Cezayir 699 724
Hırvatistan 373 0
Irak 4.900 8.237
Katar 454 1.604
Fas 279 330
Tacikistan 305 78
Tataristan 231 156
Oman 195 37
Maldivler 0 49
Nepal 0 85
Moğolistan 0 9
Diğer ülkeler 35 0
———————————–
Toplam 40.198 60.355

Ağustos 15, 2008 Posted by | İşçi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Rio karnavalı başladı

Brezilya’nın ünlü Rio karnavalı başladı. Beş gün sürecek festivale 700 bine yakın kişinin katılması bekleniyor.

Karnaval boyunca kenti sembolik olarak yönetecek olan ‘Kral Momo’, Rio belediye başkanından kentin anahtarını alarak beş gün boyunca sürecek karnavalı başlattı.

Rio’ya bu yıl, yüzde 20’si yabancı olmak üzere 680 bin turistin gelmesi ve yerel ekonomiye 649 milyon dolar katkıda bulunması bekleniyor.

Karnaval sırasında yıl boyunca hazırlık yapan samba okulları, Sambadrome’da geçişlerini yapacak ve en iyi samba okulu belirlenecek.

Salvador’da da karnaval

Brezilya’da karnaval coşkusu bir başka kentte daha yaşanıyor. Ülkenin kuzeydoğusunda, Afrikalı Brezilyalıların merkezi niteliğindeki Salvador kentinde de karnaval var.

Bu karnaval ise İrlandalı rock grubu U2’yu ağırlıyor. Grubun solisti Bono şarkı söyleyerek kalabalığı coşturdu.

Rio karnavalında ilgi odağı samba okullarının yarışı, Salvador’daki karnaval ise tamamen sokak partileriyle geçiyor.

Uluslararası alanda Rio karnavalı öne çıksa da, dev sokak partileri Salvador karnavalını Brezilya’da daha cazip hale getiriyor.

Salvador karnavalına 1.5-2 milyon kişinin katılması bekleniyor.

Ağustos 9, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Hayat 40’ında başlıyor

Uluslararası araştırma grubu AC Nielsen tarafından 42 ülkede yapılan bir araştırma, dünyanın en büyük estetik cerrahi ve ‘anti-ageing’ cilt bakımı müşteri grubunun yaşadığı ABD’de halkın yüzde 60’ının ’60’lı yaşların yeni orta yaş olduğuna’ inandığını gösterdi. Araştırmaya göre, uluslararası alanda da her 5 müşteriden 3’ü, ’40’lı yaşların yeni 30’lar olduğu’ görüşünde.

AC Nielsen Avrupa biriminin başkanı Frank Martell, 40’lı yaşların hem kişisel hem mali anlamda kişilerin kendini daha rahat ve güvenli gördükleri bir dönem olduğunu belirterek, ‘Küresel müşteriler, gerçekten hayatın 40’ında başladığına inanıyor’ dedi. Ancak, bu yaşlarını göstermek istedikleri anlamına da gelmiyor.

Sağlıklı beslenme, daha uzun yaşam süresi ve daha yüksek gelir düzeyi yılların geri dönmesine yardımcı olsa da araştırmaya göre yine de çoğu kişi cerrahiyi destekliyor.

Araştırma, dünyanın en büyük lüks ürün tüketicileri arasında yer alan Rusların yüzde 48’inin, görünüşlerini korumada estetik cerrahiyi değerlendirebilecekleri görüşünde olduklarını gösterdi. Her 3 İrlandalı müşteriden birinin, İtalyan ve Portekizlilerin yüzde 28’inin, her 4 ABD’, İngiliz ve Fransızdan birinin de aynı şeyi hissettiği kaydedildi.

Yaşını göstermeme çabasının yarattığı pazarda firmalar da alışık olunmayan yeni ürünler keşfetmeye yöneliyorlar. Örneğin, Fransız Clarins firması, cildi, cep telefonu ve bilgisayarlardan kaynaklanan elektromanyetik radyasyondan koruyabileceği belirtilen bir spreyi ocak ayında piyasaya sunmaya hazırlanıyor. Bu spreyin denizaltındaki yanardağların yakınında yaşayan mikroorganizmalardan, Sibirya ve otoyol kenarları gibi zor koşullar altında büyüyebilen bitkilerden elde edilen molekülleri içerdiği belirtiliyor.

