Tüm Haberler

Haberler bizde…

Alkollü minübüsçü kaçamadı

Alınan bilgiye göre, Küçükesat Tunus Caddesi üzerinde devriye gezen bir polis ekibi, tek yönlü yola ters istikametten giren 06 AL 5103 plakalı minibüsü fark etti. Aracın ters yönden seyretmeye devam etmesi üzerine polis ekibi, minibüsü durdurmak istedi ancak sürücü ‘dur’ ihtarlarına aldırmadan yoluna devam etti.

Sürekli olarak ters yöne giren minibüsü takip eden polis ekibinin anonsları üzerine diğer ekipler de kavşakları tuttular. Önce Küçükesat civarında dolaşan ardından da Cebeci bölgesine giren minibüs, uzun süren takibe rağmen bir türlü yakalanamadı. Bir ara izini kaybettirmeyi başaran minibüs daha sonra Türközü Mahallesi Mektep sokak içerisinde tekrar ortaya çıktı.

Polis ekipleri kaçan minibüsü durdurmak için ateş edince minibüsün arka camı kırıldı. Mektep sokak içerisinde kıstırılarak durdurulan minibüsten indirilen sürücünün aşırı derecede alkollü olduğu anlaşıldı. Polis ekiplerini uzun süre peşine takan sürücü gözaltına alınırken minibüs içerisinde bulunan çok sayıda bira şişesi dikkatlerden kaçmadı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Ağustos 11, 2008 Posted by | İçanadolu | , , , , | Yorum bırakın

Ünlülerin tatil önerileri

Ünlülerin gezi önerilerinin toplandığı ”Nereye gitmeli?” adlı kitapta, tatile çıkacaklara farklı alternatifler sunuluyor. Gazeteci-yazar Melih Uslu’nun 7 yıl boyunca 25 bin 587 kilometre yol kat ederek yaptığı 150 röportaj arasından seçtiği, 60 ünlünün 360 seyahat önerisinin yer aldığı kitap, tatile çıkacaklara yol gösteriyor.

Sinema ve ses sanatçısı, müzisyen, tiyatro oyuncusu, arkeolog ve gezgine kadar birçok ünlünün gezi önerilerinin yer aldığı kitap, tatili nerede geçireceğine henüz karar veremeyenlere ışık tutuyor. Sanatçı Hülya Avşar, Türkiye’de tatil yapmaktan en çok keyif aldığı ve kendini en iyi hissettiği yerin Ayvalık olduğunu, denize girmekten hoşlandığı yerin ise Ayvalık’a bağlı Küçükköy beldesindeki dünyaca ünlü Sarımsaklı Plajı olduğunu belirtiyor.

Yazar Orhan Pamuk, faytonları, nal ve çıngırak sesleriyle ünlü Heybeliada’nın ruhunu dinlendirmek isteyenler için en ideal tatil yeri olduğunu, özellikle tatilini sonbahara bırakanların mutlaka burayı tercih etmesi gerektiğini ifade ediyor. Pamuk’un, bir başka tatil önerisini ise doğu illerinden Kars oluşturuyor.

Müzisyen Mercan Dede, ”doğanın sesi dışında başka hiçbir sesi duymak zorunda kalmayacağınız bir tatil adresi” dediği Kapadokya’yı öneriyor. Dede, Kapadokya’da hem fiziksel hem de ruhsa enerji depolanabileceğini belirtiyor. Gazeteci Ayşe Arman’ın Avrupa’daki tatilinde favorisini Prag ve Roma oluşturuyor. Peru, Arjantin, Nepal, Küba, Maldivler, Tanzanya ve Alaska da Arman’ın tatil adresleri arasında yer alıyor. Oyuncu Berna Laçin, Antalya’nın batısındaki Çıralı yakınındaki Olimpos’un Türkiye’nin en güzel kumsalı olduğunu savunuyor.

