İşsizin yeni ekmek kapısı!

Türkiye, son 2 yılda yurtdışına 100 bin 553 işçi gönderdi. Yeniden inşa edilen Afganistan
ve Irak, bu dönemde Türkiye’deki işsizler için ”ekmek kapısı” haline geldi.

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) verilerine göre, 2004 yılında 40 bin 198, geçen yıl ise 60 bin 355 kişi çalışmak üzere kurum kanalıyla yurtdışına gönderildi. Bunların 280’ini kadın işçiler oluşturdu. Geçmişte başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine giden Türk işgücü, son dönemde Türk müteahhitlerinin büyük projelere imza attığı Rusya ve Türk Cumhuriyetleri ile savaş sonrası yeniden yapılandırılan Afganistan ve Irak’a yöneldi.

2004 yılında 13 bin 271 Türk işçisinin gönderildiği Rusya, 2005’de de 19 bin 540 yeni Türk işçisine kapılarını açtı. 1994’de Türkiye’den bin 146 işçi alan Suudi Arabistan, geçen yıl bu sayıyı 6 bin 452’ye yükseltti.

2004’de 3 bin 511 Türk işçi gönderilen Afganistan’a ise geçen yıl 6 bin 48 kişi gitti. Irak’a gönderilen Türk işçilerinin sayısı da 2004 yılında 4 bin 900, 2005 yılında da 8 bin 237 olarak belirlendi. Kazakistan da yine daha çok Türk müteahhitlerinin gerçekleştirdiği projeler ile 2004 yılında 4 bin 403, 2005 yılında ise 5 bin 775 işçi aldı.

MALDİVLER’DE BİLE TÜRK İŞÇİSİ VAR

Halen Türk işçilerinin en yoğun olarak bulunduğu Almanya ise 2004’de 2 bin 197 işçi alırken, 2005’de bu sayıyı bin 74’e düşürdü. Söz konusu dönemde yine İŞKUR aracılığı ile Güney Afriya’ya 1, Avustralya’ya 5, Nepal’a 85, Maldivler’e 49, Yeni Zelanda’ya 1,
Moğalistan’a da 9 işçi gönderildi.
Edinilen bilgiye göre, vasıflı Türk işçilerine yurtdışında, konaklama ve yeme-içme giderleri şirketlerce karşılanmak kaydıyla 400, vasıfsız işçilere ise 300 doların altında ücret ödenemiyor.
Yurtdışında projelerini gerçekleştiren firmalar, yurtdışına çalışmak üzere götürdüğü vasıflı işçilere 600, yönetici konumdaki mühendislere de 2 bin dolar düzeyinde aylık ücret ödüyor.
İş Kurumu verilerine göre, son 2 yılda yurtdışına gönderilen Türk işçilerinin çalıştıkları ülkelere göre dağılımları şöyle:

Ülkeler         2004      2005
————– ——— ———-
ABD 74 90
Almanya 2.197 1.074
Avusturya 22 23
Avustralya 3 2
Danimarka 1 1
Finlandiya 0 7
Fransa 530 593
Hollanda 1 0
İngiltere 2 2
İsveç 29 10
Kanada 1 2
KKTC 1 49
Kuveyt 230 151
Libya 668 986
S.Arabistan 1.146 6.452
Rusya 13.271 19.540
Norveç 0 1
Romanya 230 113
Polonya 18 7
Pakistan 3 10
Azerbaycan 745 629
Bulgaristan 88 44
Kırgızistan 260 129
Türkmenistan 2.031 964
Özbekistan 455 349
Kazakistan 4.403 5.775
Gürcistan 276 104
Yemen 23 9
İsrail 130 417
Mısır 0 118
Y.Zelanda 0 1
Arnavutluk 70 11
Ürdün 752 2.241
B.Arap Emirlikleri 628 1.843
Sudan 18 107
Umman 4 0
Ukrayna 761 1.017
Lübnan 11 0
Makedonya 108 104
Güney Afrika 1 0
İran 24 23
İrlanda 1 0
Afganistan 3.511 6.048
Cezayir 699 724
Hırvatistan 373 0
Irak 4.900 8.237
Katar 454 1.604
Fas 279 330
Tacikistan 305 78
Tataristan 231 156
Oman 195 37
Maldivler 0 49
Nepal 0 85
Moğolistan 0 9
Diğer ülkeler 35 0
———————————–
Toplam 40.198 60.355