Kaynak:www.ntvmsnbc.com

Temmuz 31, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Nobel ödülü Pamuk’un

Yıllardır konuşulan ödül gerçek oldu, Nobel Edebiyat Ödülü Türk yazar Orhan Pamuk’a verildi. 2006 ödülü için Orhan Pamuk bahislerde favori gösteriliyordu. İsveç Akademisi ödülü kazanan Orhan Pamuk için şunları söyledi: “Pamuk, doğduğu şehrin melankolik ruhunu ararken kültür birleşmeleri ve çatışmalarını anlatmak için yeni semboller keşfetti”.
İsveç Akademisi Başkanı Horace Engdahl, Pamuk’un ismini okuduğunda salonda kısa ama güçlü bir alkış yükseldi.

Pamuk birincilik ödülü olarak 1.4 milyon dolar para, altın madalya ve diploma ile Nobel Ödül sisteminin kurucusu Alfred Nobel’in Stockholm’deki anma törenine davetiye kazandı.

Ödülle ilgili bahislerde Pamuk 4’e karşı 1’le en tepede yer alıyordu. Pamuk’u 5’e 1’le Suriyeli ozan Adonis (Ali Ahmad Said Asbar) takip ediyordu. Ödüle aday gösterilen yazarlar arasında Philip Roth, Joyce Carol Oates, Thomas Pynchon, Don Delillo, John Updike ve Türkiye’de de tanınan Paul Austher yer alıyordu. Orhan Pamuk, geçen yıl da adaylar arasında bulunuyordu.

Orhan Pamuk kimdir?

1952 yılında İstanbul’da doğdu, Robert Kolej’i bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi’ne girdi ancak İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksekokulu’ndan mezun oldu.
Karanlık ve Işık adlı romanıyla 1979 Milliyet Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Daha sonra Cevdet Bey ve Oğulları (1982) adıyla yayımlanan bu roman ayrıca 1983 Orhan Kemal Roman Armağanı’ nı da aldı. İkinci kitabı Sessiz Ev ( 1983 ) ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’ nü kazandı.
Bunu Beyaz Kale (1985), Kara Kitap (1990), Yeni Hayat (1994), Benim Adım Kırmızı (1998) izledi. Ardından Kar romanı geldi.

1982’den bu yana ödülü alanlar

Nobel Edebiyat ödülünü 1982’den bu yana kazananların listesi şöyle:
2006: Orhan Pamuk (Türkiye).
2005: Harold Pinter (İngiltere).
2004: Elfriede Jelinek (Avusturya).
2003: John Maxwell Coetzee (Güney Afrika).
2002: İmre Kertesz (Macaristan).
2001: V.S. Naipaul (İngiltere).
2000: Gao Şingcian (Çin).
1999: Günter Grass (Almanya).
1998: Jose Saramago (Portekiz).
1997: Dario Fo (İtalya).
1996: Wislawa Szymborska (Polonya).
1995: Seamus Heaney (İrlanda).
1994: Kenzaburo Oe (Japonya).
1993: Toni Morrison (ABD).
1992: Derek Walcott (St. Lucia).
1991: Nadine Gordimer (Güney Afrika).
1990: Octavio Paz (Meksika).
1989: Camilo Jose Cela (İspanya).
1988: Necib Mahfuz (Mısır).
1987: Joseph Brodsky (ABD).
1986: Wole Soyinka (Nijerya).
1985: Claude Simon (Fransa).
1984: Jaroslav Seifert (Çekoslovakya).
1983: William Golding (İngiltere).
1982: Gabriel Garcia Marquez (Kolombiya).

Temmuz 30, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Tiryakilerin işe girişi zorlaştı

Avrupa”da sigara tiryakilerinin iş bulması zorlaştı. Avrupa Birliği Komisyonu, işverenin kurumunda çalışmak isteyen bir kişinin adaylığını ‘sigara kullandığı’ gerekçesiyle reddetmesinin yasa ve ilkelere aykırı olmadığını açıkladı.


İrlandalı bir şirketin personel ararken verdiği ilanda ‘sigara içenler başvurmasın’ koşulu koymasıyla başlayan tartışmalara komisyonun yanıtı ‘sigara içen bir kişiye iş vermeyi reddetmek ayrımcılık olarak algılanamaz’ oldu.