Laçin’in yurt dışı tatil önerisinde İtalya ve Londra yer alıyor. Tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen’in tatil seçeneğinde ”Orayı tanımadan İstanbul’u tanımış olmazsınız” dediği doğum yeri Fatih, yine tiyatro sanatçısı Gülriz Sururi’nin tatil seçeneğinde ise liste başını Bodrum ve Datça alıyor. Gazeteci Stelyo Berberakis Yunan Adaları, şair Küçük İskender Beyoğlu, Cihangir, Amsterdam, araştırmacı-yazar Sunay Akın ”dünyanın en lezzetli mezeleri orada” dediği, farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşadığı mozaik kenti Antakya’yı öneriyor.

UZMAN BAKIŞ

Kitabın ”uzman bakış” bölümünde ise ünlü gezginler, arkeologlar ve dağcıların gezi önerilerine yer veriliyor. Buna göre, profesyonel dağcı Nasuh Mahruki’ye göre, Türkiye’nin doğusunun özel bir yeri var. Ağrı Dağı, Adıyaman, Şanlıurfa, Midyat, Van ve Tunceli, gezilip görülmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Gezgin, yazar ve otel işletmecisi Sevan Nişanyan, 30 yıldır seyahat eden bir kişi olduğunu belirterek, tatilcilere Şirince, Selçuk, Efes ve Didim’i öneriyor.

İRAN DA VAR

Gazeteci-yazar ve profesyonel turizm rehberi Özcan Yurdalan, yurt dışı tatil düşünenlere ”Aşkın ve şiirin ülkesi” dediği İran’ı öneriyor. Yurdalan’a göre, İran’ı görülmeye değer kılan, yeryüzündeki tüm kültürleri hızla tek tipleştiren kürselleşme sürecine rağmen özgün karakterini korumaya direnmesi oluşturuyor. Yurdalan’a göre, İran, kadın turistler için sanıldığından çok daha güvenli. Çünkü kentli kadınlar, gecenin geç saatlerine kadar sokaklarda gezebiliyor. Fransız gezgin Claire Goubert ise tatilcilere dünyada gezilecek yer olarak Mısır, Tunus, Cezayir, Fas, Senegal, Karayip Adaları, Türkiye’de ise Efes, Bodrum, Gökova, Datça, Marmaris, Dalyan, Fethiye ve Göcek’i öneriyor.

Ağustos 8, 2008 Posted by | Gezi | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Ağrısız teşhis ve tedavi

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, yaptığı açıklamada, quantum fiziğinden yararlanarak üretilen quantum tekniğinin, vücutta gözle görülemeyen her türlü değişikliği tespit ve tedavi amaçlı kullanılan modern bir tıp metodu olduğunu söyledi.

İnsan vücudunun yapı taşları olan hücrelerin dokuları, dokuların organları, organların sistemleri, sistemlerin ise vücudu meydana getirdiğini ifade eden Kalaycıoğlu, ‘Dolayısıyla bozulmayı tespit amaçlı değerlendirebileceğimiz en küçük birim hücredir. Bugünkü tıp ve fizik bilgilerimize quantum fiziği kökenli tıp tekniği girmesi ile artık bizler hücre düzeyinde değerlendirmeler yapabiliyoruz. Bu da bize vücuttaki bozulmalar henüz hastalık haline gelmeden, yani bulgular ortaya çıkmadan yakalama ve bunu tedavi etme fırsatını vermektedir’ dedi.

Vücutta hasarlar başlamadan, erken teşhis ve tedavi olunması durumunda hem sağlıklı hücrelere yardım edileceği, hem de canavar hücrelerin oluşmasına engel olunabileceğini kaydeden Kalaycıoğlu, ‘Bu konuda quantum tıbbının en büyük faydası, yarım saat gibi kısa bir sürede sadece derideki elektriksel aktiviteyi ölçerek vücudunuzun her organının durumunu gözler önüne sererek size tedavi protokolünü sunmasıdır’ diye konuştu.