Tarihi mekanda kültür sohbeti

Kapalıçarşı Sohbetleri’ni İstanbul Kültür ve Turizm Müdürlüğü düzenliyor, etkinliğin sponsoru ise Kuveyt Türk… Eminönü Belediyesi ve Kapalıçarşı Esnaflar Derneği’nin de destek verdiği etkinlik, her ayın son Perşembesi saat 14.30’da Şark Kahvesi’nde gerçekleştirilecek. ‘Kapalıçarşı Sohbetleri’nin ilki Hürriyet Gazetesi Yazarı Doğan Hızlan’ın sohbetiyle başlıyor. Bu tarihi mekanı sohbet geleneğiyle yeniden taçlandırmak için tüm kültür dostlarını 23 Şubat Perşembe saat 14.30’da Kapalıçarşı’ya bekliyoruz.

‘İSTANBUL SOHBET İSTER ÇAY SİMİT BAHANE’

Kapalıçarşı Sohbetleri’nin 23 Şubat’taki ilk programına Doğan Hızlan konuşmacı olarak katılıyor. Programda İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er, Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Ufuk Uyan ve Kapalıçarşı Esnafları Derneği Başkanı Dr. Hasan Fırat’ın yanı sıra seçkin simalar ve kültür dostları hazır bulunacak. Çay simit eşliğindeki etkinliğin sloganı ise: İstanbul sohbet İster çay simit bahane…

KAPALIÇARŞI’YA KÜLTÜREL BOYUT

İki yıldır her Çarşamba Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde yapılan Beyazıt Konuşmaları’nın sponsoru olan Kuveyt Türk, Kapalıçarşı Sohbetleri’nin de sponsorluğunu üstlendi… ‘Büyük Kapalıçarşı Projesi çerçevesinde, çarşıya kültürel bir muhteva kazandırmak için Kapalıçarşı Sohbetleri’ni başlattık’ diyen İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Kuveyt Türk Katılım Bankası’na da kültüre ve tarihe verdiği bu anlamlı destekten dolayı teşekkürlerini bildirdi.


Tarih : 23 Şubat 2006, Perşembe
Konuşmacı : Doğan Hızlan
Yer : Şark Kahvesi, Kapalıçarşı
Saat : 14.30

Bilgi için : 212 296 17 01 Creavizyon İletişim Danışmanlığı

Uzanlar’ın Adabank’ı da satıldı

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Uzan Grubu’ndan devraldığı Adabank’ın yüzde 99,99 oranındaki hisselerini, Kuveyt merkezli The International Investor satın aldı.


Hisseler, The International Investor şirketine 45 milyon 100 bin YTL’ye satıldı.


TMSF’den yapılan açıklamada, satışa konu ihalenin bugün gerçekleştirildiği belirtilerek, muhammen bedeli 60 milyon YTL olan Adabank hisselerini, 45 milyon 100 bin YTL bedelle The International Investor şirketinin satın aldığı bildirildi.


Kuveyt menşeili The International Investor, ödemeyi peşin olarak YTL cinsinden yapacak. Ödemenin yapılmasının ardından hisseler, The International Investor’a devredilecek.

Adabank’ın devri durduruldu

Kemal Uzan’ın Adabank’ın hisselerinin satışına ilişkin ihalenin feshi istemiyle açtığı dava kapsamında, banka hisselerinin üçüncü kişilere devir ve tescili durduruldu. Adabank, temmuzda Kuveytli bir şirkete satılmıştı.

Şişli 3. İcra Mahkemesindeki duruşmada söz alan Kemal Uzan’ın avukatı Suat Mermer, telafisi imkansız zararlara yol açılmaması için satışa konu olan Adabank’ın hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesini istedi.

Davaya müdahil olma talebinde bulunan Cem Cengiz Uzan’ın avukatı Şaylan Çığgın da, davacı Kemal Uzan’ın avukatının ihtiyati tedbir isteminin kendileri için de çok önemli olduğunu belirterek, bu konuda karar verilmesini talep etti.