Komisyon sözcüsü, Avrupa Birliği ayrımcılık yasalarının ırk, cinsiyet, etnik grup, yaş, din ve inanç gibi unsurları kapsama alanına aldığını, sigara içenlere yönelik bir ayrımcılık yasağı bulunmadığını açıkladı. Komisyon, sigara içenleri dışlayan işverenlerin bu tavrının yasadışı sayılamayacağını savundu.

Temmuz 27, 2008 Posted by | Diğer | | Yorum bırakın

Türkleri en çok merak edenler!

Paris Hilton dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük ilgi görüyor. Türkler, bu alanda birinciliğe doğru hızla ilerliyor. Paris Hilton aramalarında Venezuela, Avusturya ve Yeni Zelanda’nın ardından dördüncüyüz.

Bir konunun, bir kişinin, bir olayın dünyada ne kadar yankı bulduğunu mu merak ediyorsunuz? Yoksa son dönemde popüler olan trendleri mi? Türkiye ile ilgili dünya çapında bir anket yapmak istemez misiniz? Dünyanın en büyük arama motoru Google, tüm bunları tek bir sayfada gerçeğe dönüştürmeyi başardı. “Google Trends” hizmetiyle Türkiye’nin dünyayı, dünyanın da Türkiye’yi nasıl gördüğünü analiz ettik.

Henüz 10 yıllık bir geçmişi olan internet emekleme döneminde olmasına rağmen belki de nükleer silahlardan bile daha önemli bir güç… Bu gücün en önemli araçlarından biri de fenomene dönüşerek günde 400 milyon aramanın yapıldığı Google arama motoru.

Google, 8 milyar sayfa ve tüm dünyada milyonlarca kişinin arama kayıtları ile öylesine geniş bir veritabanına sahip ki, ABD yönetimi bile yıllardan beri bu şirketi kuran iki gence büyük baskılar yaparak kaynaklarını kendilerine de açmalarını istiyor. Google ise önceki günlerde Beyaz Saray’ın baskılarına boyun eğmek yerine milyarlarca dolar değerindeki bu istatistikleri herkesin kullanımına açma kararı aldı. Yeni hizmetin adı “Google Trends”… Bir rüyayı gerçeğe dönüştüren bu uygulama ile bir kelimeyi, kavramı ya da kişiyi Google’a soruyorsunuz, size onun dünyanın neresinde en popüler olduğunu ülke ülke şehir şehir döküyor. Bunu yaparken o kavram ya da kelimeyle ilgili daha önce yapılan aramaların yoğunluğunu referans alıyor.

Yani en ufak bir zahmet çekmeden 8 milyar sayfayı aynı anda tarayan bir dev bilgisayara istediğiniz soruyu sorup dünya çapında cevap alabiliyorsunuz! İşte Türkiye ile ilgili sorularımıza Google’ın yanıtları.

İsveçli ve İrlandalılar da meraklı
Google’da Türkiye ile ilgili bilgi almak isteyen yabancıların ya da Türkçe öğrenmek isteyen kişilerin yaptığı, “Turkish” aramasını referans aldık.

Ortaya çıkan sonuç, en büyük ilginin Türkiye’nin iki komşusu Yunanistan ve İran’dan geldiğini gösterdi. Onları, İngiltere, İrlanda, İsrail, Avustralya ve İsveç, İsviçre gibi ülkeler takip ediyor.

AKP’ye Erzurum’dan yoğun ilgi
İktidar partisi ile ilgili bilgi almak isteyen Türklerin en yoğunluklu olarak toplandığı şehir Erzurum çıktı. Google’da en fazla “AKP” araması yapan diğer şehirler Adana, Ankara ve İstanbul oldu.

Başbakan Erdoğan için yapılan aramada ise Yunanistan ve Almanya tepelerde dikkat çekiyor. CHP’nin güçlü olduğu iller ise Bursa, Trabzon ve İzmir.

Dünya seks liginde tepedeyiz
Türkler, Google’da seks sitelerini en çok arayanlar arasında 8’ncilik koltuğunda oturuyor. Şehirler sıralamasında da Ankaralılar, seksi en çok arayanlar sıralamasında dünya dördüncüsü.

Altıncı da tanıdık bir şehir: İstanbul. İşin en ilginci ise “sex” kelimesini aratan ülkeler arasında ilk 3 sıranın Müslüman ülkelere ait olması…

Paris’e hayranlıkta dünya 4’üncüsüyüz
Almanlar’ın gözde tatil yeri olarak bilinen Alanya’ya artık İskandinavlar ve Hollandalılar ilgi gösteriyor. Google’da “Alanya” araması yapan ülkeler arasında Hollanda birinci. Onu Danimarka, İsveç ve Norveç izliyor.