‘DERİMİZ VÜCUDUMUZUN AYNASIDIR’

Kalaycıoğlu, insan vücudundaki her organın çalışmasını ve enerjisini yansıttığı cilt üzerinde bir yansıma alanı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

‘Yani derimiz bizim iç organlarımızın bir aynasıdır. quantum metodunda ortalama 20-30 dakikada tüm vücut incelenebiliyor. Kullanılan metotla vücuda zarar vermek söz konusu değil, çünkü sadece vücudun kendi iç organlarının deriye yansıttığı elektrik ölçülmektedir. Film çekmek, kan almak gibi girişimler söz konusu değildir. Tedavi amaçlı olarak da hücreye gönderilen uyarılar oldukça masum uyarılar olup hücreye yapacağı tepki anlamında yol göstermektir.’

Yapılan ölçüm sırasında ve sonrasında teyit edilmesi gereken özel konu ve tanılar için hekim önerisiyle klasik tıbbın ve teknolojinin imkanlarından faydalanılabileceğine işaret eden Kalaycıoğlu, ‘Bu metotla yapılan çalışmalarda yüzde 80-95 oranında doğru bilgi veriliyor. Geri kalan kısım ise sadece uygunsuz şartlarda ölçüm yapılması veya özel nedenlerden kaynaklanmaktadır’ dedi.

Erken tanı konan, iyileşme yeteneğini kaybetmemiş, ileri yaşta olmayan, dejenerasyon gelişmemiş, kısacası gecikmiş olmamak kaydıyla 200’e yakın hastalıkta quantum tekniğinin tedavi amaçlı kullanılabildiğini ifade eden Kalaycıoğlu, şunları kaydetti:

‘Tüm vakalarda mevcut kullanılan ilaçlara devam edilmesi, ilaç kullanılmıyorsa hekim tarafından değerlendirilen ilaçların kullanılması öneriliyor. Çünkü yapılan çalışmalarda, kullanılan ilaçlarla birlikte quantum tıbbı tatbik edilen vakalarda iyileşmenin hızlandığı, daha az ilaç tüketildiği, kullanılan ilaçtan daha yüksek verim alındığı gözlenmiştir.’

Kalaycıoğlu, quantum tedavisinin, kan akımını artırmak, iltihap gelişmesini önlemek, bağışıklık sistemini uyarmak ve hedefe yönlendirmek, ağrıyı azaltmak, kolojen sentezini artırmak, bazal metabolizmayı artırmak, genç ve dinç kalmak gibi yöntemlerde kullanılabildiğini de söyledi.

Quantum rehabilitasyon terapide, kompleks ve ağır ameliyatlar, uzun süreli radyasyon veya kemoterapi uygulama sonrası hemen tatbik edildiğinde, normal iyileşme sürelerini 2-3 kat azaltabildiğinin görüldüğünü belirterek, ‘Quantum teknolojisi sporcuların, savaşa katılan askerlerin ve afet sonucu yaralananların psikolojik durumlarını geliştirir. Geriatri dalında yapılan ciddi araştırmalara göre, quantum tıp rehabilitasyon ve önleyici terapilerinin insan ömrünü 7-12 yaş uzattığı kanıtlanmıştır’ diye konuştu.

QUANTUM TIBBININ AVANTAJLARI

Kalaycıoğlu, quantum metodunun, beraber uygulandığında ilaç tedavisinin etkisini arttırdığını, bir süre sonra ilaç kullanımının miktarını azalttığı hatta tamamen kaldırdığını ifade ederek, ‘İyileşme süresinin zamanını 2-3 kat azaltır. Hastanede yatan hastaların tedavi süresini azaltır, ayakta tedavi edilen hastaların tedavi imkanlarını zenginleştirir. Hastalıktan korunma katsayısını arttırır’ dedi.