Avukat Çığgın, ‘Hisselerin devrine olanak verilirse telafisi imkansız zararlar oluşturacaktır. Daha önce Kentbank ve Demirbank’ta örnekleri yaşanmıştır’ dedi.

Hakim, davaya konu satışta Cem Cengiz Uzan’ın hisselerinin de satılmış olması nedeniyle müdahil olma talebini kabul etti.

Davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) avukatı da, göreve ilişkin itirazları, taraflar arasındaki husumet ve yurt içinde adres gösterme koşulunun yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirdi.

Tedbir talebinin de reddine karar verilmesini isteyen avukat, tedbir kararı verilmesinin kamu alacağının tahsilatının engellenmesi sonucunu doğuracağını savundu.

Davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden mahkemenin ‘görevsizliğine’, dosyanın talep edilmesi halinde görevli mahkemeye gönderilmesine karar veren hakim, ileride telafisi imkansız zararların oluşması ihtimalini dikkate alarak ihale konusu Adabank A.Ş hisselerinin üçüncü kişilere devir ve tescilinin ihtiyati tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasına hükmetti.

TMSF’nin Uzan Grubu’ndan devraldığı Adabank’ın yüzde 99,99 oranındaki hisseleri, 3 Temmuz 2006 tarihinde yapılan ihaleyle 45 milyon 100 bin YTL bedelle Kuveyt merkezli The International Investor’a satılmıştı.Bunun üzerine Kemal Uzan, ihalenin feshi istemiyle dava açmıştı.

Adabank’a talip var

Kuveytli Al Bahar Adabank’a talip
Adnan Al Bahar, bir taraftan Adabank ile ilgilenirken, bir taraftan da bazı yatırım bankaları ile görüşüyor

Kuveytli yatırım grubu The İnternational İnvestor (TII), Adabank’a talip. TMSF bünyesindeki Adabank’ın önümüzdeki günlerde satış takviminin açıklanması beklenirken, uzun zamandır Türkiye’de faizsiz bankacılık sektörüne girmek isteyen TII Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Abdülaziz Al Bahar, Adabank ile ilgileniyor. Fizibıl olması halinde teklif vermeyi planlayan grup, ayrıca bankasını satmak isteyen bazı yatırım bankaları ile de görüşüyor.

Adnan Al Bahar, 1988 yılında kurulan Kuveyt Finans Kurumu’nun ilk genel müdürlerinden. Geçen yıl Türkiye’de oto kiralama şirketi Docar’ın yüzde 75 hissesini 24 milyon dolara satın alan Adnan Al Bahar’ın gözü uzun zamandır faizsiz bankacılık sektöründeydi. Daha önce Türkiye dahil dünyadaki Al Baraka’ları almak istemiş ancak fiyatta uzlaşılamaması nedeniyle bu operasyonunu gerçekleştirememişti.

İKİ SEÇENEK VAR

Adnan Al Bahar, farklı seçenekler üzerinde duruyor. Birincisi Uzanlar’a ait İmarbank’a el konulmasının ardından TMSF’ye geçen Adabank. Henüz satış takvimi açıklanmayan Adabank’ı inceleyen Kuveytli TII Grubu fizibıl bulmaları halinde satış ihalesine katılmayı planlıyor. Grubun üzerinde durduğu ikinci seçenek ise Türkiye’de halen faaliyet gösteren ancak bankacılık sektöründen çıkmak isteyen yatırım bankaları. TII, bankasını satmak isteyen bazı yatırım bankaları ile görüşme halinde.

YENİ KATILIM BANKALARI

Fİnans sektörüne olan yabancı ilgisi katılım bankacılığı sektörüne de yansıyor. Aktif toplamı 9.9 milyar YTL olan katılım bankacılığı sektöründe Al Baraka Türk, Bank Asya, Türkiye Finans Katılım Bankası ve Kuveyt Türk faaliyet gösteriyor. Sektörün fon büyüklüğü 7.4 milyar YTL, 4 şirketin toplam net karı ise 250 milyon 143 bin YTL. Halen 4 şirketin faaliyet gösterdiği sektörde, Kuveytli yatırım grubu Adnan Al Bahar’ın yanı sıra MNG Bank’ı satın aldığı söylenen ancak resmi kanallar tarafından herhangi bir açıklama yapmayan Dubai İslamic Bank da katılım bankacılığı yapacak.