Türkiye’de son dönemde popüler olan ‘iddaa’ oyunu ve bahis siteleri en çok Diyarbakır’da ilgi görüyor. Bu ilimizi Adana izliyor.

Paris Hilton dünyada olduğu gibi ülkemizde de büyük ilgi görüyor. Türkler, bu alanda birinciliğe doğru hızla ilerliyor. Paris Hilton aramalarında Venezuela, Avusturya ve Yeni
Zelanda’nın ardından dördüncüyüz.

Jennifer Lopez’e en çok ilgi duyanlar sıralamasında en tepede çok sürpriz bir isim var; İran… Türkiye beşinci.

Galatasaray Türkiye’den sonra en çok Avusturya’da seviliyor, Fenerbahçe ve Beşiktaş ise Almanya’da…

Temmuz 24, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

TÜKD’ün İstanbul zirvesi

Türkiye Üniversiteli Kadınlar Derneğinin (TÜKD) organizasyonuyla Uluslararası Üniversiteli Kadınlar Federasyonu üyelerinden 40 yabancı konuğun bir araya geldiği ”Türkiye Dostluk Turu”, Kuruçeşme Divan’da düzenlenen kahvaltılı toplantıyla başladı.

Kadın Girişimciler Derneğinin (KAGİDER) düzenlediği toplantıya, Başkan Meltem Kurtsan, TÜKD Genel Başkanı Birten Gökyay, Uluslararası Kadınlar Federasyonu (UÜKF) Dünya Başkanı Griselda Kenyon ve
Uluslararası Kadınlar Federasyonu Avrupa Başkanı Karine Henrotte Forsberg de katıldı.

Kenyon, yaptığı konuşmada, 1919 yılında 1. Dünya Savaşı gibi bir savaşın bir daha tekrarlanmaması için üniversiteli kadınlar tarafından kurulan federasyonun bugün 80 farklı ülkeden üyesi bulunduğunu anlattı.

Federasyonun amacının, kadınların konumunun geliştirilmesini sağlayıcı çalışmalar yapmak, kadınları etkileyen kanunlar hakkında lobi yapmak, kadınların maruz kaldığı ayrımcılığı önlemek, iş dünyasında kadınların etkinliğini artırmak olduğunu belirten Kenyon, bazı uluslararası kuruluşlarla birlikte ortak çalışmalar yürüttüklerini, örneğin Türkiye’de de Samsun’da kadınlara yönelik el işi, ayrıca tarım projeleri bulunduğunu bildirdi.

BM İnsan Hakları Komisyonunda da danışman olarak yer aldıklarını belirten Kenyon, ”UÜKF üyeleri pek çok ülkede hükümetler ile BM’nin kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi raporu tartışmalarına katıldı. Üniversiteli kadınlar olarak biz, bu güzel işleri gerçekleştirmenin yanı sıra dostluklar kuruyor ve eğleniyoruz. Bugün Türkiye’de olmaktan ve sizleri tanıma şansına sahip olmaktan mutluyum” diye konuştu.

Forsberg de kadın ve erkekler arasında lise ve yüksek öğrenime katılma konusunda bariz farklar bulunduğunu, iş dünyasında hala kadın ile erkek ayrımı yapıldığını, aile içi şiddette artış olduğunu ifade ederek, ”Bugünün dünyasında kadın-erkek konusunda bir güç dengesi olduğunu anlamalıyız. Bugün hala emek piyasasında roller kadın-erkek işi diye ayrılıyor. Ücretsiz ev işinin kadın-erkek arası paylaşımı dengesiz. Erkekler üstün sayılıyor” şeklinde konuştu. Forsberg, kadınların karar verme mekanizmalarına dahil olmasını
sağlayarak kadın-erkek arasında güç dengesinin sağlanması gerektiğini,
kadın-erkek eşitliğinin toplumda demokrasinin de temeli olduğunu dile
getirdi.

TÜKD tarafından düzenlenen ”Türkiye Dostluk Turu”na, Almanya, ABD, Arjantin, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İsviçre, Singapur’dan gelen 40 konuk katılıyor. İstanbul, Ankara, Konya ve Kapadokya’yı kapsayan ”Türkiye Dostluk Turu”, 29 Mayısta sona erecek.