Quantum tekniğinin dünyada 30’dan fazla ülkede kullanıldığını belirten Kalaycıoğlu, ‘Rusya, İsviçre, Almanya, Danimarka, Fransa, ABD, Kanada, Norveç, İsveç, Kore, Polonya, Tunus gibi ülkelerde 9 bin 800’e yakın merkezde bu teknik kullanılmaktadır. Türkiye’de Trabzon’da resmi olarak hizmete başlamıştır. Bu bölge adına ve ülke adına büyük bir atılımdır’ diye konuştu.

Temmuz 31, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Hollanda’dan Hrant Dink’e ödül

Hollanda’nın uluslararası yardım kuruluşlarından Oxfam Novib, “Pen Awards” adıyla her yıl verdiği ödüle bu yıl, Türkiye’den Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in layık görüldüğünü bildirdi.

Oxfam Novib’den yapılan açıklamada, her yıl dünyanın değişik ülkelerinde baskı ve sansür altında kalan yazar ya da sanatçılara bu ödülün verildiğini anımsatılarak, bu ödülle Hrant Dink’in mali ve moral açıdan desteklenmesinin amaçlandığı belirtildi.

Açıklamada, ödülün, uluslararası yazarlar kuruluşu PEN tarafından da desteklendiği kaydedildi.

Verilen bilgiye göre, Hrant Dink, ödülünü, 18 Kasım’da Lahey’de düzenlenecek törenle alacak. Hrant Dink’e ödülle birlikte 2500 avro verilecek.

Oxfam Novib tarafından verilen ödüle geçen yıl, Tunuslu gazeteci Sihem Bensedrine layık görülmüştü.

Temmuz 31, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Ayasofya’da deprem paniği

Avrupa Komisyonu tarafından oluşturulan projelerden biri olan ‘Akdeniz Üniversiteleri Birliği – Kültürel Miras’ (Unimed Cultural Heritage) tarafından yapılan araştırma sonucuna göre İstanbul’daki Ayasofya Müzesi’nin, Richter ölçeğiyle 6 büyüklüğünde bir depreme dayanmayacağının anlaşıldığı duyuruldu.

Konuya ilişkin açıklama, İtalya’nın Palermo kentinde, bugün aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 10 ülkenin katılımıyla kurulan Akdeniz Mirası (Herimed) Derneği’nin kuruluş töreni sırasında yapıldı.

Dernek başkanı Roberto Albergoni, törende yaptığı konuşmada, ‘Ayasofya Kilisesi, Richter ölçeğiyle 6 şiddetinde depreme dayanamaz. Bu, Akdeniz Üniversiteleri Birliği – Kültürel Miras adlı kuruluş tarafından, İtalya’daki risk haritasını belirleme konusundaki yöntemlerle, anılan bazilikada yapılan araştırmayla ortaya çıkarılmıştır’ dedi.

Ayasofya’nın, olası deprem felaketinden korunması amacıyla gerekli çalışmaların yapılmakta olduğuna da değinen Albergoni, ‘Türkiye, her durumda AB üyeliği yolunda ilerlemekte olan bir ülkedir. Ayasofya’nın güvenli kılmaya yönelik proje, Türk hükümetinin İtalyan işbirliğiyle gerekli müdahaleler listesinde yer almaktadır’ diye konuştu.

İtalya’nın önderliğinde kurulan Akdeniz Mirası Derneği, bölge ülkelerindeki kültürel mirasa ilişkin risk haritasının çıkarılması amacını taşıyor. Derneğin kurucu ülkeleri arasında, Türkiye ve evsahibi İtalya’nın yanısıra Cezayir, Tunus, Mısır, Lübnan, Filistin, İspanya, Portekiz ve Fransa da yer alıyor.

Temmuz 18, 2008 Posted by | Diğer | , , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın

Bitlis sele teslim oldu

Ahlat Belediye Başkanı Mevlüt Gülmez, 3 gündür aralıklarla devam eden sağanak yağış nedeniyle oluşan selde, ilçedeki çok sayıda ev ve işyerinin hasar gördüğünü söyledi.