ETİCİ FİNANSMAN ŞİRKETİ

GelİŞmİŞ finans sektörleri olarak tanımlanan ‘bankacılık, sigortacılık ve faktoring’ gibi alanlarda kar marjlarının daralması nedeniyle TII, yüzde 20 ve üzerinde getiriye sahip banka olmayan finansal sektörlere ilgi duyuyor. Grup, faizsiz bankacılığının yanı sıra tüketici finansman şirketi kuracak.

7 MİLYON YTL ZARAR

İmarbank, soruşturması çerçevesinde Uzan Grubu’nun bankaya olan borçlarının tahsili amacıyla Şubat 2004’te TMSF, Adabank’ın yönetimine el koymuştu. Adabank’ın 2005 sonu itibarıyla aktif büyüklüğü 45 milyon 147 bin YTL. 12 milyon 755 bin YTL de zararı var.

ÖFK’lar halinden memnun!

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Kuveyt Türk Katılım Bankası Genel Müdürü Ufuk Uyan, ÖFK’ların, yeni Bankacılık Yasası’nda katılım bankaları olarak tanımlanmasının ardından geçen 3 ayda bu duruma alışıldığını, bir garipsenme yaşanmadığını ifade etti.

Uyan, ”belli bir süreç vardı, sırasıyla değişiyor. Bazılarının birleşmesi de bu sürece katkı sağladı. Çoğunun tabelası değişti. İsimler de değişti. 1 yıllık bir geçiş süreci olduğu için çalışmalar devam ediyor. Anormal birşey yok. Olumsuz herhangi bir tepki de almadık” diye konuştu.

Türkiye’de nasıl iş yapılacağına ilişkin bir seminer dolayısıyla geçtiğimiz günlerde Kuveyt’te bulunduğunu anlatan Uyan, seminerde Kuveyt Türk Katılım Bankası olarak bir prezentasyon yaptıklarını, bu ülkede ”banka” kelimesine ilginin daha değişik ve olumlu olduğunu söyledi.

Uluslararası işlemlerde ”banka” adına yaklaşımın gayet olumlu olduğunu ve bu sayede akreditif işlemlerinin arttığını ifade eden Uyan, şöyle konuştu:

”Yurtdışı işlemlerde, muhabir ilişkileri, yatırıma aracılık etme anlamında ‘banka’ yönüyle yaklaşım gayet olumlu. Mevduatta ayırt edici bir artış olmadı. Biz daha çok yurtdışı muhabir ilişkileri ve işlem hacmi anlamında katkısıolacağını düşünüyorduk ki öyle oldu. İstediğimiz buydu. Onu da elde ediyoruz. Neticede prensiplerimiz yine aynı. Biz yine faizsiz fon topluyoruz. O anlamda normal seyrindeki artış devam ediyor.”

-”İŞLEM HACİMLERİNDE CİDDİ ARTIŞ BEKLİYORUZ”-

Ufuk Uyan, katılım bankalarının işlem hacimlerinde ciddi artış beklediklerini ifade ederken, ”geçen yıllara göre işlem hacimleri çok ciddi artıyor. Sektörün gayri nakdi akreditif ve teminat mektubu işlem hacimleri ciddi oranda yükseliyor. İsim değişikliğinin buna katkısı var” diye konuştu.

Uyan, katılım bankalarının dolar bazında son 3 yılda yüzde 50’ler civarında büyüme gerçekleştirdiğini, bu seyrin şu anda da devam ettiğini belirterek, ”ÖFK yerine katılım bankası ifadesinin kullanılması, büyümemize katkı sağlıyor. İsim değişikliği, bundan sonra da büyümemize katkı sağlayacaktır” dedi. Yeni tanımlamayla birlikte ÖFK’ların yaptığı işlemlerle ilgili
vatandaşların kafasındaki soru işaretlerinin netleştiğini ifade eden Uyan, şöyle devam etti:

”(Bunlar nedir, leasing şirketi mi, döviz bürosu mu) gibi soru işaretleri netleşmiş oldu. Çünkü kanunda açık bir şekilde katılım bankası olarak yer alıyor. Zaten denetimleri o şekildeydi. Şimdi yine bankalarla birlikte her türlü denetim ve faaliyetlerini sürdürüyorlar. Dolayısıyla daha net olarak ifade edilmiş oldu. Yani bu konuda (nereye gidiyorum) diye bilmeyenler de bilmiş oluyor. İsim belli artık.” Uyan, şubat sonu itibariyle katılım bankalarının topladığı fonların 6,4 milyar dolar seviyesinde bulunduğunu ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40 artış kaydedildiğini bildirerek, 2005 yılı
Şubat ayında yüzde 3,24 olan katılım bankalarının toplam bankacılık sektörü içindeki payının, bu yılın aynı döneminde yüzde 3,63’e yükseldiğini söyledi.