Temmuz 24, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Köklü hayaller boşmuş

Kök hücre tedavisi, tüm dünyanın ilgiyle izlediği ve hakkında sayısız araştırma yapılan bir konu. Ancak deneme aşamasındaki çalışmalarda tedavi standardı henüz belirlenmiş değil. Bu nedenle sahtecilik faaliyetleri de yaygın. Kök hücre tedavisi ile başta kanser olmak üzere onlarca hastalığı tedavi ettiğini ileri süren şirketlerlerden biri de 2002’de Laura Brown adlı manken ile Güney Afrikalı Stephen Rooyen’in ABD’de kurduğu Biomark’tı. Biomark, kordon kanından alınan 1.5 milyon kök hücreyi göbekten enjekte ederek hastalıklara çare bulduğunu ileri sürdü.

Danışma kurulunda bir Türk
Şirket büyük sükse yaptı. Ancak 21 bin dolarlık operasyon sonunda hastaların iyileşme belirtisi göstermemesi üzerine Amerikan sağlık otoritesi FDA tarafından kapatıldı. Dolandırıcılıktan hesaplarına el konuldu. Brown Londra’ya, Rooyen Güney Afrika’ya kaçtı. Şirket 2003’te Advanced Cell Therapeurics (ACT) adıyla İsviçre’de yeniden ortaya çıktı. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 14 ülkede klinikleri olduğunu açıkladı. İngiltere ve İrlanda’daki kuşkulu tedavileriyle yine gündeme geldi.

İrlanda Tıp Kurulu dün şirket hakkında soruşturma başlattı. Buna rağmen 11 kişilik “Danışma Kurulu”nda Ankara’daki “Kordon Kanı Bankası”nın Genel Müdürü Seda Gelir’i barındıran ACT faaliyetini halen sürdürüyor.

İsviçre’de kaydı yok
Alzheimer, diyabet, hepatit, kanser gibi 52 hastalığı tedavi ettiğini ileri sürüyor. Kök hücre tedavisinin yasak olduğu Türkiye için yazdıkları ise “İstanbul’da merkezi yerdeki kliniğimizde bir kordon kanı bankasıyla işbirliği içinde tedavi yapıyoruz” şeklinde. Gizemli kliniğin adı ya da telefonu verilmiyor.

İşte bu vaadlerde bulunan şirket dün yeniden dolandırıcılık suçlamasının hedefi oldu. Çoklu Sklerosis tedavisi için başvuran ve 3 saatlik tedaviye 18 bin 500 euro ödeyen hastaların gelişme göstermemesi üzerine açılan soruşturmada ACT’nin Zürih’te kaydı ve lisansı bulunmadığı belirlendi. Guardian gazetesi, ‘gizemli’ diye nitelendirdiği şirketin Biomark’ın uzantısı olduğunu ileri sürüyor.

Kordon Kanı Bankası Müdürü Seda Gelir: “Şirketle hiçbir bağlantım yok”
ACT’nin “Tıbbi Danışma Kurulumuz” diyerek internet sitesinde listelediği 4’ü doktoralı 11 uzman arasında en tepede yer alan Ankara’daki Kordon Kanı Bankası Genel Müdürü Seda Gelir’e konuyu aktardık. Gelir, şirketle hiçbir ilişkisi olmadığını belirterek şu açıklamayı yaptı: “Biz sadece yapacağımız araştırmalarda kullanmak üzere Biomark’tan geçen yıl bir viral kök hücre satın aldık. Kendileriyle hiçbir zaman görüşmedik. Her şey internet üzerinden gerçekleşti.

Elimize geçen kök hücrelerin kalitesinin iyi olması üzerine kendilerine bir teşekkür gönderdim. Biomark’tan bir bayan beni arayarak isimlerinin ACT olarak değiştiğini, yeni şirketlerinin Danışma Kurulu’nda benim ismime de yer vermek istediklerini belirttiler. Ben de ‘olur’ dedim. Bunun dışında hiçbir bağlantımız olmadı. Şimdi ben de avukatıma başvurarak gerekli işlemlerin yapılmasını ve ismimin siteden çıkarılmasını sağlayacağım.”

Kök hücre tedavisi nedir?
Kök hücreler vücuttaki bütün dokuları ve organları oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilme yeteneğine sahip.