Sel nedeniyle Selçuklu ve Tunus mahallelerindeki içme suyu ve kanalizasyon şebekelerinde de büyük hasar oluştuğunu ifade eden Gülmez, ‘İlçede yaklaşık 1 milyon YTL tutarında zarar oluştu. Belediye olarak 7 yıldır yaptıklarımızı sel aldı. Afet İşleri Genel Müdürlüğünün belediyemize destek sağlayacağına inanıyoruz’ dedi.

Temmuz 13, 2008 Posted by | D. Anadolu | , , , | Yorum bırakın

Çekirge’nin arka kapı yalanı!

Hürriyet’in Hayrünisa Hanım’ın GATA’da tedavi gören eşi Dışişleri Bakanı Gül’ü ‘arka kapıdan’ gelerek ziyaret edebildiği iddiası yalan çıktı. Dışişleri Sözcüsü Tan, Hayrünisa Hanım’ın eşine tedavi boyunca refakat ettiğini açıkladı
Hürriyet Gazetesi’nde ilk yşazısı yayınlanana gazeteci Fatih Çekirge’nin ilk yazısında ‘başörtülü Harünisa Gül, GATA’da ameliyat olan eşini, üst düzey komutanların özel izniyle arka kapıdan gelerek bir kez ziyaret ettiği’ haberi yalan çıktı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Hayrünisa Hanım’ın 18 Mart-24 Mart arası GATA’da yatarak tedavi gören eşi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e bu süre boyunca eşlik ettiğini açıkladı.
İLK YAZISINA TEKZİP GELDİ
Türkiye dün Hürriyet Gazetesi’nin sürmanşetten verdiği bir haberle 28 Şubat sürecinin gergin günlerini hatırladı. Fatih Çekirge’nin Perde Arkası köşesinde yazdığı, ‘Arka kapıdan gelen ziyaretçi’ başlıklı haberde başörtülü olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünisa Gül’ün GATA’ya ‘arka kapıdan’ ve ‘özel izinle’ eşini ziyaret edebildiği iddia ediliyordu.
HİKAYESİNİ BİLE YAZDI!
Hayrünisa Hanım, kulak rahatsızlığından dolayı GATA’da ameliyat olan Bakan Gül’ün eşini ‘üst düzey komutanların izniyle’ ziyaret edebildiğini anlatılarak, bir de olayın ‘hikayesi(!)’ anlatılıyordu. Çekirge, Hayrünisa Hanım’ın GATA’nın arka kapısından komutanlara tahsis edilen 7’nci katta tedavi gören eşini bir kez ziyaret ettiğini yazdı.
Ancak, Çekirge’nin bir de ‘üst düzey’ isimsiz bir komutana dayandırdığı haberinin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’ın dün yaptığı açıklamayla ‘asparagas’ olduğu ortaya çıktı.

Sözcü Tan yalanladı

Sözcüsü Namık Tan, yaptığı yazılı açıklamada ‘Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde (GATA) tedavi gördüğü sırada, eşi Hayrünnisa Gül’ün hastaneye ‘arka kapıdan’ alındığı yönündeki haberin doğru olmadığını” bildirdi. Tan, açıklamada, şunları kaydetti:

“Sayın Bakanımızın, GATA Hastanesi’ne yattıkları andan taburcu edilmelerine kadar geçen ve kendilerine gösterilen ihtimama şükran duydukları tedavi süresi boyunca eşleri Sayın Bakanımıza devamlı refakat etmiş ve hastaneye ‘arka kapıdan’ alınmaları hiçbir durumda söz konusu olmamıştır.”
Tunus ziyaretinin ardından, üst solunum yolu enfeksiyonu ve uçaktaki basıncın iç kulakta yarattığı travma nedeniyle GATA’da tedavi altına alınan ve bir operasyon geçiren Gül, 24 Mart’ta taburcu olmuştu.

Kaynak: http://www.yenisafak.com.tr

Temmuz 1, 2008 Posted by | Asparagas | , , , , , , , , , , , , , | Yorum bırakın