”Bir yıllık süreçte böyle ciddi bir gelişme var” diyen Uyan, YTL fonların, katılım bankaları içindeki payının yüzde 41’den yüzde 54’e yükseldiğini, YTL fonların dövize göre arttığını kaydetti.

Albaraka müdahale istemiyor

Albaraka Türk Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz, enflasyon hedeflemesi yapılan bir ülkede döviz kuruna müdahalenin, bu hedefle çelişeceğini kaydetti.

Büyükdeniz, Türkiye Katılım Bankaları Birliği Genel Kurul Toplantısı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Büyükdeniz, yabancıların Türk bankacılık sistemine olan ilgisine ilişkin soru üzerine, bunu olumlu olarak değerlendirmek gerektiğini, bu durumun sürpriz olmadığını söyledi.

Türkiye’de özellikle genç nüfus nedeniyle bireysel bankacılık talebinin yüksek olacağını dile getiren Büyükdeniz, yabancı ortaklıkların Türk bankacılığının uluslararası alanlarda rekabet şansını artıracağını anlattı. Büyükdeniz, ”Rekabetten korkmamak gerekir. Türkiye’nin bu tip şeylere cesaretle girme mecburiyeti vardır” dedi.

”MÜDAHALE YERİNE BAŞKA TEDBİRLER ALINABİLİR”

Adnan Büyükdeniz, piyasalardaki dalgalanmalara ilişkin de, kura müdahale yerine başka tedbirler alınarak piyasaların dalgalanmasının azaltılabileceğini ifade etti. Enflasyon hedeflemesi yapılan bir ülkede, kura müdahalede
bulunulmasının bu hedefle çelişeceğinin altını çizen Büyükdeniz, ”Karların faaliyetlerle elde edilmesi gerekir, piyasa riskleriyle değil” dedi. Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan da, ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını artırması üzerine, bütün dünya borsalarının bundan etkilendiğini söyledi. Uyan, ”Bu dalgalanmalar umut ederiz ki geçici olacaktır” dedi.

Halkbank’ta blok satış

Halkbank özelleştirmesinde süreç hızlı başladı. Özelleştirme İdaresi ile görüşen yerli ve yabancı potansiyel yatırımcıların çoğu, blok satış ihtimalini öne çıkarıyor. 

Hazırlanacak rapor 15 Haziran’da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na (ÖİB) sunulacak. Hazine Müsteşarlığı, Halkbank özelleştirmesinde Telekom’da olduğu gibi özel kanunla hareket edilmesini istiyor. Blok satış yapılırsa, ihale komisyonunda Özelleştirme İdaresi’nin yanı sıra, Hazine ve Halkbank’tan da üyeler olması öneriliyor.

Blok satış ihalesi olması durumunda muhtemel alıcıların konumu üzerinden analizler yapılıyor. İlk grupta Türkiye’ye girmek isteyen Amerika ve Avrupa Birliği menşeili bankalar yer alıyor.

İkinci grupta Türkiye’de daha önce banka alıp sıralamadaki yerini beğenmeyen ve daha fazla büyümek isteyen yabancı bankalar var. Üçüncü grupta ise yerli bankalar var. İş Bankası ve Akbank gibi büyümek isteyen bu bankalar önemli bir potansiyel olarak görülüyor.

Son grupta ise General Electric-Garanti gibi yerli yabancı ortaklıklar bunuyor. Bu grupta ihaleye konsorsiyum olarak gireceklerin yanına finansal yatırımcılar da dahil edilecek. Kuveyt ve Dubaililerin bu kapsamda yanına bir operatör alarak ya da yerli veya yabancı ortakla ihalede yer alabileceği belirtiliyor.