Bu özellikleri bakımından kök hücrelerin kanser, sinir sistemi hastalıkları (Alzheimer) ve hasarları, metabolik hastalıklar (diabet), organ yetmezlikleri, romatizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, kemik hastalıkları ve daha birçok alanda kullanıma sahip oldukları ileri sürülüyor. Henüz ortada bu yönde bir tedavi standardı bulunmamasına rağmen bilim dünyası kök hücre tedavilerini geleceğin en önemli tıp alanlarından biri olarak nitelendiriyor. Türkiye’de bu yönde bir tedavi uygulamak henüz yasal değil.

Haber: Uğur KOÇBAŞ
Kaynak: Vatanim

Temmuz 20, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Doğanın baş düşmanı!

Dinozorların yok olmasından bu yana türlerin ortadan kaybolmasının en büyük nedeninin insanlar olduğu ve bu yok olma sürecini yavaşlatmak için çok çaba gösterilmesi gerektiği belirtildi.

BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Sekreterliği, yayımladığı raporda, “Aslında 65 milyon yıl önce dinozorların yok olmasından sonra yeryüzü tarihindeki en büyük altıncı türün yok olmasından biz sorumluyuz” denildi.

“Küresel Biyolojik Çeşitliliğe Bakışı” adlı 92 sayfalık raporda, insan nüfusunun 6,5 milyara yükselmesinin neden olduğu kirlilik, şehirlerin büyümesi, ormanların yok edilmesi ve küresel ısınmanın hem hayvanlara, hem de bitkilere zarar verdiği belirtildi. Türlerin mevcut yok olma hızının eskisinden bin kat fazla olduğu ifade edilen raporda, 2002’de Johannesburg’daki BM zirvesinde belirlenen “türlerin yok olma hızında önemli düşüş sağlama” hedefi hatırlatıldı.

Dünya Koruma Birliği’nin hazırladığı “Kırmızı Liste”ye göre, son 500 yıl içinde, bilinen 844 hayvan ve bitki türü yok oldu.

Çöllerden ormanlara kadar çevrenin daha iyi korunması ve sudan keresteye kadar kaynakların daha iyi yönetilmesi istenen raporda, dünyanın kara yüzeylerinin yüzde 12’si koruma altına alınmış alan iken, okyanusların sadece binde 6’sının koruma altına alındığına dikkat çekildi.

Raporda, 2000-2005 arası yıllık net orman kaybının 7,3 milyon hektar olduğu, bunun Panama ya da İrlanda büyüklüğünde bir alana denk geldiği belirtildi. Raporda, 1990-2000 arasındaki 10 yıllık dönemde orman kaybının 8,9 milyon hektar olduğu hatırlatıldı.

Temmuz 20, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

44 saat çaldı rekoru kaptı!

Hatay’ın İskenderun ilçesinde düzenlenen ”1. Arsuz Kültür ve Turizm Festivali” çerçevesinde, 44 saat 20 dakika sahnede kalan müzisyen Etem Yavuz ve orkestrasının ”En Uzun Süre Müzik Çalma Rekoru”nu kırdığı Guinness tarafından onaylandı.

Guinness Türkiye Temsilcisi Prof. Dr. Orhan Kural’ın denetimindeki
rekor denemesi sırasında, Etem Yavuz ve 5 kişilik orkestrası, İrlandalı gruba ait 42 saat 38 dakikalık rekor denemesini, Arsuz’da nehir üzerinde kurulan platformda 44 saat 20 dakika kalarak kırmıştı. Kural’ın rekor denemesinin kurallara uygun olarak gerçekleştirildiği yönünde düzenledikleri ve tescil için Guinness’in merkezine gönderilen rapor doğrultusunda yapılan incelemenin ardından onay kararının Etem Yavuz’a bildirildiği kaydedildi.

Etem Yavuz, orkestra üyeleri ile İskenderun Yelken Kulübü’nde düzenlediği basın toplantıda, 18 Ağustos 2005 tarihinde, yaklaşık 900 parçayı seslendirerek rekor kırdıklarını ve gösterdikleri enerjinin Guinness yetkililerince de takdir edildiğini belirterek, ”Rekorumuzu onayladıklarını bildirdiler. Böylece, ülkemize milli bir gurur daha kattığımız için çok mutluyuz. Bu rekoru İstanbul’da vereceğimiz konserle de kutlayacağız” diye konuştu.
Arsus Beldesi Belediye Başkanı Fuat Süme de böylesine güzel bir olaya ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduklarını, festival çerçevesinde her yıl benzer etkinliklere yer vermek istediklerini.

Temmuz 19, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın